Türk Dünyası STK’ları Ankara’da Buluştu: Birlik Çağrıları Yükseldi

Yayınlama: 15.09.2025
A+
A-

200’ü aşkın Türk Dünyası sivil toplum kuruluşu, Ankara’da bir araya gelerek iktidarla ilk kez doğrudan temas kurdu. Zirvede, Türk Birliği fikri için ortak yol haritası belirlenmesi ve devlet politikası haline gelmesi vurgulandı.

Türk Dünyası STK’ları Ankara’da Buluştu: Birlik Çağrıları Yükseldi

Ankara, 15 Eylül 2025 – 12 Haziran, Türk Dünyası için çalışan sivil toplum örgütleri (STK) için adeta milat oldu. O gün, 200’ü aşkın STK temsilcisi Ankara’da bir araya geldi. Bu buluşma, STK’ların ilk defa iktidarla doğrudan temas kurması, Türk Dünyası sivil toplumunun devletteki tüm muhataplarına ulaşması açısından tarihi bir öneme sahip.

Türk Dünyası’nın Dertleri ve Çözüm Arayışları

Zirve, Türk Dünyası ile ilgili STK’ların dertlerini anlatma fırsatı bulduğu, Türk Birliği fikrine giden yolda ortak bir yol haritasının belirlenmesi için önemli bir platform oldu. Ankara’nın sıcak yaz günlerinden birinde, STK temsilcileri, memleket meselelerini konuşur gibi samimi bir ortamda sorunları ve çözüm önerilerini masaya yatırdı. Kimisi vize sorunundan yakındı, kimisi ortak alfabe çalışmalarının önemine değindi. Ama hepsinin ortak bir hedefi vardı: Türk Dünyası’nın birliği ve beraberliği.

Türk Birliği Devlet Politikası Haline Geliyor mu?

Zirvede en çok merak edilen konulardan biri de Türk Birliği’nin devlet politikası olup olmayacağıydı. Cumhur İttifakı’nın bu konudaki duruşu dikkatle takip edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Türk Dünyasının kederi ortak, sevinci ortak, geleceği de ortak olmalıdır” sözleri umutları artırırken, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin de Türk milliyetçiliğine vurgu yapması, bu konudaki beklentileri yükseltti. 250 milyondan fazla nüfusu, 1.9 milyar doları aşan ticaret hacmi, tarihi, dini ve kültürel bağları olan Türk dünyasının birliği, artık sadece bir hayal olmaktan çıkıp, somut adımlarla ilerlenmesi gereken bir hedef olarak görülüyor. “Turan” ülküsüyle büyüyen nice nesillerin ardından, bu hedefe ulaşmak için artık daha kararlı adımlar atılması bekleniyor.

Emekli öğretmen Ayşe Teyze’nin, “Ben göremesem de, bari torunum Elif Türk Birliği’ni görsün,” sözleri, bu konudaki halkın beklentisini ve umudunu açıkça ortaya koyuyor.

Prof. Dr. Kürşad Zorlu’nun Rolü

AK Parti bünyesinde Türk Devletleri İlişkiler Başkanlığı’nın kurulması ve başına Prof. Dr. Kürşad Zorlu’nun getirilmesi, bu alanda atılan önemli adımlardan biri oldu. Göreve geldiği andan itibaren makamında yaşanan hareketlilik, Zorlu’nun Türk Dünyası’na verdiği önemi gösteriyor. Derdi “Türk Dünyası” olan herkesin uğrak yeri haline gelen Zorlu’nun makamı, adeta bir bakanlık gibi işliyor. İstişareye önem veren, muhatabını dinleyen ve notlar alan Zorlu, “Ben zaten yıllardır Türk dünyasının içindeyim, ben bilirim,” havasında değil. Aksine, güzel fikirler kimden gelirse gelsin, Türk Dünyası için yararlıysa hayata geçirmek için cesur adımlar atıyor.

Vakit Daralıyor: İcraat Zamanı

Ancak, zirvede dile getirilen bir endişe de vardı: Konuşmaların sadece konuşmada, alınan kararların sadece kararda kalmaması. Türk Dünyası sivil toplumu, Kürşad Zorlu’dan somut adımlar bekliyor. Eğer konuşmalar icraata dönüşmezse, bugün umut bağlayanlar yarın hayal kırıklığına uğrayabilir. Zorlu’nun işi gerçekten “zorlu,” ancak bahane üretme lüksü yok. Türk Dünyası ideali için kendini adamış, yetişmiş müthiş bir güç elinde. Bu gücü doğru yönetebilirse, “Turan” için çeriler hazır bekliyor. Bu güç düşüncede, medyada, sivil toplumda, ticarette… Yeter ki Zorlu, bu gücün önüne düşsün.

Zirvenin Sonuç Bildirgesi ve Beklentiler

Zirvenin sonuç bildirgesi 10 maddeden oluşuyor. Türk Dünyası ile ilgili sivil toplum örgütlerinin etkinliğinin artırılması, ortak veri tabanı oluşturulması, Türk Dünyasının ortak vize, göç, oturum ve çalışma izinleri sorunlarına çözüm aranması, ortak alfabe çalışmaları, Türk Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları zirvesinin kurumsallaştırılması gibi önemli maddeler yer alıyor. Bu maddelerin hayata geçirilmesi, Türk Dünyası için önemli bir adım olacak. Özellikle Türk Dünyası sivil toplum örgütlerinin destekleyici değil, yön veren, sonuç odaklı ve dönüştürücü bir güç olarak tanımlanması, yeni vizyonun kamuoyuna ilanı anlamına geliyor. Türk Dünyası kamuoyu olarak, kararların hayata geçirilip geçirilmeyeceği merakla bekleniyor.

Özetle, 12 Haziran 2025, Türk Dünyası için yeni bir başlangıç olabilir. Ancak, bu başlangıcın kalıcı olması için somut adımlar atılması ve verilen sözlerin tutulması gerekiyor. Aksi takdirde, yine bir hayal kırıklığı yaşanması kaçınılmaz olacaktır.

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130