Bakü’de düzenlenen Türk Dünyası Ticaret Fuarı, farklı sektörlerden yüzlerce firmayı bir araya getirdi. Fuar, Türk devletleri arasındaki ticari bağları güçlendirme potansiyeliyle dikkat çekti.
Özet: Bakü’de düzenlenen Türk Dünyası Ticaret Fuarı, farklı sektörlerden yüzlerce firmayı bir araya getirdi. Fuar, Türk devletleri arasındaki ticari bağları güçlendirme potansiyeliyle dikkat çekti.
Merhaba sevgili okurlar, bugün sizlere Bakü’den, kardeş Azerbaycan’dan sesleniyorum. Geçtiğimiz Haziran ayında, 10-12 Haziran tarihlerinde Bakü Expo Merkezi’nde gerçekleşen “Türk Dünyası Ticareti” fuarına yakından bakacağız. Aygün Aliyeva’nın organizatörlüğünde gerçekleşen bu etkinlik, Türkiye’den, Azerbaycan’a, Kazakistan’dan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne kadar geniş bir coğrafyadan katılımcıları ağırladı. Fuarın nabzını tutmaya çalıştım, hem katılımcılarla hem de ziyaretçilerle konuştum. İzlenimlerimi aktarmaya hazırım.
Fuar, adeta bir ticaret panayırı gibiydi. Tarım, inşaat, organik ürünler, mobilya, otomobil yedek parçaları, doğal sağlık ürünleri… Aklınıza gelebilecek 20’den fazla sektörden yüzlerce firma stantlarını kurmuş, ürünlerini sergiliyordu. Türkiye’den de birçok firmanın katıldığını görmek gurur vericiydi. Azerbaycan’ın ev sahipliği yapması da fuara ayrı bir renk katmıştı. Ancak itiraf etmeliyim ki, bazı konularda gönlümde ukde kaldı, onlara da değineceğim.
Fuar alanında dolaşırken, Özbekistan standı adeta bir mıknatıs gibi insanları çekiyordu. Gerek standın tasarımı, gerekse sergilenen ürünlerin çeşitliliği ve kalitesiyle Özbekistan, fuarın en dikkat çeken ülkelerinden biriydi. Altın işlemelerden tekstil ürünlerine, ayakkabılardan otomobillere kadar geniş bir yelpazede ürün sergiliyorlardı. Hatta Cumhurbaşkanı yardımcısı düzeyinde bir katılım göstermeleri, Özbekistan’ın bu fuara verdiği önemi açıkça gösteriyordu. Anlaşılan o ki, Özbekistan Türk dünyası ticaretinde önümüzdeki dönemde adından sıkça söz ettirecek.
Gelelim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne… KKTC standı, fuarın en anlamlı köşelerinden biriydi. Aygün Aliyeva’nın organizasyon becerisi sayesinde, KKTC standı Macaristan standının hemen yanına konumlandırılmıştı. Bu durum, Macaristan’ı KKTC ile muhatap olmak zorunda bırakması açısından da önemliydi. KKTC Başbakanı, Başbakan Yardımcısı, Turizm Bakanı, Ekonomi Bakanı… Devletin zirvesi fuardaydı! KKTC, bu fuar sayesinde kendini Türk dünyasına çok daha güçlü bir şekilde ifade etme fırsatı buldu. Milyonlar harcasalar, bu kadar etkili bir tanıtım yapmaları belki de mümkün olmazdı. KKTC’nin duruşu netti: “Biz Türk devletlerinin ayrılmaz bir parçasıyız, varız ve var olmaya devam edeceğiz!”
Hatta fuarın düzenleyicisi Aygün Aliyeva’nın “Bir sonraki fuarımız Özbekistan’da, ondan sonraki fuarımız da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde olacak” açıklaması, KKTC’nin Türk dünyasındaki yerinin sağlamlaşması adına umut verici bir gelişmeydi. Bu açıklama, Azerbaycan başta olmak üzere diğer kardeş Türk devletlerinin de KKTC’yi en kısa sürede tanıyacağına olan inancımı artırdı.
Fuar boyunca aklımdan geçen bir soru vardı: Türkiye nerede? Türk Dünyası Ticaret Fuarı, aylarca süren bir emeğin, Türk dünyasının ticari kapasitesini artırma vizyonunun bir ürünü. Bu vizyonun temelinde, kültürden sanata, sinemadan eğitime, edebiyattan dile kadar “Turan”ı inşa etme hedefi yatıyor. Ancak bu hedefe ulaşmak için Türk dünyası ekonomisinin güçlü olması gerektiği de aşikar. Özbekistan ve KKTC’nin gösterdiği hassasiyeti diğer Türk devletlerinin de göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle Türkiye’nin, bu fuarda Türk dünyasının “beyni” olması beklenirdi. Azerbaycan’ın da sektörel anlamda bu fırsatı daha iyi değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum.
İster istemez soruyor insan: Türk Devletleri Teşkilatı nerede? Türk Yatırım Fonu nerede? Türkiye başta olmak üzere TDT’ye üye ülkeler, 1.9 trilyon dolarlık ticaret hacminin neden 43 milyon dolarda kaldığını sorgulamak zorunda. Türk Ticaret Fuarı incelenmeli ve bu fuarın Türk dünyasına kattıkları göz ardı edilmemeli. Aksi takdirde, Türk devletleri ekonomik yönden gelişmediği sürece, bir olup ticaret kapasitelerini artırmadıkları sürece, ne yaparsak yapalım “Türk Birliği” fikri romantizmden öteye geçemez.
Son 10 yıldır, geç kalınmış da olsa güzel adımlar atılıyor ve başarılı sonuçlar alınıyor. Ancak bir kez daha vurgulamak istiyorum: 1.9 trilyon dolarlık ticaret hacmi nerede, 43 milyon dolarlık ticaret hacmi nerede? Eğer Türk Devletleri Teşkilatı’na üye ülkeler kendi aralarındaki ticaret hacmini, Birlik dışındaki ülkelerle yaptığı ticaret hacminden düşük tutarsa, işimiz gerçekten zor.
II. Türk Ticaret Fuarı, başta TRT Avaz olmak üzere Türkiye ve Azerbaycan medyası dahil tüm Türk dünyası medyasında geniş yer buldu. “AnewZ” gibi dünyaya hitap eden bir kanalda İngilizce yayınlandı, Rusça yayın yapan televizyon kanallarında ve yazılı basında da yer aldı. Bu durum, “Türk Birliği”ni ve Türk Devletleri Teşkilatı’nı tüm dünyaya duyurmak açısından büyük önem taşıyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ismi ve katılımı, dünyanın gözü önünde zihinlere kazındı. Bu nedenle, bu fuar sadece bir fuar olmaktan çok daha öte, Türk dünyası adına ticari ve diplomatik bir zaferdir.
Aygün Aliyeva, kurduğu ROK Expo Danışmanlık Şirketi ile bu organizasyonu kendi çabalarıyla hayata geçirdi. Bu çabayı takdir etmek gerekiyor. Ancak, Türk Ticaret Fuarı fikri daha da geliştirilmeli. Aygün Hanım’a açık çağrımdır: “Türk Dünyasını Turizm ve Yatırım Fuarı’nda da bir araya getirin. Büyük bir eksikliği Türk Dünyası adına gidermiş olursunuz.”
Gelelim Türkiye tarafına… Türkiye, tartışmasız bir şekilde “Türk Birliği”nin beyni konumunda. Beyin çalışacak, karar verecek ki bu birlik büyüyecek ve ilerleyecek. Türk Ticaret Fuarı, yetkililerin dikkatini çekmeli. Türk, sadece Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan “Türk”ten ibaret değildir. TİKA başta olmak üzere ilgili bakanlıklar, yerli ve milli markalarımızı teşvik etmeli ve fuara katılımlarını desteklemeli. Belki yapacakları bir iş birliği anlaşması, devletimizin onlara vereceği desteğin yüz katı, bin katı olarak geri dönecek. Ekonominin bu kadar zorlu olduğu bir dönemde, Türkiye’nin Türk dünyası ülkelerine açılmasından daha büyük bir fırsat olabilir mi? Milli otomobil markamız TOGG, neden Türk Devleti Teşkilatı’na üye ülkelerin sokaklarında olmasın ki? Neyimiz eksik?
Türk Devletleri Teşkilatı, Türk dünyasının tamamına hitap eden Türk Ticaret Fuarı’nı mutlaka değerlendirmeye almalı ve desteklemeli. Türk Yatırım Fonu, Türk Ticaret Fuarı’