Türk Dünyası Belgesel Film Festivali’nin 10. yılı Ankara’da görkemli bir törenle kutlandı. Festival, Türk dünyasının kültürel mirasını beyaz perdeye taşıyarak gelecek nesillere aktarmayı hedefliyor.

Türk Dünyası Ankara’da Buluştu: 10. Belgesel Film Festivali’nde Ortak Miras Vurgusu

NAZLI ÖNGÖREN – EGEMEN ALTINBAŞ / ANKARA – BHA Ankara, Türk dünyasının kalbi olmaya devam ediyor. Türk Dünyası Belgesel Film Festivali’nin 10. yıl gala ve ödül töreni, başkentte gerçekleşti. Festival, farklı coğrafyalardan gelen sinemacıları ve kültür elçilerini bir araya getirerek, ortak değerlerimizi ve kültürel zenginliğimizi kutlama fırsatı sundu. Tören, adeta bir şölen havasında geçti, katılımcılar hem duygulandı hem de gururlandı.

Festivalde Kimler Vardı?

Törene katılım oldukça yoğundu. Ak Parti Osmaniye Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık, Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, Türk İnternet Medya Birliği (TİMBİR) Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa, Türk Dünyası Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Menderes Demir gibi önemli isimler geceye renk kattı. Ayrıca, on farklı ülkeden üniversiteler, meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve medya temsilcileri de festivalde yerini aldı. Bu geniş katılım, festivalin Türk dünyası için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Menderes Demir: “Amacımız Ortak Mirası Tanıtmak”

Türk Dünyası Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Menderes Demir, törende yaptığı konuşmada festivalin önemine dikkat çekti. Demir, “Türkistan’dan Avrupa içlerine kadar geniş bir coğrafyada yaşayan bir milletin adıyız. Bu festivalle, Türk dünyasının dört bir yanından gelen sinemacılarla ortak değerlerimizi buluşturuyoruz. Amacımız, Türk dünyasının ortak kültürel mirasını belgelemek ve tüm dünyaya tanıtmak” dedi. Demir’in bu sözleri, salonda büyük alkış aldı. Sanki herkes aynı duyguları paylaşıyordu; köklerimize sahip çıkmak, kültürel zenginliğimizi dünyaya duyurmak…

Demir, festivalin 10 yılda yüzlerce filmle büyük bir arşive dönüştüğünü de vurguladı. Devletimizin TİKA, Türksoy, Yunus Emre Enstitüsü, YTB gibi kurumlarının Türk kültürünü dünyaya yaymak için büyük çaba sarf ettiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Altı devlet, tek millet” vurgusunu hatırlatan Demir, “İnşallah yakında ‘yedi devlet, tek millet’ olarak yolumuza devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Bu sözler, geleceğe dair umutları da yeşertti. Bu yıl 146 filmin yarıştığı festivalde, kısa, uzun ve öğrenci belgesellerinin Türk kültürünü ve Türk’ün dünyaya bakışını anlattığını da ekledi. Yani, belgeseller aracılığıyla hem geçmişe ışık tutuluyor hem de geleceğe yön veriliyor.

Halil İbrahim Yılmaz: “Ankara Türk Dünyasının Kalbidir”

Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz da festivalin Ankara’da düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. “Ankara sadece Cumhuriyet’in başkenti değil, aynı zamanda mazlum milletlerin de başkentidir. Orta Asya’dan Akdeniz’e uzanan kardeşlik yolculuğunun kalbi burada atıyor” dedi. Yılmaz’ın bu sözleri, Ankara’nın sadece coğrafi değil, aynı zamanda manevi bir merkez olduğunu da vurguladı.

Yılmaz, sinemanın kültürel ve ekonomik gücüne de dikkat çekti. “Bir flash bellekte bazen 1 milyar dolarlık ekonomi oluşturulabiliyor. Kültür ve sanat, cari açığı kapatan bir güçtür. Türk filmleriyle 150 ülkeye dilimizi ve kültürümüzü ihraç ediyoruz” diye konuştu. Yani, kültür sadece bir miras değil, aynı zamanda ekonomik bir değer. Sinema sayesinde, dilimiz ve kültürümüz dünyanın dört bir yanına yayılıyor, gönüllere dokunuyor.

Derya Yanık: “5 Bin Yıllık Hafızayı Geleceğe Taşımak”

Ak Parti Osmaniye Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık, konuşmasında kültür ve sanatın Türk dünyası için taşıdığı anlamı vurguladı. “Yaklaşık 5 bin yıllık kültürel hafızayı geleceğe aktarmak gibi bir sorumluluğumuz var. Türk dünyasının farklı bölgelerinden gelen konuklarımızla kolaylıkla anlaşabiliyoruz, çünkü aynı kökten geliyoruz. Bu hafızayı korumak sadece kimliğimizin değil, insanlığa bir duruşun ifadesidir” dedi. Yanık’ın bu sözleri, kültürel mirasımızın sadece bize değil, tüm insanlığa ait bir değer olduğunu da ortaya koydu.

Yanık, kültür ve sanatın ticari, diplomatik ve toplumsal değerlerine dikkat çekerek, emeği geçen tüm sanatçılara, yönetmenlere ve kurumlara teşekkür etti. Yani, bu festival sadece bir kutlama değil, aynı zamanda bir teşekkür ve takdir ifadesiydi. Sanatçılarımızın ve kurumlarımızın çabaları sayesinde, Türk kültürü daha da zenginleşiyor ve dünyaya yayılıyor.

Festival, ödül töreniyle sona erdi. Gecede, Türk dünyasının farklı coğrafyalarından gelen belgeselciler ödüllerini aldı. Törenin ardından, katılımcılar hatıra fotoğrafları çektirdi ve birbirleriyle sohbet etti. Festival, Türk dünyasının birlik ve beraberlik duygusunu pekiştiren önemli bir etkinlik olarak hafızalara kazındı.