Türkiye, yılın ilk dokuz ayında 112 ülkeye çay ihraç ederek önemli bir başarıya imza attı. Özellikle Avrupa pazarındaki talep artışı dikkat çekerken, Rize ihracatın lokomotifi oldu.

Türk Çayı Avrupa’yı Sardı: İhracat Rekorları Kırılıyor!

Ankara – Soğuk kış günlerinde içimizi ısıtan, sohbetlerimizin vazgeçilmezi Türk çayı, sınırları aşıp dünyayı ısıtmaya devam ediyor. 2025 yılının Ocak ayından Eylül ayına kadar olan dönemde tam 112 ülke, özerk ve serbest bölgeye çay ihracatı gerçekleştiren Türkiye, geçen seneye oranla ihracat miktarını da gözle görülür şekilde artırdı. Geçtiğimiz yılın aynı döneminde 3 bin 628 ton olan çay satışı, bu yıl 4 bin 57 tona yükselerek adeta rekor kırdı. Bu artış, Türk çayının uluslararası alandaki popülaritesinin ve kalitesinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

En Çok Hangi Ülkeler Türk Çayını Tercih Ediyor?

Peki, Türk çayına en fazla rağbet gösteren ülkeler hangileri? Verilere göre, Belçika, Birleşik Krallık ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ilk sıralarda yer alıyor. Belçika’ya yapılan çay ihracatının değeri 7 milyon 855 bin doları bulurken, Birleşik Krallık’a 3 milyon 654 bin dolar, KKTC’ye ise 1 milyon 958 bin dolarlık çay gönderildi. Bu rakamlar, Türk çayının Avrupa pazarındaki güçlü konumunu açıkça ortaya koyuyor. Özellikle Belçika’daki yoğun talep, Türk çayının farklı kültürlere de hitap edebildiğini gösteriyor.

Rize: Çay İhracatının Kalbi

Türkiye’nin çay üretimindeki başkenti olan Rize, ihracat konusunda da adeta bir lokomotif görevi üstleniyor. 2025 yılının ilk 9 ayında tek başına 25 ülkeye 2 bin 670 ton çay gönderen Rize, bu ihracattan 10 milyon 716 bin dolar gelir elde etti. Bu, ülke genelindeki çay ihracatının yaklaşık yüzde 48’ine denk geliyor. Yani, Türkiye’den ihraç edilen her iki paket çaydan biri, Rize’nin bereketli topraklarında yetişiyor. Rize’nin bu başarısı, bölgedeki çay üreticilerinin ve ihracatçılarının özverili çalışmalarının bir sonucu olarak değerlendiriliyor.

Sektör Temsilcileri Umutlu: Hedef 28 Milyon Dolar Barajını Aşmak

Çay sektöründeki bu olumlu gelişmeler, sektör temsilcilerini de umutlandırıyor. Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Çay Sektör Komitesi Başkanı Şaban Turgut, Avrupa pazarında Türk çayına olan talebin dikkat çekici seviyelere ulaştığını belirtiyor. Turgut, “Türk çayına olan ilgi, markalaşma ve kalite algısının güçlenmesiyle her geçen yıl artıyor. Yılın son çeyreğinde ivmeyi koruyabilirsek, 28 milyon dolar barajını aşma potansiyelimiz yüksek,” dedi. Bu açıklama, sektörün geleceğine dair umutları artırırken, ihracat hedeflerinin de ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor.

Şaban Turgut, sadece geleneksel pazarlarda değil, Orta Doğu, ABD ve Uzak Doğu ülkelerinde de Türk çayının tanıtımını artırmak istediklerini vurguladı. “Turquality Tanıtım Projesi ve UR-GE programlarıyla pazar payımızı genişletmeyi hedefliyoruz,” diye ekledi. Bu projelerle, Türk çayının dünya genelindeki bilinirliğinin artırılması ve yeni pazarlara açılması hedefleniyor. Özellikle Orta Doğu, ABD ve Uzak Doğu pazarlarındaki potansiyel, Türk çay ihracatının geleceği açısından büyük önem taşıyor.

Peki, Bu Başarı Nasıl Elde Edildi?

Türk çayının bu başarısının arkasında yatan faktörler neler? Öncelikle, Türk çayının kendine özgü aroması ve lezzeti, onu diğer çaylardan ayırıyor. Ayrıca, son yıllarda yapılan markalaşma çalışmaları ve kalite standartlarının yükseltilmesi, Türk çayının uluslararası pazarda daha rekabetçi hale gelmesini sağladı. Devletin sağladığı teşvikler ve destekler de, çay üreticilerinin ve ihracatçılarının önünü açtı. Tüm bu faktörler bir araya geldiğinde, Türk çayının ihracat başarısı kaçınılmaz oldu.

Bu başarı, sadece ekonomik anlamda değil, kültürel anlamda da büyük önem taşıyor. Türk çayı, Türkiye’nin bir simgesi haline gelmiş durumda. Dünyanın dört bir yanındaki insanların Türk çayını tercih etmesi, Türk kültürünün de yayılmasına katkı sağlıyor. Belki de bir gün, Paris’te bir kafede otururken, yan masanızdaki birinin elinde Türk çayı bardağı görebilirsiniz. Kim bilir?

Sonuç olarak, Türk çayının ihracatındaki bu artış, ülke ekonomisi için sevindirici bir haber. Sektör temsilcilerinin umutlu açıklamaları ve yeni pazarlara açılma hedefleri, Türk çayının geleceğinin parlak olduğunu gösteriyor. Umarız, önümüzdeki yıllarda Türk çayı, dünyanın dört bir yanında daha fazla insanın sofralarını süslemeye devam eder.