Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son raporuna göre, ücretli çalışan sayısı genel olarak artış gösterse de, sanayi sektöründe düşüş yaşandı. İnşaat ve hizmet sektörlerindeki artışlar, sanayideki kaybı telafi etmeye çalışıyor.

TÜİK Raporu: Ücretli Çalışan Sayısında Hafif Artış, Sanayi Sektöründe Düşüş Gözlendi

Türkiye ekonomisinin nabzını tutan verilerden biri daha açıklandı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı Şubat ayına ait ücretli çalışan istatistiklerini yayınladı. Rakamlar, genel tabloda bir artış olduğunu gösterse de, sektörler arasındaki dengesizlik dikkat çekiyor. Özellikle sanayi sektöründeki düşüş, uzmanlar tarafından yakından takip ediliyor.

Genel Toplamda Artış Var, Ama…

TÜİK’in verilerine göre, Türkiye genelinde sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörlerinde ücretli çalışan sayısı, 2024 Şubat ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,1 oranında arttı. Bu artışla birlikte toplam ücretli çalışan sayısı 15 milyon 293 bin 843 kişiye ulaştı. Geçen yılın aynı ayında bu rakam 15 milyon 125 bin 704 kişiydi. Yani, bir yılda yaklaşık 168 bin yeni ücretli çalışan istihdam edilmiş oldu. Ancak bu artışın arkasındaki tablo, göründüğü kadar parlak değil.

Peki, bu artışın kaynağı neresi? Hangi sektörler bu büyümeye öncülük ediyor? İşte bu soruların cevabı, sektörler arasındaki farklılıkları ortaya koyuyor.

Sanayi Sektöründe Alarm Zilleri Çalıyor

Alt sektörler incelendiğinde, sanayi sektöründe ücretli çalışan sayısında yıllık bazda yüzde 2,2 oranında bir gerileme yaşandığı görülüyor. Bu, yaklaşık 30 bin kişinin sanayi sektöründe işini kaybettiği anlamına geliyor. Üretimdeki yavaşlama, küresel ekonomik dalgalanmalar ve artan maliyetler, bu düşüşün başlıca nedenleri arasında gösteriliyor. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) bu durumdan daha fazla etkilendiği belirtiliyor.

Konuyla ilgili görüştüğümüz bir sanayici, “Artan enerji maliyetleri ve hammadde fiyatları, rekabet gücümüzü ciddi şekilde azaltıyor. Siparişler azalınca, çalışan sayımızı da düşürmek zorunda kaldık,” şeklinde konuştu. Bu durum, sanayi sektöründeki genel sıkıntının bir yansıması olarak değerlendiriliyor.

İnşaat ve Hizmet Sektörleri Lokomotif Görevi Görüyor

Sanayi sektöründeki düşüşe karşılık, inşaat sektöründe yüzde 2 ve ticaret-hizmet sektöründe ise yüzde 2,9 oranında artış kaydedildi. Özellikle turizm sezonunun yaklaşmasıyla birlikte, hizmet sektöründeki canlılık, istihdama olumlu yansımış durumda. Yeni otel açılışları, restoranlar ve turistik işletmelerdeki personel alımları, bu artışın temelini oluşturuyor.

İnşaat sektöründeki artış ise, özellikle büyük şehirlerdeki konut projelerinin devam etmesiyle ilişkili. Ancak, sektör temsilcileri, artan inşaat maliyetleri ve konut fiyatlarındaki yükselişin, uzun vadede bu artışın sürdürülebilirliğini tehlikeye atabileceği konusunda uyarıyor.

Aylık Bazda Durum Ne?

2024 yılı Şubat ayında, bir önceki aya göre ücretli çalışan sayısında genel olarak yüzde 0,1 oranında bir azalma yaşandı. Bu küçük düşüşte, sanayi sektöründeki yüzde 0,4 ve inşaat sektöründeki yüzde 0,7’lik azalmaların etkisi büyük. Ticaret-hizmet sektöründe ise yüzde 0,1 oranında bir artış gözlemlendi.

Ekonomi uzmanları, bu aylık düşüşün mevsimsel etkilerden kaynaklanabileceğini belirtiyor. Ancak, sanayi sektöründeki düşüşün devam etmesi halinde, genel istihdam görünümünün olumsuz etkilenebileceği konusunda uyarıyorlar.

Peki, Bundan Sonra Ne Olacak?

TÜİK’in verileri, Türkiye ekonomisinin kırılgan bir dönemden geçtiğini gösteriyor. Sanayi sektöründeki düşüşün durdurulması ve diğer sektörlerdeki büyümenin sürdürülebilir hale getirilmesi, önümüzdeki dönemde ekonominin en önemli gündem maddelerinden biri olacak. Hükümetin bu konuda alacağı önlemler ve uygulayacağı politikalar, istihdam piyasasının geleceğini doğrudan etkileyecek.

Vatandaşlar ise, ekonomik gelişmelerin kendi hayatlarına nasıl yansıyacağını merakla bekliyor. Özellikle işsizlik oranlarının düşürülmesi ve gelir düzeyinin artırılması, halkın en büyük beklentileri arasında yer alıyor.

Ekonomi çevreleri, hükümetin sanayi sektörünü destekleyici politikalar uygulaması, KOBİ’lere yönelik teşvikler artırması ve turizm sektöründeki potansiyeli daha iyi değerlendirmesi gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde, istihdam piyasasında yaşanacak olumsuz gelişmelerin, ekonomik büyümeyi sekteye uğratabileceği belirtiliyor.