Selçuk Üniversitesi’nden bilim insanları, Toros Dağları’nda daha önce literatürde yer almayan yeni bir kır sümbülü türü keşfetti. “Konya Sümbülü” olarak adlandırılan bitkinin tıbbi ve ekonomik potansiyeli araştırılacak.
Özet: Selçuk Üniversitesi’nden bilim insanları, Toros Dağları’nda daha önce literatürde yer almayan yeni bir kır sümbülü türü keşfetti. “Konya Sümbülü” olarak adlandırılan bitkinin tıbbi ve ekonomik potansiyeli araştırılacak.
Ankara, 16 Eylül 2025 – Toros Dağları’nın eteklerinde, doğanın cömertçe sunduğu güzelliklere bir yenisi daha eklendi. Selçuk Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Tugay ve ekibi, bölgede gerçekleştirdikleri saha çalışmaları sırasında, bilim dünyası için yepyeni bir bitki türü keşfetti. Bu keşif, sadece botanik dünyasında değil, Konya için de büyük bir gurur kaynağı oldu.
Yaklaşık 1800 metre yükseklikte, Torosların zorlu coğrafyasında bulunan bu bitki, ilk bakışta diğer kır sümbüllerine benzese de, Prof. Dr. Tugay’ın tecrübeli gözünden kaçmadı. Yıllardır Türkiye’deki tüm kır sümbüllerini inceleyen Tugay, bu bitkinin farklılığını hemen fark ettiğini belirtiyor. “Türkiye’deki tüm kır sümbüllerini adeta ezbere biliyoruz. Bu bitkiyi gördüğümüzde, bir şeylerin farklı olduğunu anladık” diyor Tugay, heyecanını gizleyemeden.
Bitkiden alınan örnekler, Selçuk Üniversitesi laboratuvarlarında detaylı bir incelemeye alındı. Mikroskobik analizler ve genetik karşılaştırmalar sonucunda, bu türün daha önce hiçbir bilimsel yayında yer almadığı, yani tamamen yeni bir tür olduğu kesinleşti.
Yeni keşfedilen bu bitkiye, bulunduğu şehre ithafen “Bellevalia konyaensis” adı verildi. Prof. Dr. Tugay, bu ismin seçim nedenini şöyle açıklıyor: “Bu bitkiyi Konya’da bulduk. Şehrimizin adını bilim dünyasına taşımak istedik. Bu yüzden Latince ismini ‘Bellevalia konyaensis’, Türkçe karşılığını da ‘Konya Sümbülü’ olarak belirledik.” Artık, bilimsel yayınlarda ve botanik kitaplarında “Konya Sümbülü” adı geçecek ve bu bitki, Konya’nın doğal zenginliğinin bir sembolü olacak.
Her yeni bitki türü keşfi, beraberinde birçok soruyu da getiriyor. Bu bitkinin tıbbi bir potansiyeli var mı? Ülke ekonomisine katkı sağlayabilir mi? İşte bu sorulara cevap bulmak için, şimdi de Konya Sümbülü’nün tıbbi ve ekonomik değerleri araştırılmaya başlanacak. Prof. Dr. Tugay, bu konuda umutlu olduğunu belirtiyor: “Dünyadaki benzer türlerde antioksidan ve antienflamatuar özellikler gözlemlendi. Hatta geleneksel tıpta romatizmal hastalıklarda kullanıldığına dair bulgular var. Konya Sümbülü’nün de benzer özelliklere sahip olup olmadığını araştıracağız.”
Ancak, bu güzel haberin yanında, dikkat edilmesi gereken bir gerçek de var. Konya Sümbülü, sadece Toros Dağları’nın belirli bir bölgesinde yetişiyor, yani “lokal endemik” bir tür. Bu da, onu doğal yaşam alanındaki herhangi bir tehdide karşı çok daha savunmasız hale getiriyor. Prof. Dr. Tugay, Uluslararası Doğa Koruma Birliği’nin (IUCN) kriterlerine göre, Konya Sümbülü’nün “çok tehlikede” kategorisinde yer aldığını vurguluyor. “Bu bitkinin korunması ve gelecek nesillere aktarılması çok önemli. Aksi takdirde, bu eşsiz türü sonsuza kadar kaybedebiliriz” diyor Tugay, endişelerini dile getirerek.
Bu keşif, bir yandan bilim dünyasına yeni bir kapı açarken, diğer yandan da doğanın korunmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Konya Sümbülü’nün korunması için gerekli adımların atılması, hem bu eşsiz türün geleceği, hem de doğal mirasımızın korunması adına büyük önem taşıyor. Belki de, Toroslar’ın zirvesinde saklı bu küçük sümbül, hepimize doğaya karşı daha duyarlı olmamız gerektiğini fısıldıyor.