Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev, ülkenin dijital dönüşüm hedefleri doğrultusunda yapay zeka teknolojilerine ağırlık verilmesi gerektiğini vurguladı. “AI-Sana” eğitim programıyla insan kaynağının geliştirilmesi planlanıyor.

Tokayev’den Dijital Hamle: Kazakistan Yapay Zeka Çağına Hazırlanıyor

Kazakistan, dijitalleşme yarışında vites yükseltiyor. Cumhurbaşkanı Kassym-Jomart Tokayev’in son açıklamaları, ülkenin bu alandaki kararlılığını bir kez daha gözler önüne serdi. Dijital dönüşümün sadece bir trend olmadığını, aynı zamanda bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Tokayev, özellikle yapay zeka teknolojilerine yatırım yapılması gerektiğinin altını çizdi. Peki, bu ne anlama geliyor? Kazakistan, bu hamleyle neler hedefliyor?

“Dijital Kazakistan” Programı Meyvelerini Veriyor

Aslında bu, yeni bir başlangıç değil. Kazakistan, 2017 yılında başlattığı “Dijital Kazakistan” programıyla dijitalleşme yolunda önemli adımlar atmıştı. Bu program sayesinde ekonominin kilit sektörleri dijitalleştirildi, bilişim altyapısı güçlendirildi ve e-devlet sistemi yaygınlaştırıldı. Hatta 2022 yılında dünyanın dijital açıdan en gelişmiş 30 ülkesi arasına girmeyi başardı. Ancak görünen o ki, bu başarılar yeterli görülmüyor.

Tokayev, Hükümet’in genişletilmiş toplantısında yaptığı konuşmada, yapay zeka alanındaki gelişmelere hız verilmesi gerektiğini açıkça ifade etti. Bu teknolojinin e-devlet sistemine entegre edileceğini duyurdu. Bu, devlet hizmetlerinin daha hızlı, daha verimli ve daha erişilebilir olması anlamına geliyor. Düşünsenize, bir evrak işi için saatlerce sıra beklemek yerine, yapay zeka destekli bir sistem sayesinde işlemlerinizi saniyeler içinde halledebileceksiniz. Kulağa hoş geliyor, değil mi?

Akıllı Şehirler ve “AI-Sana” Programı

Cumhurbaşkanı Tokayev, yapay zekanın sadece devlet hizmetlerinde değil, akıllı şehir projelerinde de yaygın olarak kullanılması gerektiğine dikkat çekiyor. Akıllı şehirler, teknolojinin yardımıyla yaşam kalitesini artıran, sürdürülebilir ve verimli şehirler demek. Örneğin, trafik akışını optimize eden, enerji tüketimini azaltan veya güvenlik sistemlerini güçlendiren yapay zeka uygulamaları, şehir yaşamını önemli ölçüde kolaylaştırabilir. Şu anda, dünyanın dört bir yanında bu tür projeler hayata geçiriliyor ve Kazakistan da bu trende ayak uydurmak istiyor.

Ancak yapay zeka teknolojilerini kullanmak için sadece altyapı yeterli değil. Aynı zamanda bu teknolojileri geliştirecek ve yönetecek insan kaynağına da ihtiyaç var. İşte tam bu noktada “AI-Sana” adlı yapay zeka eğitim programı devreye giriyor. Bu program, gençlerin yapay zeka alanında uzmanlaşmasını sağlayacak ve ülkenin gelecekteki ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikli iş gücünü yetiştirecek. Yani, Kazakistan sadece yapay zeka teknolojilerini ithal etmekle kalmayacak, aynı zamanda bu teknolojileri üretecek ve ihraç edecek bir konuma gelmeyi hedefliyor.

Dijitalleşmenin Riskleri ve Fırsatları

Tabii ki, dijitalleşmenin sadece olumlu yanları yok. İnsan faktörünün azalması ve bazı mesleklerin zamanla ortadan kalkması gibi riskler de beraberinde geliyor. Örneğin, yapay zeka destekli otomasyon sistemleri, bazı fabrikalarda ve ofislerde çalışan sayısını azaltabilir. Bu da işsizlik sorununa yol açabilir. Ancak bu risklerin farkında olan Kazakistan hükümeti, dikkatli planlama ve stratejik uygulamalarla bu riskleri en aza indirmeye çalışıyor.

Aslında, dijitalleşmenin sunduğu fırsatlar, risklerinden çok daha fazla. Eğitimden sağlığa kadar birçok alanda erişilebilirliği artırıyor, verimliliği yükseltiyor ve yeni iş olanakları yaratıyor. Örneğin, uzaktan eğitim sayesinde kırsal bölgelerdeki çocuklar bile kaliteli eğitim alabilirken, yapay zeka destekli teşhis sistemleri sayesinde hastalıklar daha erken teşhis edilebiliyor. Ayrıca, dijitalleşme sayesinde yeni sektörler ve iş modelleri ortaya çıkıyor. Örneğin, e-ticaret, dijital pazarlama ve yazılım geliştirme gibi alanlarda milyonlarca insan çalışıyor.

Peki, Türkiye Bu Durumda Nerede?

Kazakistan’ın bu hamleleri, Türkiye için de önemli bir mesaj içeriyor. Dijitalleşme yarışında geri kalmamak için Türkiye’nin de benzer adımlar atması gerekiyor. Özellikle yapay zeka, blok zinciri ve bulut bilişim gibi teknolojilere yatırım yapılması, eğitim sisteminin bu teknolojilere göre güncellenmesi ve nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, Türkiye sadece bir tüketici ülke olarak kalacak ve küresel rekabette geri düşecektir.

Sonuç olarak, Kazakistan’ın dijitalleşme hamlesi, sadece bu ülke için değil, tüm dünya için önemli bir örnek teşkil ediyor. Dijital dönüşümün kaçınılmaz olduğu bu çağda, ülkelerin bu sürece uyum sağlaması ve gerekli yatırımları yapması gerekiyor. Aksi takdirde, geleceğin dünyasında söz sahibi olmak mümkün olmayacaktır.