PKK’nın silah bırakma sürecini değerlendiren Anahtar Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali Işıner Hamşioğlu, sürecin yabancı devletlerin İsrail’i koruma senaryosu olduğunu savundu. Hamşioğlu, Türk kimliği etrafında şuur ittifakı çağrısı yaptı.
ANKARA-BHA – Türkiye, terör örgütü PKK’nın silah bırakmaya başlamasıyla birlikte yeni bir döneme girdi. “Terörsüz Türkiye” olarak adlandırılan bu süreç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kızılcahamam’da yaptığı konuşmada “Türkiye Yüzyılı” hedefini hatırlatmasıyla daha da belirginleşti. Ancak bu süreç, kamuoyunda ve siyasette farklı yankılar uyandırırken, Anahtar Parti’den de önemli açıklamalar geldi.
Anahtar Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Medya Tanıtım Başkanı Avukat Ali Işıner Hamşioğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla sürece dair önemli uyarılarda bulundu. Hamşioğlu, “Sakin olmak zorundayız, yol haritamız belli” diyerek, sürecin arka planında farklı dinamiklerin olabileceğine işaret etti.
Hamşioğlu’nun açıklamalarının satır başları şöyle:
Hamşioğlu, sürecin “mecbur olduğumuzu” iddia edenlerin, aslında “örgütü” bugüne dek bölgede kullanan “yabancı devletlerin” İsrail’in genişletilerek varlığının korunması için kurguladıkları bir senaryo olduğunu savundu. Mücadelenin bu hatta yoğunlaştırılması gerektiğini vurguladı. Bu iddia, akıllara daha önce de dillendirilen komplo teorilerini getirirken, sürecin ne denli karmaşık ve çok katmanlı olduğunu da gözler önüne seriyor.
Siyasi tercihleri ve dünya görüşleri farklı olsa da, Türk kimliği, Türk ulus devleti ve üniter yapı başlıklarında ortaklaşan herkesin “şuur ittifakı” haline gelmesi gerektiğini belirten Hamşioğlu, bu ittifakın ayrışık olarak parlamentoda temsil için mücadele etmesinin zorunlu olduğunu söyledi. Bu çağrı, Türkiye’nin içinden geçtiği hassas dönemde birlik ve beraberliğin önemine dikkat çekiyor.
Şiddeti, terörü ve hukuksuzluğu meşru hale getiren bu sürecin, “itirazı” terörize etmeye ve “muhalifi” terörist ilan etmeye olan mesafesinin ortadan kalktığını ifade eden Hamşioğlu, muhalefetin ahlaki üstünlüğünü kaybetme lüksünün kalmadığını söyledi. Bu, muhalefetin sürece karşı eleştirel yaklaşımını korurken, aynı zamanda yapıcı bir tutum sergilemesi gerektiğine işaret ediyor.
Ana muhalefet partisi CHP’nin devletin kurucu ilkelerine bağlılık, Lozan ve ulus devlete sahip çıkma konularında tavizsiz olması gerektiğini vurgulayan Hamşioğlu, parti içi dengeleri gözetmeye çalışmanın ve delege hesabı yapmanın, genel başkan koltuğunda oturtabileceğini ancak ortada bir cumhuriyet bırakmayacağını söyledi. Bu sözler, CHP’nin sürece yaklaşımının, Türkiye’nin geleceği açısından kritik öneme sahip olduğunu gösteriyor.
Türk milliyetçilerinin kavramsal tartışmaları kamuya açık şekilde, ilkesel bazda ve parti kimliklerinin önünde tutacak objektiflikte başlatması gerektiğini söyleyen Hamşioğlu, milliyetçiliğin vakarına yakışır şeffaflıkta hareket ederek, milletin alternatifi olduklarını ortaya koymaları gerektiğini belirtti. Bu davet, Türk milliyetçilerinin sürece dair fikirlerini açıkça dile getirmesi ve çözüm önerileri sunması açısından önemli.
Türk Ocakları’nın 1912 sorumluluğunu yeniden sırtlaması ve bu tartışmaların merkezinde yer alması gerektiğini ifade eden Hamşioğlu, Türk Ocakları’nın Türkiye’nin düşünce hayatına katkı sunabilecek önemli bir kurum olduğunu hatırlattı. Türk Ocakları’nın bu süreçte nasıl bir rol üstleneceği merak konusu.
Türk ulus devletinin sınır aşan göçlerle değiştirilmeye çalışılan bir demografik yapının, bölgesel oyuncuların elinde oyuncak haline getirilmesi girişimine karşı sürekli, tavizsiz ve tereddütsüz bir mücadele sürdürmek zorunda olduklarını vurgulayan Hamşioğlu, göç konusunun Türkiye’nin geleceği açısından önemli bir tehdit oluşturduğunu dile getirdi. Bu, özellikle son yıllarda artan göç hareketlerinin yarattığı endişeleri yansıtıyor.
Avukat Ali Işıner Hamşioğlu’nun bu açıklamaları, “Terörsüz Türkiye” sürecine dair farklı bir bakış açısı sunarken, sürecin ne denli karmaşık ve tartışmalı olduğunu da bir kez daha ortaya koyuyor. Sürecin ilerleyen günlerde nasıl şekilleneceği, kamuoyunun ve siyasetin yakından takip ettiği bir konu olmaya devam edecek.