AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, PKK’nın silah bırakma sürecinin başlamasıyla birlikte “Terörsüz Türkiye” hedefi için kritik bir eşiğin aşıldığını belirtti. Çelik, sürecin başarıya ulaşması için her türlü provokasyona karşı teyakkuzda olunacağını vurguladı.
Özet: AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, PKK’nın silah bırakma sürecinin başlamasıyla birlikte “Terörsüz Türkiye” hedefi için kritik bir eşiğin aşıldığını belirtti. Çelik, sürecin başarıya ulaşması için her türlü provokasyona karşı teyakkuzda olunacağını vurguladı.
Ankara, 11 Temmuz 2025 – Türkiye, uzun yıllardır süren terörle mücadelede önemli bir dönemece girdi. PKK terör örgütünün silah bırakma sürecinin resmen başlamasıyla birlikte gözler, sürecin nasıl ilerleyeceğine çevrildi. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, bu tarihi gelişmenin ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarla hükümetin sürece bakış açısını net bir şekilde ortaya koydu.
Çelik, açıklamasında “Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda PKK’nın silahları imha etme veya teslim etme sürecinde ilk adımın atıldığını duyurdu. Bu açıklama, terörle mücadelede yeni bir sayfa açıldığına işaret ediyor. Yıllardır süren çatışmaların ardından, silahların susması ve sorunun barışçıl yollarla çözülmesi umudu yeniden yeşerdi.
Peki bu ilk adım ne anlama geliyor? Ankara kulislerinde konuşulanlara göre, örgütün belirli bölgelerdeki kamplarında bulunan silahların kademeli olarak imhası veya devlet güçlerine teslimi söz konusu. Bu sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve uluslararası gözlemcilerin de sürece dahil olması bekleniyor. Ancak en önemli soru, bu adımın kalıcı bir barışa dönüşüp dönüşmeyeceği.
AK Parti Sözcüsü, sürecin başlamasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yaptığı tarihi çağrının ve Cumhurbaşkanı’nın ortaya koyduğu devlet iradesinin önemli rol oynadığını vurguladı. Bilindiği gibi Bahçeli, geçtiğimiz aylarda yaptığı bir açıklamada, terör örgütünün silah bırakması halinde, sorunun çözümü için her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirtmişti. Cumhurbaşkanı’nın da bu çağrıya olumlu yanıt vermesiyle birlikte, süreç için zemin hazırlanmış oldu.
Bu noktada akıllara şu soru geliyor: Devlet Bahçeli’nin bu çıkışı ne anlama geliyor? MHP’nin geçmişteki sert tutumu düşünüldüğünde, bu çağrı gerçekten de tarihi bir öneme sahip. Birçok siyasi analist, Bahçeli’nin bu hamlesinin, sürece toplumun geniş kesimlerinin desteğini sağlamak açısından kritik olduğunu belirtiyor.
Çelik, DEM Parti’nin partiler arasındaki ziyaret trafiği ve istişare sürecine de değinerek, bu sürecin hedeflerine ulaşılması için gösterilen hassasiyetin büyük katkı sağladığını ifade etti. Ayrıca, Meclis’in sürece dayanak sağlayacak iradesinin devreye girmesiyle, Meclis’teki tüm siyasi partilerin katkılarının somutlaşacağını belirtti.
Burada DEM Parti’nin rolü de merak konusu. Partinin, süreçteki yapıcı tutumu, çözüm için önemli bir fırsat sunuyor. Ancak, sürecin başarıya ulaşması için tüm siyasi partilerin ortak bir paydada buluşması ve soruna kalıcı bir çözüm bulmak için birlikte çalışması gerekiyor.
Cumhurbaşkanı’nın talimatlarıyla devlet kurumlarının diplomasi, istihbarat ve güvenlik başta olmak üzere tüm alanlarda “terörsüz Türkiye” hedefine ulaşılması için kapsamlı çalışmalar yürüttüğünü belirten Çelik, “Gelinen aşamada ‘terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşılması için kritik bir eşik geçilmiştir. Bundan sonrasında PKK’nın tüm şubeleri ve illegal yapılarıyla feshi ve silahların yakılması/teslim edilmesi süreci kısa zaman içinde tamamlanmalıdır” dedi.
Bu açıklama, devletin sürece ne kadar önem verdiğini ve kararlılıkla ilerlediğini gösteriyor. Ancak, sürecin hassasiyeti göz önüne alındığında, her türlü provokasyona karşı dikkatli olunması gerekiyor. Geçmişte yaşanan benzer süreçlerdeki hatalardan ders çıkarılarak, bu kez daha sağlam adımlar atılması büyük önem taşıyor.
Çelik, açıklamasında şehitleri ve gazileri de unutmayarak, onların fedakarlıkları sayesinde “Tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak” ilkesinin her şart altında korunduğunu vurguladı. Bu vurgu, terörle mücadelede kaybedilen canların ve verilen emeklerin unutulmadığını gösteriyor. Aynı zamanda, milli birlik ve beraberliğin önemine dikkat çekiliyor.
AK Parti Sözcüsü, terörü “vekâlet savaşları”nın aracı olarak kullanan ve bölgeye emperyalist amaçlarla yaklaşanların siyasi projelerini bozacak olan iradenin “terörsüz Türkiye” iradesi olduğunu belirtti. Bu ifade, Türkiye’nin terörle mücadelede sadece kendi güvenliğini değil, aynı zamanda bölgenin istikrarını da hedeflediğini gösteriyor.
Sonuç olarak, PKK’nın silah bırakma süreci, Türkiye için tarihi bir fırsat sunuyor. Ancak bu fırsatın değerlendirilmesi, tüm siyasi aktörlerin sorumluluk alması ve sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesine bağlı. Aksi takdirde, bu umut verici başlangıç, hayal kırıklığıyla sonuçlanabilir.