Sosyal medyada, özellikle Telegram’da, gençlerin oluşturduğu ve suç unsurları içeren paylaşımlar yapan gruplar giderek artıyor. Uzmanlar, bu durumun gelecekte ciddi suçlara yol açabileceği konusunda uyarıyor.

Sosyal Medyada Türeyen Tehdit Şebekeleri: Aileler Nerede, Devlet Ne Yapıyor?

Sosyal medya, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldiğinden beri, karanlık köşeleri de beraberinde getirdi. Özellikle Telegram gibi platformlarda örgütlenen ve yaşları küçük olduğu tahmin edilen grupların, suç unsurları içeren paylaşımları endişe verici boyutlara ulaştı. Bu gruplar, sadece birbirlerine hakaret etmekle kalmıyor, aynı zamanda silah fotoğrafları paylaşmak, çalıntı kredi kartı bilgilerini ifşa etmek ve hatta kişisel bilgileri yayarak insanları tehdit etmek gibi ciddi suçlara da bulaşıyorlar.

“C31K” Alarmı: Anonim Hesapların Arasında Neler Dönüyor?

Ahmet Minguzzi isimli bir vatandaşın, annesine yönelik tehditler alması üzerine yaptığı araştırmalar, bu karanlık dünyanın kapılarını araladı. Minguzzi, Telegram’da “C31K” şeklinde yaptığı aramalar sonucunda, 60 ila 80 bin üyesi olan, ergen yaştaki kullanıcıların anonim hesaplar üzerinden birbirlerine hakaretler yağdırdığı ve suç teşkil eden paylaşımlar yaptığı kanallarla karşılaştı. Bu durum, dijital dünyada denetimsizliğin ve anonimliğin nelere yol açabileceğini gözler önüne seriyor.

Peki, bu “C31K” neyin kısaltması? Bu sorunun cevabı henüz net değil. Ancak, bu kısaltma altında toplanan grupların faaliyetleri, gelecekteki potansiyel tehlikeleri işaret ediyor. Bu gruplarda silah fotoğraflarının paylaşılması, çalıntı kredi kartı bilgilerinin alenen ifşa edilmesi ve kişisel verilerin tehdit amaçlı kullanılması, toplumun huzurunu kaçıracak türden eylemler.

Aileler Nerede? Eğitim Sisteminde Bir Sorun Mu Var?

Bu gençlerin bu tür faaliyetlere yönelmesinde ailelerin rolü ne? Bir insanın eğitimi ailede başlar, sokakta devam eder ve okulda pekişir. Ancak, bu gruplardaki gençlerin davranışları, ne ailede ne de okulda yeterli bir eğitim almadıklarını düşündürüyor. Ailelerin çocuklarının dijital dünyadaki faaliyetlerini takip etmemesi, bu tür sorunların büyümesine zemin hazırlıyor.

Eğitim sistemi de bu konuda yetersiz kalıyor olabilir mi? Okullarda siber zorbalık, internet güvenliği ve etik değerler konularında yeterli bilinçlendirme çalışmaları yapılmıyor. Bu durum, gençlerin dijital dünyadaki risklerin farkında olmadan hareket etmelerine ve suç işlemelerine neden olabiliyor.

Devlet Ne Yapmalı? Önleyici Tedbirler Şart!

Devletin bu konuda nasıl bir önlem alabileceği ise merak konusu. Uzmanlar, önleyici tedbirlerin önemine dikkat çekiyor. Siber suçlarla mücadele birimlerinin güçlendirilmesi, internet ortamında denetimin artırılması ve gençlere yönelik bilinçlendirme kampanyaları düzenlenmesi, bu önlemlerden bazıları olabilir.

Ancak, sadece polisiye tedbirlerle bu sorunun üstesinden gelmek mümkün değil. Ailelerin ve okulların da sorumluluk alması gerekiyor. Ailelerin çocuklarının internet kullanımını takip etmesi, onlarla iletişim halinde olması ve onlara doğru değerleri aşılaması büyük önem taşıyor. Okullarda ise siber zorbalıkla mücadele programları uygulanması ve internet güvenliği konusunda eğitimler verilmesi gerekiyor.

Geleceğin Katilleri ve Dolandırıcıları mı?

Bu gruplarda yer alan gençlerin 3-5 sene sonra hayata atılacakları düşünüldüğünde, durumun vahameti daha da artıyor. Bu gençler, geleceğin katilleri, dolandırıcıları veya siber suçluları olabilirler. Bu nedenle, bu soruna erken müdahale etmek, toplumun geleceği açısından hayati önem taşıyor.

Peki, Çözüm Ne? Bilgisayar Kurtları Devreye Girmeli mi?

Bazı vatandaşlar, bilgisayarlarla haşır neşir olan kişilerin bu grupların konumlarını ve bilgilerini tespit edecek çalışmalar yapmasını umuyor. Ancak, bu kişilerin kimlikleri tespit edilse bile, sonuçta pek bir şey değişmeyeceği düşünülüyor. Polis bu kişileri bulsa bile, caydırıcı cezalar verilmediği sürece, bu tür suçların önüne geçmek zor görünüyor.

Sonuç olarak, sosyal medyada türeyen bu tehdit şebekeleri, sadece bir güvenlik sorunu değil, aynı zamanda bir eğitim ve aile sorunudur. Bu sorunun üstesinden gelmek için, devletin, ailelerin ve okulların işbirliği yapması ve kapsamlı bir mücadele stratejisi geliştirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, gelecekte çok daha büyük sorunlarla karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır.