“Son Kalanlar”: Yok Olmaya Yüz Tutan El Sanatlarına Belgesel Işığı

Yayınlama: 09.09.2025
A+
A-

Bursa’da çekilen “Son Kalanlarbelgeseli, sanayileşme ve teknolojiye yenik düşen geleneksel el sanatlarını ve bu sanatları yaşatmaya çalışan son ustaları konu alıyor. Belgesel, Mayıs ayında izleyiciyle buluşacak.

“Son Kalanlar”: Yok Olmaya Yüz Tutan El Sanatlarına Belgesel Işığı

Bursa’dan yükselen bir çığlık… Daha doğrusu, sessizce kaybolmaya yüz tutan bir feryat. Yüzyıllardır Anadolu topraklarında yeşeren, usta-çırak ilişkisiyle nesilden nesile aktarılan el sanatlarımız, modern dünyanın acımasız rüzgarına dayanamıyor. Sanayileşme, teknoloji derken, bir zamanlar evlerimizin baş köşesinde yer alan o el emeği göz nuru ürünler, artık sadece müzelerde ya da antika dükkanlarında karşımıza çıkıyor. Ama umutsuzluğa kapılmaya gerek yok. Çünkü Bursalı yönetmen Erkan Ayçam, “Son Kalanlar” adını verdiği belgeseliyle bu kaybolan değerlere bir ayna tutuyor.

“Son Kalanlar” Belgeseli: Bir Zamanda Yolculuk

“Son Kalanlar” sadece bir belgesel değil, adeta bir zaman yolculuğu. Erkan Ayçam, belgeselinde unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarının izini sürüyor. Beşikçilikten kaşıkçılığa, kalaycılıktan eğerciliğe, bıçakçılıktan taş baskıya, çini ustalığından semerciliğe, keçecilikten nalbantlığa kadar birçok farklı el sanatını mercek altına alıyor. Ama en önemlisi, bu sanatları hala yaşatmaya çalışan son ustaların hayatlarına dokunuyor. Onların hikayelerini dinliyor, atölyelerinde onlara eşlik ediyor, ellerindeki o sihirli dokunuşlara tanık oluyor.

Peki, neden bu belgesel bu kadar önemli? Çünkü bu ustalar, sadece bir mesleği icra etmiyorlar. Onlar, bir yaşam biçimini, bir kültürü, bir mirası yaşatıyorlar. Onların ellerinde şekillenen her bir ürün, sadece bir eşya değil, aynı zamanda bir hikaye, bir duygu, bir anlam taşıyor. Bu ustalar, geçmişle gelecek arasında bir köprü kuruyorlar. Onların varlığı, bizim köklerimize bağlı kalmamızı, kimliğimizi korumamızı sağlıyor.

El Sanatları: Sadece Meslek Değil, Yaşam Biçimi

Yönetmen Erkan Ayçam, belgeselin amacını anlatırken, “Bu film son kalan ustaların sadece öykülerini değil, teknolojiye nasıl yenik düştüklerini de anlatıyor. Biz bu filmde ustalarımızın sadece mesleklerini değil, onların yaşamlarını, mücadelelerini ve sanatlarını ayakta tutma çabalarını da anlatmak istedik,” diyor. Bu sözler, belgeselin ne kadar derinlikli ve kapsamlı bir çalışma olduğunu gösteriyor.

Düşünsenize, bir nalbantın atın ayağına çaktığı her nal, sadece bir demir parçası değil, aynı zamanda bir hayvanın sağlığı, bir çiftçinin geçimi, bir köyün yaşamı demek. Ya da bir çini ustasının fırından çıkardığı her bir tabak, sadece bir süs eşyası değil, aynı zamanda bir şehrin tarihi, bir medeniyetin izi demek. İşte bu yüzden, bu el sanatları sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi.

Gelecek Nesillere Bir Miras

Belgeselde yer alan ustalardan biri olan 70 yaşındaki bıçak ustası Ali amca, “Bizden sonra bu işi yapacak kimse kalmadı. Torunlarım okuyor, mühendis olacaklar, doktor olacaklar. Bıçakçılık onlara göre değil,” diyor. Bu sözler, aslında durumun vahametini gözler önüne seriyor. Eğer bu gidişata dur denilmezse, bir zamanlar Anadolu’nun her köşesinde yankılanan o el sanatları sesleri, sonsuza dek susacak.

Peki, ne yapmalı? Öncelikle, bu belgesel gibi çalışmaları desteklemeli, bu ustaların sesini duyurmalıyız. Ardından, el sanatlarına olan ilgiyi artırmalı, gençleri bu mesleklere teşvik etmeliyiz. Belki de okullarda el sanatları dersleri konulmalı, çıraklık eğitimleri yeniden canlandırılmalı. Unutmayalım ki, bu el sanatları sadece bizim değil, gelecek nesillerin de mirası.

Bursa’dan yola çıkan “Son Kalanlar” belgeseli, aslında tüm Türkiye’ye bir mesaj veriyor: Değerlerimize sahip çıkalım, köklerimizi unutmayalım, geçmişimizden ders alalım. Aksi takdirde, modern dünyanın beton binaları arasında kaybolup gideriz.

Belgesel, Mayıs ayında izleyiciyle buluşacak. Şimdiden merakla bekliyoruz…

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130