Sebîlürreşâd dergisinin ağustos sayısı “117 yıllık bir yolculuk, bir milletin yürüyüşü” başlığıyla çıktı. Dergi, terörsüz bir Türkiye ve barış dolu bir gelecek için birlik ve beraberlik çağrısı yapıyor.
MİNE KÖSELER / ANKARA – BHA – Ankara’nın sıcak bir ağustos gününde, elime aldığımda kapağındaki o tanıdık siluet beni eskilere götürdü. Sebîlürreşâd… Dedemin kitaplığında rastladığım, sayfaları sararmış, kokusu sinmiş o eski dergiler geldi aklıma. Şimdi, 2025’te, o derginin yeni sayısını inceliyorum. “117 yıllık bir yolculuk, bir milletin yürüyüşü” başlığıyla çıkan bu özel sayı, sadece bir dergi değil, adeta bir asırlık bir çınar ağacının gölgesinde toplanan fikirlerin, düşüncelerin bir araya geldiği bir platform.
Derginin bu sayısında en çok dikkatimi çeken şey, terörsüz bir Türkiye ve barış dolu bir gelecek için yapılan vurgu oldu. Ülkemizin içinden geçtiği bu zorlu süreçte, böylesi bir çağrı, adeta bir umut ışığı gibi parlıyor. Sebîlürreşâd, sadece bir fikir dergisi olmanın ötesine geçerek, toplumsal vicdana sesleniyor, birlik ve beraberlik duygularını yeniden canlandırmaya çalışıyor. Sanki dedemin o eski kitaplığından bir ses yükseliyor, “Ey milletim, bir olalım, iri olalım, diri olalım!” diyor.
Dergiyi elime aldığımda, ilk işim içindekiler kısmına göz atmak oldu. Birbirinden farklı konular, farklı yazarlar… Ancak hepsinin ortak bir noktası var: Türkiye’nin geleceğine dair duyulan endişe ve umut. Kimisi geçmişten dersler çıkararak, kimisi günümüz sorunlarına çözüm önerileri sunarak, kimisi de geleceğe dair vizyon çizerek katkıda bulunuyor.
Birkaç sayfayı karıştırdıktan sonra, dikkatimi çeken bir makale oldu: “Türkiye’nin Yeniden İnşası: Eğitim ve Kültürün Rolü”. Makalede, eğitim sistemimizin ve kültürel değerlerimizin, terörle mücadelede ne kadar önemli olduğu vurgulanıyor. Özellikle genç nesillerin doğru bilgilendirilmesi, milli ve manevi değerlerine sahip çıkması gerektiği üzerinde duruluyor. Yazar, adeta bir öğretmen edasıyla, “Çocuklarımızı sevelim, onları dinleyelim, onlara örnek olalım” diyor.
Sebîlürreşâd, okurlarına “Şimdi okuma vakti!” çağrısıyla sesleniyor. Bu çağrı, sadece dergiyi okumaya değil, aynı zamanda düşünmeye, sorgulamaya ve yeniden inşa etmeye yönelik bir davet. Dergi, hem geçmişin mirasını hem de bugünün sorumluluğunu taşıyor. Adeta bir pusula gibi, okurlarına doğru yolu göstermeye çalışıyor.
Peki, bu dergi kimlere hitap ediyor? Bence Sebîlürreşâd, her kesimden insana hitap ediyor. Geçmişi merak edenler, bugünü anlamak isteyenler ve geleceğe dair umut besleyenler… Kısacası, Türkiye’yi seven, Türkiye için düşünen herkes bu dergide kendinden bir şeyler bulabilir.
Dergideki bir diğer makale ise dikkatimi çekti: “Ekonomik Bağımsızlık: Türkiye’nin Kurtuluş Reçetesi”. Makalede, Türkiye’nin ekonomik olarak bağımsız olması gerektiği, dışa bağımlılığın azaltılması gerektiği vurgulanıyor. Yazar, adeta bir ekonomist edasıyla, “Kendi kaynaklarımıza sahip çıkalım, kendi üretimimizi artıralım” diyor. Bu makale, özellikle son dönemde yaşadığımız ekonomik sıkıntıları düşündüğümüzde, oldukça önemli bir mesaj içeriyor.
Sebîlürreşâd’ın yayın çizgisi, sadece fikir üretmekle kalmıyor; aynı zamanda toplumsal vicdana sesleniyor, birlik ve beraberlik çağrısı yapıyor. Dergi, adeta bir ayna gibi, toplumun sorunlarını yansıtıyor ve çözüm önerileri sunuyor. Bu özelliğiyle, Sebîlürreşâd, sadece bir dergi değil, aynı zamanda bir sivil toplum örgütü gibi hareket ediyor.
Dergiyi okurken, aklıma hep dedem geliyor. O da Sebîlürreşâd’ı okur, takip ederdi. Belki de bu yüzden, dergiye karşı içimde ayrı bir sevgi var. Sanki dedemin bana bıraktığı bir miras gibi…
Sebîlürreşâd’ın ağustos sayısı, tüm seçkin bayilerde ve dijital platformlarda okurlarıyla buluşuyor. Bence, bu sayıyı okumak, Türkiye’yi anlamak, Türkiye için düşünmek ve Türkiye için umut beslemek için önemli bir fırsat. Unutmayalım, “Şimdi okuma vakti!”
Velhasıl, Sebîlürreşâd, sadece bir dergi değil, bir asırlık bir çınar ağacının gölgesinde toplanan fikirlerin, düşüncelerin bir araya geldiği bir platform. Ve bu platform, her zaman Türkiye’nin geleceğine dair umutlarımızı yeşertmeye devam edecek.