Prof. Avşar’dan Siyasete Uyarı: Yolsuzluk İddialarına ‘Darbe’ Kalkanı Hukuku Aşındırır

Yayınlama: 24.07.2025
A+
A-

Prof. Dr. Zakir Avşar, yolsuzluk iddialarına karşı bazı siyasetçilerin “darbe” söylemini kullanmasının hukuka olan güveni zedelediğini belirtti. Avşar, siyasi kimliklerin hukuki süreçlerin önüne geçmemesi gerektiğini vurguladı.

Prof. Avşar’dan Siyasete Uyarı: Yolsuzluk İddialarına ‘Darbe’ Kalkanı Hukuku Aşındırır

Özet: Prof. Dr. Zakir Avşar, yolsuzluk iddialarına karşı bazı siyasetçilerin “darbe” söylemini kullanmasının hukuka olan güveni zedelediğini belirtti. Avşar, siyasi kimliklerin hukuki süreçlerin önüne geçmemesi gerektiğini vurguladı.

Ankara’dan gelen haberlere göre, Prof. Dr. Zakir Avşar, son zamanlarda bazı siyasetçilerin yolsuzluk iddialarına karşı geliştirdikleri savunma stratejilerini sert bir dille eleştirdi. Siyasi arenada sıkça duyulan “darbe”, “savaş hukuku”, “tutsak” gibi kavramların, iddiaların odağındaki isimler tarafından öne sürülmesinin, toplumun hukuka olan inancını sarsabileceğini vurguladı.

Yargı Bağımsızlığı Demokratik Sistem İçin Hayati Önem Taşıyor

Avşar, “Yargı süreçlerinin bağımsız bir şekilde yürütülmesi, demokratik sistemin en önemli güvencesidir” dedi. Delillere dayalı soruşturmaların, kişilerin siyasi duruşlarına göre şekillendirilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Yani, bir siyasetçinin hangi partiye mensup olduğu, hakkındaki iddiaların ciddiyetini değiştirmemeli. Hukuk, herkes için eşit işlemeli.

Siyasi Kimlikler Hukuki Süreçleri Gölgeleyemez

Prof. Dr. Avşar, yolsuzluk iddialarının kamuoyunda yarattığı yankıya dikkat çekerek, “Yolsuzluk iddiaları karşısında hukuka sığınmak yerine, bu süreci bir kurumsal arınma fırsatı olarak görmek gerekiyor. Siyasi kimlikler, delillerin ve sürecin ciddiyetini asla gölgeleyemez” şeklinde konuştu. Avşar’ın bu sözleri, siyasetçilere açık bir mesaj niteliği taşıyor: Hesap vermekten kaçmayın, şeffaf olun.

Soruşturmalarda elde edilen teknik takip kayıtları, banka hareketleri, tanık ifadeleri ve diğer somut delillerin varlığına işaret eden Avşar, sürecin keyfi uygulamalardan uzak, tamamen hukuka uygun bir şekilde ilerlediğini vurguladı. Yani, ortada sağlam deliller varsa, kimse “bu bir komplo” diyerek işin içinden sıyrılamaz.

Popülizme Karşı Hukukun Üstünlüğü Savunulmalı

Yolsuzluk dosyalarının “siyasi operasyon” gibi gösterilmesinin, popülist bir refleks olduğunu savunan Avşar, bu tür yaklaşımların siyasi tabanı konsolide etme amacını taşıdığını, ancak uzun vadede demokratik kültüre büyük zararlar verebileceğini belirtti. “Delil varsa hukukun işlemesi engellenmemeli” diyen Avşar, sözlerine şöyle devam etti: “‘Darbe’ diyerek kamuoyunu yanıltmaya çalışmak, hem siyasetin meşruiyetini hem de adalet sisteminin güvenilirliğini zedeler.” Bu sözler, adeta siyasetçilere yönelik bir uyarı niteliğinde.

Siyasi Partilere Şeffaflık Çağrısı

Prof. Dr. Zakir Avşar, siyasi partilere de önemli bir çağrıda bulundu. Partilerin iç denetim mekanizmalarını aktif bir şekilde işletmeleri ve yolsuzlukla mücadeleyi bir tehdit olarak değil, kurumsal temizlenme için bir fırsat olarak görmeleri gerektiğini söyledi. Avşar, “Şeffaflık ve hesap verebilirlik, bir siyasi yapı için zayıflık değil, tam tersine güç göstergesidir” dedi. Hukukun siyaseti daraltmadığını, aksine meşru bir zemine oturttuğunu da sözlerine ekledi.

Avşar’ın bu açıklamaları, Türkiye’de son dönemde artan yolsuzluk iddiaları ve bu iddialara yönelik siyasi savunmaların yarattığı tartışma ortamında önemli bir yere sahip. Hukukun üstünlüğüne vurgu yapan Avşar, siyasetçilere ve siyasi partilere şeffaflık ve hesap verebilirlik çağrısında bulunarak, demokrasinin sağlıklı bir şekilde işlemesi için hukukun her alanda güvence altına alınması gerektiğini bir kez daha hatırlattı.

Peki, bu açıklamalar siyasette nasıl bir yankı bulacak? Önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak şu bir gerçek ki, Prof. Avşar’ın sözleri, toplumun vicdanında derin bir karşılık buldu.

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130