Tüm dünyanın gözünün üstünde olduğu Dolmabahçe Sarayı…
Dolmabahçe Sarayı’nın inşasına Sultan Abdülmecid döneminde, 1843 yılında, başlanmış ve 1856 yılında tamamlanmıştır. Garabet Balyan, Nigogayos Balyan ve James William gibi dönemin ünlü mimar ve mühendisleri birlikte çalışmıştır. 13 yılda tamamlanan inşaat Osmanlı’nın en modern mimarisi olarak kabul edilmiştir. Osmanlı ve Batı mimarisinin harmanlandığı eklektik bir tarzda inşa edilmiştir. Barok, Rokoko, Neoklasik ve Osmanlı mimarisi unsurlarının bir arada kullanıldığı Dolmabahçe Sarayı, 45.000 metrekarelik bir alan üzerine kuruludur. Sarayın iç mekanları Avrupa’dan getirilen lüks mobilyalar, kristal avizeler ve altın varaklı süslemelerle donatılmıştır.
Osmanlı padişahlarının Topkapı Sarayı’ndan sonra ikamet ettikleri ana saray olarak hizmet vermiştir. Sultan Abdülmecid, Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme sürecine ayak uydurmak amacıyla bu sarayı inşa ettirmiştir. Sultan Abdülaziz ve Sultan V. Murad gibi padişahlar döneminde de kullanılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra Mustafa Kemal Atatürk, sarayı devlet konuk evi olarak kullanmıştır. Takvimler 10 Kasım 1938’i gösteriyorken, Atatürk bu sarayda vefat etmiştir. Bu olay sarayın tarihi önemini daha da artırmıştır.
MUAYEDE SALONU: Dolmabahçe Sarayı’nın en görkemli salonu olan Muayede Salonu’nda padişahlar bayram tebriklerini kabul etmişlerdir. 36 metre yüksekliğindeki kubbesi ve 4,5 ton ağırlığındaki Bohemya kristalinden yapılmış avizesi ile dikkat çeker. Salonun ihtişamı, Osmanlı’nın zenginliğini ve görkemini yansıtmaktadır.
HAREM BÖLÜMÜ: Padişahın ailesiyle birlikte vakit geçirdiği özel bölümdür. Bu bölümde padişahın ailesinin ve saray hizmetkarlarının odaları yer almaktadır.
KRİSTAL MERDİVENLER: Dolmabahçe Sarayı’nın en dikkat çekici mimari unsurlarından biri olan kristal merdivenler, zarif ve estetik yapısıyla göz kamaştırır. Merdivenler, İngiltere’den getirtilen kristal balustradlar ve pirinç süslemelerle donatılmıştır.
ATATÜRK’ÜN ODASI: Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefat ettiği odadır. Bu oda, orijinal haliyle korunmuştur ve Atatürk’ün son günlerini geçirdiği eşyalar ve mobilyalarla donatılmıştır. Ziyaretçiler, bu odayı ziyaret ederek Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusunun son anlarına tanıklık edebilirler.
MAVİ SALON: Adını duvarlarındaki ve mobilyalarındaki mavi tonlarından alan bu salon, resmi kabul ve toplantılar için kullanılmıştır.
SÜFERA SALON: Elçilerin kabul edildiği ve siyasi toplantıların yapıldığı salondur. Osmanlı İmparatorluğu’nun diplomatik ilişkilerine ve uluslararası temaslarına dair önemli ipuçları sunar.
MABEYN-İ HÜMAYUN: Mabeyn-i Hümayun, sarayın devlet işlerinin yürütüldüğü bölümdür. Padişahların günlük çalışmalarını yürüttüğü, devlet görevlilerini kabul ettiği ve önemli kararların alındığı bu bölüm, sarayın en önemli alanlarından biridir.
Dolmabahçe Sarayı Saat Kulesi, İstanbul’un Beşiktaş semtinde, Dolmabahçe Sarayı’nın giriş kapısının hemen yanında yer alır. II. Abdülhamid döneminde 1890-1895 yılları arasında yaptırılan saat kulesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönem mimarisinin önemli örneklerinden biridir. Dört katlı ve 27 metre yüksekliğindedir. Mimari tarzı, Osmanlı’nın batıya açıldığı dönemin bir yansıması olarak neobarok ve ampir üsluplarının etkilerini taşır.
Saat, ünlü Fransız saat ustası Jean-Paul Garnier tarafından yapılmıştır. Dört cepheli olarak tasarlanmış olup her yüzünde saat kadranları bulunmaktadır. Böylece Dolmabahçe Sarayı’nın çeşitli noktalarından saatin görülmesi sağlanmıştır. Kuledeki saat mekanizması hala çalışır durumdadır ve İstanbul’un önemli tarihi yapılarından biri olarak kabul edilir.
Dolmabahçe Sarayı, haftanın 6 günü ziyarete açıktır. Pazartesi günleri ziyarete kapalıdır. Diğer günler 09.00 – 17.30 saatleri arasında ziyarete açıktır. Müzekart Dolmabahçe Sarayı’nın Selamlık bölümünde geçmemektedir.
Haber: Dilara Baydi