Orta Asya’nın Çin Bilmecesi: Bağımsızlık İçin Ortak Akıl Şart mı?

Yayınlama: 15.09.2025
A+
A-

Kazakistanlı Prof. Duman Zhekenov, Orta Asya ülkelerinin Çin ile ilişkilerinde stratejik bir bilinç geliştirmesi gerektiğini vurguluyor. Zhekenov, bölgenin bağımsızlığını koruyabilmesi için ortak bir strateji oluşturmasının hayati önem taşıdığını belirtiyor.

Orta Asya’nın Çin Bilmecesi: Bağımsızlık İçin Ortak Akıl Şart mı?

Astana, Kazakistan – El-Farabi Kazak Milli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi’nden Prof. Duman Zhekenov, Orta Asya ve Çin arasındaki karmaşık ilişkilere dair önemli bir uyarıda bulundu. Zhekenov’a göre, bölge ülkelerinin Çin’i anlamada yetersiz kalması, uzun vadede bağımsızlıklarını tehlikeye atabilir. Peki, bu ne anlama geliyor? Orta Asya ülkeleri, yükselen Çin’e karşı nasıl bir strateji izlemeli?

Batı Merkezli Uluslararası İlişkiler ve Çin’in Farklı Yaklaşımı

Uluslararası ilişkiler disiplininin büyük ölçüde Batı merkezli bir bakış açısıyla şekillendiğine dikkat çeken Prof. Zhekenov, Çin’in bu alandaki yaklaşımının köklerinin çok daha derinlere, Konfüçyüs ve Sun Zi gibi düşünürlere dayandığını belirtiyor. Bu durum, Batı’nın Çin’i anlamakta neden zorlandığını da açıklıyor aslında. Zhekenov, “Batı kendisini çok iyi tanıyor, ancak diğer kültürleri ve devletleri yeterince anlamıyor. Bu da uluslararası ilişkilerde öngörülemeyen sonuçlar doğurabiliyor,” diyor.

Hong Kong ve Makao’nun Çin’e devri sürecini örnek gösteren Zhekenov, Batı’nın bu bölgelerde iç karışıklık çıkarma beklentisinin tam tersi bir sonuç verdiğini vurguluyor. Bu bölgeler, Çin ekonomisinin adeta lokomotifi haline geldi. Bu durum, Batı’nın Çin’i okuma konusunda ne kadar yanıldığının somut bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.

Xi Jinping’in Orta Asya Vizyonu: İstikrar, Rekabet ve İşbirliği

Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping’in Orta Asya ile ilişkiler konusundaki sözlerine de atıfta bulunan Zhekenov, 2023 yılında Xi’an’da düzenlenen “Orta Asya-Çin” zirvesinde dile getirilen “istikrarlı, rekabetçi, uyumlu ve işbirliği içinde birleşik bir Orta Asya” hedefinin altını çiziyor. Bu hedef, Çin’in bölgeye yönelik uzun vadeli stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Peki, bu hedef Orta Asya ülkeleri için ne ifade ediyor? İşbirliği mi, yoksa bağımlılık mı?

2025 yılında Astana’da gerçekleştirilecek ikinci zirvenin Orta Asya ülkeleri açısından kritik bir dönüm noktası olacağını vurgulayan Zhekenov, bu zirvenin bölge ülkelerinin Çin ile ilişkilerini yeniden değerlendirmesi için bir fırsat sunduğunu belirtiyor. Zirvede, ekonomik işbirliğinin yanı sıra güvenlik konularının da ele alınması bekleniyor. Özellikle Afganistan’daki son gelişmeler, bölge ülkelerinin güvenlik kaygılarını artırmış durumda.

Orta Asya’nın Stratejik Bilinci: Kendimizi ve Çin’i Ne Kadar Tanıyoruz?

Orta Asya ülkelerinin Çin ile ilişkilerinde stratejik bir bilinç geliştirmesi gerektiğini belirten Zhekenov, çarpıcı bir gerçeği de ortaya koyuyor: “Çin’de Orta Asya’yı doğrudan ve dolaylı olarak inceleyen 100’den fazla araştırma merkezi bulunuyor. Ancak Orta Asya’da bu konuyu derinlemesine ele alan bilim insanlarının sayısı oldukça sınırlı. Eğer ne kendimizi ne de başkalarını tanımazsak, kaybetmeye mahkûmuz.” Bu sözler, bölge ülkelerinin Çin’i anlama konusunda ne kadar geride kaldığını açıkça gösteriyor.

Peki, bu durum nasıl değiştirilebilir? Zhekenov’a göre, Orta Asya ülkelerinin öncelikle kendi araştırma kapasitelerini artırması gerekiyor. Üniversitelerde ve düşünce kuruluşlarında Çin’i ve Orta Asya’yı birlikte ele alan araştırmaların teşvik edilmesi, bu konuda atılacak önemli bir adım olabilir. Ayrıca, bölge ülkeleri arasında bilgi paylaşımının artırılması da büyük önem taşıyor.

Birlik Olmak ya da Yok Olmak: Orta Asya’nın Ortak Strateji Arayışı

Zhekenov, Orta Asya’nın bağımsızlığını koruyabilmesi için birlik içinde hareket etmesi gerektiğini belirterek, bölge ülkelerinin ortak bir strateji geliştirmesinin hayati önem taşıdığını vurguluyor. Bu strateji, ekonomik işbirliğinden güvenlik konularına, kültürel etkileşimden eğitim politikalarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsamalı. Aksi takdirde, her ülke kendi çıkarlarını gözeterek hareket ettiğinde, Çin’in bölgedeki etkisi daha da artabilir.

Orta Asya ülkelerinin önünde zorlu bir süreç var. Çin ile ekonomik ilişkileri geliştirirken, bağımsızlıklarını korumak ve kendi çıkarlarını gözetmek zorundalar. Bu dengeyi sağlamak için, bölge ülkelerinin hem Çin’i iyi anlaması, hem de kendi aralarında güçlü bir işbirliği geliştirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, Orta Asya, Çin’in yükselişinin gölgesinde kalmaya mahkûm olabilir.

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130