Musluklarımız Kuruyor mu? Dünya Nüfusunun Dörtte Biri Temiz Suya Hasret!

Yayınlama: 26.08.2025
A+
A-

Dünya Su Haftası’nda yayınlanan rapor, dünyada milyarlarca insanın hala temiz su ve sanitasyon hizmetlerine erişemediğini gözler önüne seriyor. Uzmanlar, bu durumun özellikle çocukların sağlığını ve geleceğini tehdit ettiğini vurguluyor.

DSÖ ve UNICEF: Dünyada her 4 kişiden 1’i güvenli içme suyuna ulaşamıyor

ANKARA – BHA Dünya Su Haftası’nda yayınlanan bir rapor, içme suyu ve sanitasyon konusunda kaydedilen ilerlemelere rağmen, dünya nüfusunun önemli bir bölümünün hala temel ihtiyaçlara erişmekte zorlandığını ortaya koydu. “Hane İçme Suyu ve Sanitasyonunda İlerleme 2000-2024: Eşitsizliklere Özel Odaklanma” başlıklı rapor, çarpıcı verilerle su krizinin boyutlarını gözler önüne seriyor.

Milyarlarca İnsan Temel İhtiyaçtan Mahrum

Rapora göre, dünya genelinde tam 2,1 milyar insan güvenli suya erişemiyor. Bu, her dört kişiden birinin temiz içme suyuna ulaşmakta zorlandığı anlamına geliyor. Durum sanitasyon konusunda daha da vahim. 3,4 milyar insan güvenli sanitasyon hizmetlerinden yoksun. Yani, dünya nüfusunun neredeyse yarısı sağlıklı tuvaletlere ve atık su arıtma sistemlerine sahip değil. Temel hijyen hizmetlerine gelince, tablo daha da karamsar. 1,7 milyar kişi evlerinde temel hijyen hizmetine sahip değil. Bu durum, özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaşayan insanlar için ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkarıyor.

Peki, bu rakamlar ne anlama geliyor? Düşünsenize, her gün musluğu açtığınızda akan temiz suyun sizin için ne kadar önemli olduğunu. Birçok insan için bu lüks, maalesef bir hayalden ibaret. Kirli sular, salgın hastalıkların yayılmasına, çocuk ölümlerinin artmasına ve eğitimden geri kalınmasına neden oluyor. Özellikle kadınlar ve kız çocukları, su temin etmek için uzun mesafeler katetmek zorunda kalıyor, bu da onların eğitim ve çalışma hayatından uzak kalmasına yol açıyor.

En Az Gelişmiş Ülkelerdeki Risk Daha Yüksek

Raporun en dikkat çekici bulgularından biri, en az gelişmiş ülkelerde yaşayan insanların durumunun diğer ülkelere kıyasla çok daha kötü olması. Bu ülkelerde yaşayan insanlar, temel içme suyu ve sanitasyon hizmetlerine erişimde diğer ülkelere kıyasla iki kat daha fazla risk altında. Hijyen hizmetlerinde ise bu fark üç kattan fazla. Yani, dünyanın en yoksul bölgelerinde yaşayan insanlar, su krizinin en ağır bedelini ödüyor.

Uzmanlar Uyarıyor: Su ve Hijyen Temel Bir İnsan Hakkı

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Çevre, İklim Değişikliği ve Sağlık Yapay Zeka Direktörü Dr. Ruediger Krech, su ve hijyenin bir ayrıcalık değil, temel bir insan hakkı olduğunu vurguluyor. Krech, “Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için en çok dışlanan topluluklara öncelik verilmeli” diyor. UNICEF Su, Sanitasyon ve Hijyen Direktörü Cecilia Scharp da güvenli suya erişemeyen çocukların sağlık, eğitim ve geleceklerinin tehlike altında olduğunu hatırlatarak, “Mevcut hızla gidersek her çocuk için güvenli su ve sanitasyon hedefi uzaklaşıyor. Daha hızlı ve cesur adımlar atılmalı” değerlendirmesinde bulunuyor.

Peki, bu konuda neler yapılabilir? Uzmanlar, öncelikle su kaynaklarının daha verimli kullanılması, atık su arıtma tesislerinin yaygınlaştırılması ve hijyen eğitimlerinin artırılması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi ve gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere destek olması da büyük önem taşıyor.

Unutmayalım ki su, yaşamın kaynağıdır. Temiz suya erişim, herkesin hakkı olmalıdır. Bu konuda farkındalık yaratmak ve çözüm önerileri geliştirmek hepimizin sorumluluğundadır. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için, su krizine karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz.

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130