Mostar Köprüsü: Bir Şehrin Kalbinde Yüzyıllık Direniş ve Hoşgörü Sembolü

Yayınlama: 27.07.2025
A+
A-

Mostar Köprüsü, Bosna Savaşı’nda yıkılmasının ardından yeniden inşa edilerek sadece bir geçiş noktası değil, aynı zamanda barışın ve kültürel mirasın simgesi haline geldi. Köprü, bugün de binlerce turisti ağırlayarak Mostar şehrinin kalbinde yaşamaya devam ediyor.

Mostar Köprüsü: Bir Şehrin Kalbinde Yüzyıllık Direniş ve Hoşgörü Sembolü

Bosna Hersek’in incisi Mostar şehri… Dar sokakları, taş evleri ve elbette, Neretva Nehri üzerinde gururla yükselen Mostar Köprüsü. Bu köprü, sadece bir mimari harikası değil, aynı zamanda bir şehrin, bir coğrafyanın ve hatta bir medeniyetin sembolü. Hoşgörünün, kültürel çeşitliliğin ve en önemlisi, direnişin simgesi.

Mostar Köprüsü’nün Tarihi ve Mimari Özellikleri

Köprüden bahsetmeden önce, biraz rakamlara göz atalım. Yaklaşık 30 metre uzunluğunda ve 4 metre genişliğinde. Neretva Nehri’nin yaklaşık 24 metre üzerinde, iki yakayı birleştiriyor. Ama bu sadece bir köprü değil. İnşa edildiği dönemde, yani 16. yüzyılda, dönemin en ileri mühendislik teknikleriyle yapılmış bir şaheser. Öyle ki, tamamlandığında Mostar şehrine adını vermiş ve bölge ticaretinin gelişmesine büyük katkı sağlamış.

Peki, bu köprü sadece geçmek için mi kullanılıyordu? Elbette hayır. Mostar’lı genç erkekler için, nişanlılarına cesaretlerini göstermek için bir meydan okuma alanıydı aynı zamanda. Yüksekten atlamak, hem cesaretin hem de bağlılığın bir göstergesiydi. O zamanlar kimse para almıyordu tabi ki. Şimdilerde ise bu gelenek, turistlerden ücret alınarak yapılan gösterilere dönüşmüş durumda. Biraz ticari, biraz da nostaljik bir hava var.

Savaşın Gölgesinde Bir Sembol: Mostar Köprüsü’nün Yıkılışı

Yüzyıllar boyunca Bosna’da barışın ve birlikte yaşamanın sembolü olan Mostar Köprüsü, ne yazık ki Bosna Savaşı sırasında büyük zarar gördü. 9 Kasım 1993’te, Hırvat topçu ateşiyle tamamen yıkıldı. O anı yaşayanlar, köprünün suya düşüşünü asla unutamayacaklarını söylüyorlar. Olay, sadece Bosna’da değil, tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Bir sembol yıkılmıştı, bir umut sönmüştü sanki.

O günleri hatırlıyorum. Televizyonda o görüntüleri gördüğümde içim burkulmuştu. Sanki bir parçamız kopmuş gibi hissetmiştim. Sadece bir köprü değildi ki, koskoca bir tarihti, bir kültürdü yıkılan.

Yeniden Doğuş: Mostar Köprüsü’nün İhyası

Ancak umutsuzluğa yer yoktu. Yıkılan köprünün yerine, daha güçlü bir sembol inşa etmek gerekiyordu. İşte tam bu noktada, Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), UNESCO ve Dünya Bankası devreye girdi. 1997 yılında, köprünün aslına uygun olarak yeniden inşasına başlandı. İnşaatın bir Türk şirketi tarafından gerçekleştirilmesi de ayrı bir gurur kaynağıydı.

23 Temmuz 2004’te, görkemli bir törenle köprü yeniden açıldı. O gün, Mostar’da bayram havası vardı. İnsanlar sevinç gözyaşları döktüler, birbirlerine sarıldılar. Köprü, sadece iki yakayı değil, aynı zamanda kalpleri de birleştirmişti adeta. 2005 yılında ise, eski Mostar şehriyle birlikte UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alındı. Bu, köprünün sadece bölgesel değil, evrensel bir değere sahip olduğunun da tesciliydi.

Bugün Mostar Köprüsü, sadece bir geçiş noktası değil. Geçmişin acılarını, barışın umudunu ve kültürel mirasın gücünü taşıyan bir anıt olarak ayakta duruyor. Her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği köprü, Bosna-Hersek’in tarihine ve direncine tanıklık etmeye devam ediyor. Neretva Nehri’nin sularında yansıyan silueti, sadece bir köprü değil, aynı zamanda bir şehrin ve bir ülkenin ruhunu yansıtıyor.

Mostar’a yolunuz düşerse, sakın unutmayın. Sadece köprüye bakmakla kalmayın, onunla konuşun. Onun hikayesini dinleyin. O size çok şey anlatacaktır.

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130