Şehirlerin ruhunu yansıtan en temel detaylardan biri, o şehirde yaşayan insanların birbirine duyduğu saygıdır. Ancak ne yazık ki, Mersin’de yaya geçidinde yaşanan manzara bu saygının büyük ölçüde kaybolduğunu gösteriyor. Yaya geçitleri, sadece şeritler halinde yere çizilmiş basit işaretler değildir; aynı zamanda insana verilen değerin bir simgesidir. Ancak Mersin’de bu çizgiler, pek çok sürücü için “hız kesilmeyen yollar” haline gelmiş durumda.
Yaya geçidinden geçmeye çalışan insanların yüzlerinde korku, endişe ve tedirginlik var. Karşıya geçebilmek için araçların hızını hesaplamak, sürücünün gözlerine bakıp durup durmayacağını anlamaya çalışmak yayalar için bir refleks haline gelmiş durumda. Bu, ne yazık ki alışılmaması gereken bir korku ve çaresizlik. Yaya önceliği, medeni bir toplumun olmazsa olmazıdır. Ancak burada başka bir sorun daha var: “Toplumsal sessizlik.”
Sessiz Kalmak, Sorunu Büyütmektir
Mersin sokaklarında sürücüler durmuyor, yayalar ise çaresizce bekliyor. Hatta bu durumu eleştiren bir yaya, çevresindekiler tarafından susturuluyor:
“Neden bu kadar dert ediyorsun?” veya “Yine mi şikayet ediyorsun?” cümleleri, duyarsızlığın en acı örnekleri arasında. Oysa medeni toplumlar, haklarını talep eden ve başkalarının hakkını koruyan insanlarla var olur. Sesini yükselten birini susturmak, toplumsal felaketin yolunu açmaktır.
Bir yaya geçidinde sesini yükselten insan, herkes için bir şey söylüyordur: “Daha güvenli bir şehir istiyorum!” Ancak maalesef, susmak artık sıradan bir refleks haline gelmiş durumda.
Çözüm Nedir?
Bu sorunu çözmek için sadece kurallara değil, zihniyetlere de dokunmak gerekiyor. Mersin’de trafik eğitimleri artırılmalı ve toplumsal farkındalık kampanyaları düzenlenmeli. Belediyelerin ve sivil toplum kuruluşlarının bu konuda daha aktif rol alması şart. İnsanlara, yaya geçitlerinin bir lütuf değil, temel bir hak olduğu tekrar tekrar anlatılmalı.
Yaya geçidi, sürücülerin nezaket sınavıdır. Bu sınavı her gün kaybetmeye devam edersek, kaybolan sadece saygı değil, aynı zamanda birbirimize duyduğumuz güven olacaktır. Daha adil, daha güvenli bir şehirde yaşamak istiyorsak, haklarımızı savunmaktan ve haksızlıklara ses çıkarmaktan asla vazgeçmemeliyiz.
Çünkü bazen susmak, en büyük toplumsal faciayı besleyen sessiz bir alkıştır. Ve unutmayalım: Yaya geçidinde duran bir araç, sadece bir aracı değil; aslında geleceğe duyulan saygıyı temsil eder. Mersin’in yollarında kaybolan bu saygıyı geri kazanalım.
Sevgiyle,
Özgür VATANSEVER