Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Çorlu tren faciasının yıl dönümünde hayatını kaybedenleri anarak, sorumluların yargı önüne çıkarılması ve adalet yerini bulana kadar mücadeleye devam edeceklerini belirtti. Yavaş, ailelerin adalet arayışının herkesin vicdan borcu olduğunu vurguladı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 8 Temmuz 2018’de Tekirdağ’ın Çorlu ilçesi yakınlarında meydana gelen ve 25 kişinin hayatını kaybettiği tren faciasının yıl dönümünde önemli bir açıklama yaptı. Yavaş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, faciada yaşamını yitirenleri unutmadıklarını ve adalet arayışının devam ettiğini vurguladı.
Başkan Yavaş, mesajında “Çorlu tren faciasında yitirdiğimiz 25 canı unutmadık, unutturmayacağız,” ifadelerini kullandı. Bu sözler, facianın üzerinden geçen yıllara rağmen acının hala taze olduğunu ve kamuoyunun vicdanında derin yaralar açtığını gösteriyor. Yavaş’ın açıklaması, özellikle hayatını kaybedenlerin aileleri ve yakınları için bir umut ışığı oldu.
Yavaş, açıklamasının devamında, facianın sorumlularının yargı önüne çıkarılması ve adalet yerini bulana kadar mücadelenin süreceğini belirtti. “Bu büyük acının tüm sorumluları yargı önüne çıkarılmadan, adalet yerini bulmadan bu dava kapanmış sayılmaz,” diyen Yavaş, adalet arayan ailelerin mücadelesinin herkesin vicdan borcu olduğunu vurguladı. Bu ifadeler, davanın takipçisi olacaklarının ve ailelerin yalnız olmadıklarının bir göstergesi olarak yorumlandı.
Çorlu tren faciası, Türkiye’nin yakın tarihine kara bir leke olarak kazınmıştı. 8 Temmuz 2018’de Uzunköprü-Halkalı seferini yapan tren, Sarılar köyü yakınlarında raydan çıkmış ve vagonlar devrilmişti. Faciada 25 kişi hayatını kaybederken, yüzlerce kişi de yaralanmıştı. Olayın ardından başlatılan soruşturma ve yargı süreci, kamuoyunda büyük bir hassasiyetle takip ediliyor.
Facia sonrasında yapılan incelemelerde, rayların altındaki toprak zeminin aşırı yağışlar nedeniyle kaydığı ve bu durumun trenin raydan çıkmasına neden olduğu tespit edilmişti. Ancak, ihmal iddiaları ve sorumluların yargılanması süreci, ailelerin ve kamuoyunun beklentilerini tam olarak karşılamadı. Davanın seyrine ilişkin eleştiriler de sık sık dile getiriliyor.
Faciada yakınlarını kaybeden aileler, olayın aydınlatılması ve sorumluların cezalandırılması için yıllardır hukuk mücadelesi veriyor. Aileler, davanın takipçisi olmaya ve adalet arayışlarını sürdürmeye kararlı. Birçok platformda seslerini duyurmaya çalışan aileler, kamuoyunun desteğini de arkalarına almış durumda.
Avukat Mürsel Turbay, faciada hayatını kaybedenlerin ailelerinin avukatlığını üstleniyor. Turbay, yaptığı açıklamalarda, “Bu dava, sadece 25 insanın hayatını kaybettiği bir kaza davası değil, aynı zamanda bir hukuk ve adalet sınavıdır,” ifadelerini kullandı. Turbay, sorumluların yargı önünde hesap vermesi için ellerinden geleni yapacaklarını belirtiyor.
Mansur Yavaş’ın açıklaması, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin facia mağdurlarına ve ailelerine verdiği desteğin bir göstergesi olarak da değerlendirilebilir. Yavaş, daha önce de faciada hayatını kaybedenlerin aileleriyle bir araya gelmiş ve dayanışma mesajları vermişti. Ankara Büyükşehir Belediyesi, facia sonrasında bölgeye yardım ekipleri göndermiş ve yaraların sarılmasına katkıda bulunmuştu.
Yavaş, açıklamasının sonunda, “Her zaman yanlarında olacağız,” diyerek, ailelere olan desteklerinin süreceğini vurguladı. Bu sözler, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin adalet arayışında ailelerin yanında olmaya devam edeceğinin bir teyidi olarak algılandı.
Çorlu tren faciası, Türkiye’de demiryolu güvenliği konusundaki eksiklikleri ve ihmalleri bir kez daha gündeme getirmişti. Faciadan sonra yapılan düzenlemeler ve iyileştirmeler, demiryolu güvenliğinin artırılması için atılan adımlar olarak değerlendirilse de, hala yapılması gereken çok şey olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, demiryolu altyapısının güçlendirilmesi, bakım ve onarım çalışmalarının düzenli olarak yapılması ve denetimlerin sıklaştırılması gerektiğine dikkat çekiyor.
Faciada hayatını kaybedenlerin anısı, Türkiye’de demiryolu güvenliğinin artırılması için bir motivasyon kaynağı olmaya devam ediyor. Ailelerin adalet arayışı ve kamuoyunun duyarlılığı, bu konuda atılacak adımların hızlandırılmasına katkı sağlıyor.