Manhattan’da Göçmenlerin Gizlice Çektiği Video: Hücreler İnsanlık Dışı Dolulukta
Bir göçmen tarafından gizlice çekilen video, Manhattan’daki bir göçmen gözaltı merkezindeki aşırı kalabalığı ve sağlıksız koşulları gözler önüne serdi. Görüntüler, insan hakları savunucularının ve kamuoyunun tepkisine yol açtı.
Manhattan’da Göçmenlerin Gizlice Çektiği Video: Hücreler İnsanlık Dışı Dolulukta
New York’un kalbinde, Manhattan’da bulunan bir göçmen gözaltı merkezinden sızan görüntüler, ülkenin göç politikalarının yarattığı insanlık dramını bir kez daha gözler önüne serdi. Bir göçmen tarafından gizlice çekilen ve sosyal medyada hızla yayılan video, hücrelerin aşırı kalabalık olduğunu ve sağlıksız koşulların hüküm sürdüğünü gösteriyor. Görüntüler, insan hakları savunucularının ve kamuoyunun büyük tepkisine neden oldu.
Görüntülerdeki İnsanlık Dışı Koşullar
Videoda, onlarca insanın daracık hücrelerde, yerde yatarak veya oturarak beklediği görülüyor. Hücrelerdeki tuvaletlerin bakımsızlığı ve hijyen eksikliği dikkat çekiyor. Görüntülerde konuşan göçmenler, yetersiz beslenmeden, tıbbi yardıma erişimdeki zorluklardan ve kötü muameleden şikayet ediyor. Bazı göçmenler, aylardır gözaltında tutulduklarını ve ne zaman serbest bırakılacaklarına dair hiçbir bilgi verilmediğini belirtiyor.
Görüntülerin ortaya çıkmasının ardından, insan hakları örgütleri ve avukatlar, gözaltı merkezindeki koşulların uluslararası insan hakları standartlarına aykırı olduğunu vurguladı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) de konuyla ilgili bir açıklama yaparak, ABD hükümetini göçmenlerin haklarını korumaya ve gözaltı koşullarını iyileştirmeye çağırdı.
Yetkililerden İlk Açıklama
Görüntülerle ilgili olarak İç Güvenlik Bakanlığı (ICE) sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, gözaltı merkezlerindeki koşulların iyileştirilmesi için çalışmaların sürdüğü belirtildi. Sözcü, son dönemde artan göçmen akını nedeniyle bazı bölgelerde kapasite sorunları yaşandığını kabul etti. Ancak, tüm göçmenlerin insan onuruna yakışır şekilde muamele gördüğünü ve sağlık hizmetlerine erişimlerinin sağlandığını iddia etti.
Ancak, insan hakları örgütleri ve avukatlar, ICE’nin açıklamalarını yetersiz buluyor. Onlara göre, gözaltı merkezlerindeki koşullar sistematik bir sorun ve bu sorun, sadece kapasite sorunlarıyla açıklanamaz. Örgütler, ABD hükümetini göçmen gözaltılarını azaltmaya, alternatif gözaltı yöntemlerini kullanmaya ve göçmenlerin haklarını korumaya çağırıyor.
Hukuki Süreç Nasıl İşleyecek?
Görüntülerin ortaya çıkmasının ardından, bazı avukatlar, gözaltı merkezindeki koşulların düzeltilmesi için hukuki yollara başvuracaklarını açıkladı. Avukatlar, göçmenlerin insanlık dışı koşullarda tutulmasının, ABD Anayasası ve uluslararası hukuk tarafından güvence altına alınan haklarının ihlali olduğunu savunuyor. Ayrıca, gözaltı merkezindeki koşulların, göçmenlerin fiziksel ve ruhsal sağlığı üzerinde ciddi etkileri olduğu belirtiliyor.
Konuyla ilgili olarak, New York Barosu da bir açıklama yaparak, göçmen gözaltı merkezlerindeki koşulların bağımsız bir şekilde soruşturulmasını talep etti. Baro, soruşturmanın sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını istedi.
Türkiye’deki Göçmenler ve Benzer Sorunlar
Türkiye de son yıllarda önemli sayıda göçmene ev sahipliği yapıyor. Türkiye’deki göçmenlerin durumu da zaman zaman tartışma konusu oluyor. Özellikle, kayıt dışı göçmenlerin yaşadığı koşullar ve sağlık hizmetlerine erişimdeki zorluklar, insan hakları örgütlerinin dikkatini çekiyor. Türkiye’deki yetkililer de göçmenlerin yaşam koşullarını iyileştirmek için çeşitli çalışmalar yürütüyor. Ancak, bu konuda daha fazla çaba gösterilmesi gerektiği belirtiliyor.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Temsilcisi Erika Guevara-Rosas, “Türkiye’deki göçmenlerin haklarının korunması, uluslararası hukukun bir gereğidir. Türkiye hükümeti, göçmenlerin insan onuruna yakışır şekilde yaşamalarını sağlamak için gerekli tüm önlemleri almalıdır,” dedi.
Manhattan’daki gözaltı merkezinden sızan görüntüler, göçmen politikalarının insanlık boyutunu bir kez daha hatırlattı. Bu tür olayların tekrarlanmaması için, uluslararası toplumun ve hükümetlerin daha fazla çaba göstermesi gerekiyor.
0532 659 8130
