Kumsal’daki Sessiz Çığlık: Barbarlık Müzesi’nin Anlattığı Acı Hikaye

Yayınlama: 05.09.2025
A+
A-

Lefkoşa’da bulunan Barbarlık Müzesi, Kıbrıs Türk halkının yaşadığı acıları ve direnişi simgeliyor. Kanlı Noel gecesi bir ailenin katledildiği bu ev, bugün o karanlık günlerin canlı tanığı olarak ziyaretçilerini ağırlıyor.

Kumsal’daki Sessiz Çığlık: Barbarlık Müzesi’nin Anlattığı Acı Hikaye

Lefkoşa’nın Kumsal semtinde, adeta zamanın durduğu bir yer var. Dışarıdan bakıldığında diğer evlerden pek de farklı görünmeyen bu yapı, aslında Kıbrıs Türk halkının hafızasına kazınmış bir acının, bir direnişin simgesi: Barbarlık Müzesi. Burası sadece taş duvarlardan ibaret bir müze değil; 24 Aralık 1963 gecesi yaşanan Kanlı Noel saldırısında Binbaşı Dr. Nihat İlhan’ın ailesinin hunharca katledildiği bir ev. O gecenin dehşeti, duvarlara sinmiş gibi ziyaretçilerini hala derinden etkiliyor.

Kanlı Noel’in Unutulmaz Acısı

O karanlık gecede Dr. Nihat İlhan görevdeydi. Evde ise eşi Mürüvvet İlhan, henüz hayatlarının baharında olan çocukları Murat, Kutsi ve Hakan ile birlikte ev sahibi Hasan Yusuf Gudum ve ailesi bulunuyordu. Kanlı Dere tarafından gelen silahlı saldırganlar, acımasızca evi kurşun yağmuruna tuttular. Ardından kapıyı kırarak içeri girdiler ve tarihe kara bir leke olarak geçecek o vahşeti gerçekleştirdiler.

Mürüvvet Hanım, çaresizlik içinde çocuklarını da yanına alarak banyo küvetine saklanmaya çalıştı. Ancak bu masum çaba, onları ölümden kurtaramadı. Anne ve üç çocuğu, makineli tüfeklerle hunharca katledildi. Tuvalete sığınan Feride Hasan Gudum da başından vurularak hayatını kaybetti. Diğer aile bireyleri ise ağır yaralandılar. O gece yaşananlar, Kıbrıs Türk halkının hafızasına silinmemek üzere kazındı.

Bir Evden Müzeye: Acının Tarihe Yolculuğu

Bu insanlık dışı katliamın ardından, 1965 yılında Türk Cemaat Meclisi Sosyal İşler Dairesi, evi kiralayarak anlamlı bir adım attı. Amaç, yaşanan acıları unutturmamak ve gelecek nesillere aktarmaktı. Böylece, 1 Ocak 1966’da ev, “Barbarlık Müzesi” olarak kapılarını ziyaretçilere açtı. Yıllar içinde müze, Kıbrıs Türk halkının haklı mücadelesinin ve yaşadığı acıların sembolü haline geldi.

1975 yılında Eski Eserler ve Müzeler Dairesi tarafından restore edilen yapı, 1980’de kamulaştırıldı. Müzenin en dikkat çekici yanlarından biri ise, ev sahibi Hasan Yusuf Gudum’un ölene kadar evin bir bölümünü kullanmasına izin verilmesiydi. Bu durum, Kıbrıs Türk toplumunun merhametini ve insanlığını gösteren önemli bir örnekti.

Modern Müzecilik Anlayışıyla Yeniden Doğuş

2000 yılında kapsamlı bir onarımdan geçen müze, 2022’de TİKA’nın desteğiyle modern müzecilik anlayışıyla yeniden düzenlendi. Elektrik, mekanik altyapı, teşhir tanzimi ve çevre düzenlemesiyle müze, hem geleneksel hem de dijital anlatım teknikleriyle zenginleştirildi. Artık ziyaretçiler, sadece duvarlar arasında dolaşmakla kalmıyor, aynı zamanda o dönemin atmosferini ve acılarını daha derinden hissedebiliyorlar.

Hafızayı Canlı Tutan Mekanlar

Müzede, o karanlık günleri unutturmamak için birçok farklı bölüm oluşturulmuş. Kronoloji Duvarı, Kanlı Noel olaylarının tarihsel sürecini fotoğraflar ve gazete kupürleriyle anlatıyor. Konuşan Portreler bölümünde ise, o günlere tanıklık etmiş kişilerin röportajları dijital kiosklar üzerinden ziyaretçilere sunuluyor. Dönem Odası’nda katliam kurbanlarının kıyafetleri ve kan bulaşmış eşyaları sergilenirken, Belgesel Odası’nda 1958-1964 yılları arasındaki sosyal ve siyasi gelişmeler belgesel formatında aktarılıyor.

Müzenin en sarsıcı bölümü ise şüphesiz Banyo Bölümü. Katliamın yaşandığı bu alan, koruma camı arkasından görülebiliyor. O küvetin içinde yaşanan çaresizlik ve dehşet, ziyaretçilerin yüreğine dokunuyor. Dijital içeriklerle olayın dramatik boyutu daha da belirginleştirilirken, Hafıza Havuzu’nda dokunmatik ekranlarla ziyaretçiler, fotoğraflar üzerinden bilgiye erişebiliyor. Şehitler Duvarı’nda ise Kumsal Baskını’nda hayatını kaybedenlerin isimleri sanatsal bir dijital kurgu ile anılıyor.

Tanıkların Dilinden O Gece

Barbarlık Müzesi’nin en çarpıcı bölümlerinden biri olan Konuşan Portreler, olaylara tanıklık etmiş kişilerin sesleriyle geçmişi bugüne taşıyor. Müze holünde yer alan iki dijital kiosk aracılığıyla ziyaretçiler, tanıkların anlatımlarını dinleyebiliyor. Bu bölümde Kemal Öztürk, Işılay Arkan, İsmail Bozkurt, Prof. Dr. Ata Atun, Mehmet Küçük, Sevilay Sadıkoğlu ve Yılmaz Bora gibi isimlerin o geceye dair anlattıkları, dinleyenleri derinden etkiliyor.

Barbarlık Müzesi: Bir Uyarı, Bir Ders

Barbarlık Müzesi, sadece bir trajedinin sergilendiği bir yer değil; aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının haklı mücadelesinin, yaşanmış acıların ve unutulmaması gereken gerçeklerin sembolü. Müze, ziyaretçilerine yalnızca bilgi değil, derin bir empati ve tarihsel bilinç kazandırıyor. Unutmamalıyız ki, tarih tekerrürden ibarettir. Bu nedenle, geçmişte yaşanan acılardan ders çıkarmak ve gelecekte benzer olayların yaşanmaması için çaba göstermek hepimizin sorumluluğundadır. Barbarlık Müzesi, işte tam da bu sorumluluğu hatırlatıyor ve bizleri daha duyarlı, daha bilinçli bireyler olmaya davet ediyor.

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130