Hatay’da düzenlenen bir atölye çalışmasında, gençlerin afet anlarında doğru iletişim kurma becerileri ve medyanın rolü ele alındı. Uzmanlar, doğru bilginin toplumsal güveni yeniden inşa etmedeki önemine vurgu yaptı.
Özet: İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen bir programla, gençlerin afet dönemlerindeki iletişim becerileri geliştirilmeye çalışıldı. Uzmanlar, kriz anlarında doğru bilgiye ulaşmanın ve yaymanın önemini vurguladı.
Hatay, İskenderun – 20 Ekim 2025 – Depremin acı izlerini hala taşıyan Hatay’da, gençler kriz anlarında doğru iletişim kurmanın yollarını aradı. İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen özel bir programda, afetlerde iletişim stratejileri ve medyanın rolü masaya yatırıldı. Sabahın erken saatlerinde başlayan etkinlik, hem bölge halkının hem de gençlerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Sanki herkes, o acı günlerin bir daha yaşanmaması için bir şeyler yapma arzusundaydı.
Programa, TİMBİR (Türkiye İletişim ve Medya İşverenleri Derneği) Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa’nın yanı sıra, TİMBİR Danışma Kurulu Başkanı Veysel Cıncık, BHA (Bağımsız Haber Ajansı) Genel Müdürü Gazeteci Muhammet Kaçar gibi isimler katıldı. Kilis Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nden Ahmet Kürşat Doğan da oradaydı. Doğan, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın afet sonrası süreçteki çalışmalarını anlatırken, “Bakanlık olarak her zaman gençlerin yanındayız. Onların bu tür projelere katılımı, toplumsal dayanışmayı güçlendiriyor,” dedi. İskenderun Lisesi Müdürü Yaşar Düzen ve çok sayıda öğrenci de etkinliğe katılarak gençlerin sesi oldu.
İskenderun Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Emine Vasfiye Korkmaz, programın moderatörlüğünü üstlendi. Korkmaz, açılış konuşmasında gençlerin kriz dönemlerindeki rolüne dikkat çekti. “Gençlerin doğru bilgiye ulaşma ve doğru iletişim kurma refleksi, toplumun yeniden toparlanma sürecine doğrudan katkı sağlar,” dedi. Bu sözler, salonda yankı buldu ve katılımcılar arasında bir farkındalık oluşturdu.
TİMBİR Danışma Kurulu Başkanı Veysel Cıncık, afetlerin sadece fiziki değil, psikolojik ve iletişimsel yaralar da bıraktığını vurguladı. “Bu tür projeler, gençlerin o yaraları birlikte sarma bilincini güçlendiriyor,” dedi. Cıncık’ın bu sözleri, aslında hepimizin hissettiği bir gerçeği dile getiriyordu: Afetler sadece binaları değil, ruhları da yıkıyor. Bu nedenle, doğru iletişim, iyileşme sürecinde hayati bir rol oynuyor.
Kilis Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Personel, Mali, Eğitim, Sosyal ve Kültür Daire Başkanı Ahmet Kürşat Doğan, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın deprem sonrası süreçteki çalışmalarına değindi. Doğan, “Deprem bölgelerinde sabahın ilk saatlerinden itibaren sosyal destek merkezlerimizi faaliyete geçirdik. Gençlik merkezlerimiz, yurtlarımız ve gönüllülerimizle sahada önemli bir dayanışma örneği sergiledik,” diye konuştu. Doğan’ın anlattıkları, devletin ve sivil toplumun işbirliğinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Atölye çalışmasında, kriz anlarında doğru iletişim yöntemleri, medyanın rolü, bilgi kirliliğiyle mücadele gibi konular ele alındı. TİMBİR Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa, afet sonrası doğru bilgiyle toplumsal güveni yeniden inşa etmenin medya ve gençlerin en önemli sorumluluklarından biri olduğunu belirtti. “Bu atölye, gençlerin kriz anlarında hem iletişim becerilerini hem de dayanıklılıklarını güçlendirmek için önemli bir adım,” dedi.
BHA Genel Müdürü Gazeteci Muhammet Kaçar, sahada çalışan gazeteciler olarak bir cümlenin bile toplumu nasıl etkileyebileceğine şahit olduklarını söyledi. “Gerçek bilgiyle yanlış bilgiyi ayırt etmek, hem gazetecinin hem de yurttaşın vicdani sorumluluğudur,” diye konuştu. Kaçar’ın bu sözleri, medyanın kriz dönemlerindeki kritik rolünü bir kez daha vurguladı.
TİMBİR Akademi Başkanı Mehmet Erdem Tokuş, gençlerin dijital medya okuryazarlığının kriz zamanlarında en etkili savunma hattı olduğunu söyledi. “Doğru kaynak, doğru paylaşım, doğru etki zincirini oluşturur,” diyerek dijital farkındalığın önemine dikkat çekti. Tokuş’un bu sözleri, sosyal medyanın gücünü ve sorumluluğunu bir arada hatırlattı.
Uluslararası Radyocular Birliği Başkanı Yusuf Erbaş ise, sesin gücünün en zor anlarda bile umut yaydığını belirtti. “Gençlerin sesi doğru duyurması, toplumsal dayanışmanın temelini oluşturur,” ifadelerini kullandı. Erbaş’ın bu sözleri, iletişimin sadece bilgi aktarımı değil, aynı zamanda moral ve motivasyon kaynağı olduğunu da gösterdi.
Etkinlik, soru-cevap bölümünün ardından katılımcılara teşekkür belgelerinin verilmesiyle sona erdi. Gençlerin soruları, hem meraklarını gidermeye hem de konuya daha derinlemesine hakim olmalarına yardımcı oldu. Teşekkür belgeleri ise, bu anlamlı etkinliğe katılanların motivasyonunu artırdı.
Bu tür etkinliklerin, afetlere karşı hazırlıklı olmanın yanı sıra, toplumsal dayanışmayı güçlendirmek için de önemli bir adım olduğu açık. Hatay’da yaşanan bu buluşma, gençlerin kriz anlarında doğru iletişim kurma becerilerini geliştirerek, gelecekte daha bilinçli ve sorumluluk sahibi bireyler olmalarına katkı sağlayacak gibi görünüyor. Belki de en önemlisi, bu etkinlikler sayesinde, afetlerin yarattığı travmaları birlikte aşma ve yeniden umutla hayata tutunma gücü buluyoruz.