Özet: Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, KOBİ’lerin finansmana erişimindeki zorluklara dikkat çekerek, bankaların kredi kısıtlamalarından muaf tutulmalarını ve KOBİ’lere özel kredi uygulamalarının başlatılmasını istedi. Baran, bu durumun KOBİ’lerin yatırım ve büyüme hedeflerini olumsuz etkilediğini vurguladı.
Ankara’nın kalbi, iş dünyasının nabzı Ankara Ticaret Odası’nda (ATO) attı. ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, dün gerçekleşen ATO Meclis Toplantısı’nda ülkenin ekonomik gidişatına dair önemli açıklamalarda bulundu. Baran’ın konuşmasının odağında, son dönemde iyiden iyiye hissedilen ve özellikle küçük esnafı, KOBİ’leri derinden etkileyen finansman sorunları vardı.
Baran, konuşmasında Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ) finansmana erişimde yaşadığı sıkıntıların, onların yatırım yapma ve büyüme planlarını sekteye uğrattığını açıkça dile getirdi. “Esnafımız, sanatkârımız, KOBİ’lerimiz kan ağlıyor” derken sesindeki ton, Ankara’nın iş dünyasının içinde bulunduğu durumu net bir şekilde ortaya koyuyordu. Sabahın erken saatlerinde kepenk açan, akşam geç saatlere kadar ekmek parası için didinen binlerce KOBİ’nin yaşadığı zorlukları, bir nebze olsun hafifletecek çözümler üretilmesi gerektiğini vurguladı.
Peki, Baran’ın bu kadar sert ifadeler kullanmasına neden olan neydi? Son aylarda bankaların kredi musluklarını kısması, kredi faizlerinin astronomik seviyelere ulaşması, KOBİ’lerin zaten kırılgan olan ekonomik dengelerini daha da bozmuş durumda. Birçok işletme, bırakın büyümeyi, ayakta kalma mücadelesi veriyor.
Baran’ın en çok üzerinde durduğu konulardan biri de bankalara getirilen kredi büyümesi kısıtlamaları oldu. Bu kısıtlamaların, özellikle KOBİ’lerin finansmana erişimini daha da zorlaştırdığını belirten Baran, “KOBİ’lerimizin bankalara getirilen kredi büyümesi kısıtlamalarından muaf tutulması gerekiyor” dedi. Yani, devletin bankalara getirdiği ‘kredi verme’ sınırının, küçük işletmeleri kapsamaması gerektiğini savunuyor. Aksi takdirde, zaten zor durumda olan KOBİ’lerin, daha da köşeye sıkışacağını belirtiyor.
Esnaf Ali Bey, dükkanının önünde çayını yudumlarken bu durumu şöyle özetliyor: “Eskiden bir şekilde kredi bulur, işimizi çevirirdik. Şimdi bankaya gitsen yüzüne bile bakmıyorlar. Kredi notun ne kadar yüksek olursa olsun, bir bahane buluyorlar. Mecburen tefeciye mi gidelim?” Ali Bey’in sözleri, KOBİ’lerin içinde bulunduğu çaresizliği gözler önüne seriyor.
Baran, sadece sorunları dile getirmekle kalmadı, çözüm önerilerini de sıraladı. KOBİ’lere özel, seçici ve hedef odaklı kredi uygulamalarının başlatılması gerektiğini vurgulayan Baran, bu uygulamaların, KOBİ’lerin ihtiyaçlarına uygun, uzun vadeli ve düşük faizli olması gerektiğini belirtti. Yani, her KOBİ’ye aynı reçeteyi uygulamak yerine, işletmelerin farklı ihtiyaçlarına göre farklı çözümler üretilmesi gerektiğini savunuyor.
Peki, bu ‘hedef odaklı kredi’ tam olarak ne anlama geliyor? Örneğin, bir tekstil atölyesi için hammadde alımı kredisi, bir restoran için mutfak ekipmanı yenileme kredisi gibi, işletmelerin belirli ihtiyaçlarına yönelik krediler. Bu sayede, KOBİ’ler krediyi doğru yerde kullanacak ve işlerini geliştirecekler. Aksi takdirde, alınan krediler başka borçları kapatmak için kullanılırsa, sorunlar çözülmek yerine daha da derinleşebilir.
Gürsel Baran’ın konuşmasında sadece KOBİ’lerin sorunları değil, genel ekonomik durum da ele alındı. Enflasyonun yüksek seyretmesi, döviz kurlarındaki dalgalanmalar, işsizlik oranları gibi birçok konu masaya yatırıldı. Baran, bu belirsizliklerin iş dünyasını olumsuz etkilediğini, yatırım kararlarını zorlaştırdığını ve geleceğe dair endişeleri artırdığını belirtti.
Ankara’da bir market işleten Ayşe Hanım, “Her gün yeni bir zamla uyanıyoruz. Raflara etiket yapıştırmaktan bıktık. Müşteri de şaşkın, biz de. Ne yapacağımızı bilemiyoruz” diyor. Ayşe Hanım’ın sözleri, ekonomik belirsizliklerin vatandaşın cebine nasıl yansıdığını gösteriyor.
Baran, konuşmasının sonunda hükümete ve ilgili kurumlara çağrıda bulunarak, iş dünyasının sorunlarına çözüm bulunması için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini vurguladı. “Biz Ankara Ticaret Odası olarak her zaman iş dünyamızın yanındayız. Onların sorunlarını çözmek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” dedi.
Sonuç olarak, ATO Başkanı Gürsel Baran’ın açıklamaları, KOBİ’lerin içinde bulunduğu zor durumu ve çözüm önerilerini bir kez daha gündeme getirdi. Şimdi gözler, hükümetin ve bankaların bu çağrıya ne kadar kulak vereceğinde. Zira, KOBİ’lerin ayakta kalması, sadece onların değil, tüm Türkiye ekonomisinin geleceği için hayati önem taşıyor.