KKTC’de ilk kez düzenlenen TEKNOFEST, Güney Kıbrıs’ta da yakından takip ediliyor. Rum basını festivali “güç gösterisi” olarak nitelerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımı ve Türk savunma sanayi ürünlerinin sergilenmesi dikkat çekti.

KKTC’deki TEKNOFEST Yankıları Sürüyor: Rum Basını ‘Güç Gösterisi’ Dedi

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), bu yıl ilk kez kapılarını açtığı Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST ile adından sıkça söz ettiriyor. Festival sadece Türkiye’den değil, komşu Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) basınından da yoğun ilgi görüyor. 1 Mayıs’ta başlayan ve 4 Mayıs’a kadar devam eden organizasyon, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla daha da büyüdü, bölgedeki yankıları da arttı.

Rum Basınından Sert Eleştiriler: “Güç Gösterisi” İddiası

Güney Kıbrıs merkezli yayın organları, TEKNOFEST’i farklı açılardan değerlendiriyor. Kathimerini Kıbrıs gazetesi, festivalin Türk savunma sanayisinin vitrini olduğunu belirtirken, özellikle ANKA III ve Bayraktar TB2 gibi insansız hava araçlarının gösterilerine dikkat çekti. Gazete, SoloTürk’ün akrobasi şovlarını ise “uluslararası topluma yönelik bir mesaj” olarak yorumladı. Bu yorum, festivalin sadece teknik bir etkinlik olmanın ötesinde, siyasi bir anlam taşıdığına işaret ediyor.

Ancak eleştiriler sadece bu kadarla sınırlı kalmadı. Omega TV, akşam haberlerinde TEKNOFEST’i doğrudan “güç gösterisi” olarak tanımladı. Kanal, Türk savaş uçaklarının Lefkoşa’nın FIR hattını ihlal ettiğini iddia ederek gerilimi tırmandırmaya çalıştı. Bu türden suçlamalar, iki ülke arasındaki hassas dengeleri ve geçmişten gelen gerginlikleri gözler önüne seriyor.

Türk Dünyası Vurgusu ve KKTC’nin Önemi

TEKNOFEST’in yanı sıra, Lefkoşa’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Konseyi 17. Toplantısı da Rum medyasının dikkatini çekti. Simeri Gazetesi, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın açılış konuşmasında yaptığı “Türk dünyasının birlik ve beraberliği” vurgusunu geniş bir şekilde yansıttı. Bu vurgu, Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini artırma çabası olarak değerlendirilebilir.

Offsitenews ise Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın “Türkiye Yüzyılı, KKTC’nin de yüzyılıdır” şeklindeki açıklamalarına odaklandı. Ayrıca, Selçuk Bayraktar’ın KKTC’yi “Mavi Vatan’ın yüreği” olarak tanımlaması da haberde öne çıkarılan önemli noktalardan biriydi. Bu ifadeler, KKTC’nin Türkiye için sadece coğrafi değil, aynı zamanda stratejik ve duygusal bir anlam taşıdığını gösteriyor.

Erdoğan’ın Ziyareti ve Siyasi Yorumlar

Rum basını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TEKNOFEST’e katılımını Kıbrıs meselesinin ötesinde stratejik bir hamle olarak değerlendiriyor. Erdoğan’ın “Türk dünyası kardeşlerinin yanındadır” ve “KKTC’nin tanınması için çabalar artacak” şeklindeki sözleri, Typos ve CYtoday gibi haber sitelerinde manşetlere taşındı. Bu ifadeler, Türkiye’nin KKTC’nin uluslararası alanda tanınması için daha aktif bir rol oynayacağının sinyallerini veriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye ile İtalya arasındaki savunma sanayi iş birliğine dair açıklamaları da KKTC bağlamında yorumlandı. Bu durum, Türkiye’nin sadece bölgesel değil, küresel ölçekte de etkili bir aktör olma hedefiyle örtüşüyor.

Yeni Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi ve Sembolik Anlamı

TEKNOFEST ile eş zamanlı olarak tamamlanan KKTC Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi de Rum basınının merakını cezbediyor. Philenews sitesi, kompleksin 3 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla açılacağını duyurarak, yerleşkenin KKTC’nin siyasi statüsüne dair sembolik önemine vurgu yaptı. Yeni yerleşke, KKTC’nin devlet olma yolundaki adımlarını simgeliyor ve bu durum, Güney Kıbrıs’ta yakından izleniyor.

Politis Gazetesi ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile KKTC Başbakanı Ünal Üstel’in Ankara’da gerçekleştirdiği ortak basın toplantısına yer verdi. Haberde, Türk tarafının KKTC’nin kalkınması için yeni yatırımları hızlandıracağı mesajlarına dikkat çekildi. Bu yatırımlar, KKTC’nin ekonomik olarak güçlenmesine ve Türkiye’ye olan bağımlılığının azalmasına katkı sağlayabilir.

TEKNOFEST ve beraberindeki gelişmeler, Kıbrıs’ta tansiyonu yükseltse de, aynı zamanda diyalog için de bir fırsat sunuyor. İki tarafın da birbirini anlamaya çalışması ve ortak zeminler bulması, adada kalıcı bir barışın sağlanması için elzem. Aksi takdirde, gerginliklerin tırmanması kaçınılmaz olabilir.