Türkiye Kent Konseyleri Birliği, Ankara’da toplandı. Amaç, kent konseylerinin iş birliğini artırmak ve yerel düzeyde daha katılımcı bir demokrasi inşa etmek.
Ankara, bugün önemli bir buluşmaya ev sahipliği yaptı. Türkiye Kent Konseyleri Birliği (TKKB) Yönetim Kurulu, Ankara Kent Konseyi’nin ev sahipliğinde bir araya geldi. Toplantının gündemi yoğundu: Kent konseylerinin daha sıkı iş birliği yapması, başarılı projelerin paylaşılması ve en önemlisi, yerelde halkın yönetime daha fazla katılımını sağlamak.
Peki, bu kent konseyleri tam olarak ne işe yarar? Aslında, bulundukları şehirlerde yaşayan insanların sesi olmaya çalışırlar. Şehrin sorunlarına çözüm bulmak, yerel yönetimlere öneriler sunmak ve şehirdeki hayatı daha iyi hale getirmek için çalışırlar. Bir nevi, vatandaş ile belediye arasında köprü görevi görürler diyebiliriz. Bu yüzden de, bu konseylerin güçlenmesi, demokrasimizin de güçlenmesi anlamına geliyor.
Toplantıya, TKKB Başkanı Hasan Soygüzel başkanlık etti. Soygüzel, açılış konuşmasında, kent konseylerinin önemine vurgu yaparak, “Kent konseyleri, yerel demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Halkın katılımını sağlayarak, daha yaşanabilir şehirler inşa etmemize yardımcı olurlar,” dedi. Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz da ev sahibi olarak, tüm katılımcılara hoş geldiniz dedi ve Ankara’nın bu tür önemli toplantılara ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduğunu belirtti.
Toplantıda, TKKB Yönetim Kurulu üyelerinden Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, TKKB Genel Sekreteri ve Gölcük Kent Konseyi Başkanı Fatih Bayram, TKKB Yönetim Kurulu Üyeleri Nuray Akçasoy ile Burak Taştan ve Ankara Kent Konseyi Başkan Yardımcısı Dr. Süleyman Basa da yer aldı. Yani, Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelen, kent konseyleri konusunda deneyimli isimler bir aradaydı.
Toplantının en önemli konularından biri, kent konseyleri arasındaki iş birliğinin nasıl artırılacağıydı. Farklı şehirlerdeki konseylerin birbirlerinden öğrenmesi, başarılı projelerini paylaşması ve ortak sorunlara birlikte çözüm araması hedefleniyor. Bu kapsamda, çeşitli projeler ve stratejiler masaya yatırıldı. Örneğin, bazı konseylerin çevre sorunlarına yönelik başarılı çalışmaları, diğer şehirlere de örnek olabilir. Ya da, bir şehirdeki gençlerin katılımını artırmaya yönelik bir proje, başka bir şehirde de uygulanabilir.
TKKB Genel Sekreteri Fatih Bayram, iş birliği konusunda şunları söyledi: “Kent konseyleri arasındaki iletişim ve bilgi paylaşımı, çok önemli. Birbirimizden öğreneceğimiz çok şey var. Ortak projeler geliştirerek, daha güçlü bir etki yaratabiliriz.”
Toplantıda ele alınan bir diğer önemli konu da, yerel düzeyde katılımcı demokrasinin nasıl daha da güçlendirileceğiydi. Katılımcı demokrasi, halkın yönetime doğrudan katılması anlamına geliyor. Yani, sadece seçimlerde oy vermekle kalmayıp, şehirle ilgili kararlarda da söz sahibi olmak. Kent konseyleri, bu katılımı sağlamak için önemli bir araç. Ancak, bu araçların daha etkili kullanılması gerekiyor.
Bu konuda, Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, “Katılımcı demokrasiyi güçlendirmek için, halkın bilinçlendirilmesi ve teşvik edilmesi gerekiyor. Kent konseyleri olarak, bu konuda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazırız,” dedi.
Toplantıda alınan kararların hayata geçirilmesi için, önümüzdeki günlerde çeşitli çalışmalar yapılacak. Kent konseyleri arasındaki iletişim ve iş birliği artırılacak, başarılı projeler diğer şehirlere yaygınlaştırılacak ve yerel düzeyde katılımcı demokrasiyi güçlendirmeye yönelik adımlar atılacak. Ankara’daki bu toplantı, yerel demokrasimiz için yeni bir başlangıç olabilir.
Peki, tüm bunlar vatandaşın hayatında neyi değiştirecek? Aslında, çok şeyi. Şehrin yönetimine daha fazla katılarak, kendi yaşadığımız çevreyi daha iyi hale getirme şansı bulacağız. Sorunlarımıza daha hızlı çözüm bulunacak, belediyeler halkın ihtiyaçlarına daha duyarlı olacak. Kısacası, daha yaşanabilir ve daha demokratik şehirlerde yaşama imkanı bulacağız.
Umarız, bu toplantıda alınan kararlar hayata geçer ve kent konseyleri, yerel demokrasimizin gerçek anlamda birer temsilcisi olurlar. Çünkü, unutmayalım ki, şehirlerimizi güzelleştirmek, aslında kendi hayatlarımızı güzelleştirmek demektir.