Türkiye, Haziran ayında rekor sıcaklıklarla boğuştu. Yağışların azalmasıyla birlikte kuraklık tehlikesi de kendini hissettirmeye başladı.
Haziran ayında güneş adeta alev topuna döndü. Yurdun dört bir yanında termometreler rekor seviyeleri gösterdi. İzmir’de 2024’te 41,4 derece olarak ölçülen en yüksek sıcaklık, bu yıl 27 Haziran’da 41,8 dereceye fırladı. Klima satışları patladı, parklardaki gölgelikler kapış kapış oldu. Ama bu sadece başlangıç gibi duruyor.
Sadece İzmir değil, Ege Bölgesi genelinde sıcaklıklar alarm veriyor. Dikili’de 1942’den kalma rekor (41 derece), 41,7 dereceyle tarihe karıştı. Seferihisar da nasibini aldı, rekor 40,5’ten 40,6’ya yükseldi. Marmara Bölgesi de bu sıcaklardan payını aldı. İstanbul Florya’da 1982’den beri kırılamayan 36,2 derecelik rekor, nihayet 36,3 dereceyle aşıldı. Vatandaşlar, “Böyle giderse temmuz ağustos nasıl geçecek?” diye kara kara düşünüyor.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün (MGM) raporu, durumun vahametini gözler önüne seriyor. Bölgelere göre ortalama sıcaklıklar, uzun yıllar ortalamasının üzerinde seyretti. İşte bazı dikkat çekici veriler:
Sıcaklıklar yetmezmiş gibi, bir de yağışlar azaldı. Haziran ayında Türkiye genelinde ortalama yağış miktarı sadece 12,5 mm olarak ölçüldü. Bu, 1991-2020 arasındaki ortalamanın (%33,6 mm) tam %63 altında. Özellikle Marmara ve İç Anadolu bölgelerinde durum kritik. Marmara’da son 65 yılın, İç Anadolu’da ise son 22 yılın en düşük haziran yağış değerleri kaydedildi. Barajlardaki su seviyesi düşüyor, çiftçiler sulama yapmakta zorlanıyor.
Konuyla ilgili görüştüğümüz Ziraat Mühendisi Ayşe Hanım, “Bu gidişle yaz sonuna doğru ciddi bir kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliriz. Özellikle tarım bölgelerinde su kullanımına dikkat etmemiz gerekiyor. Damlama sulama gibi yöntemlerle su tasarrufu sağlamalıyız” diyor. Ayşe Hanım, bireysel olarak da su tasarrufu yapmanın önemine dikkat çekiyor: “Diş fırçalarken, tıraş olurken musluğu kapatmak, duş süresini kısaltmak gibi basit önlemler bile büyük fark yaratır.”
Sokakta konuştuğumuz vatandaşlar da durumdan endişeli. Emekli öğretmen Ali Bey, “Ben hayatımda böyle sıcak görmedim. Eskiden Temmuz Ağustos böyle olurdu, şimdi Haziran’dan başladı. Allah sonumuzu hayır etsin” diyor. Ev hanımı Fatma Teyze ise, “Bahçedeki çiçeklerimi bile sulayamıyorum artık, su parası çok geliyor. Mecburen güneşe dayanıklı bitkiler dikeceğim” diye yakınıyor.
Bu sıcaklar ve kuraklık, sadece kişisel hayatımızı değil, ekonomiyi de etkileyecek gibi duruyor. Tarım ürünlerinde rekolte düşüşü yaşanabilir, bu da fiyatların artmasına neden olabilir. Yetkililerin bir an önce önlem alması, su kaynaklarını koruma altına alması ve vatandaşları bilinçlendirmesi gerekiyor. Yoksa bu yaz, hepimiz için çok zor geçecek.