600 bin kamu işçisini yakından ilgilendiren toplu sözleşme görüşmelerinin dördüncüsü bugün Ankara’da yapılıyor. İşçi sendikaları, iyileştirilmiş bir teklif bekliyor.
Ankara bugün, 600 bin kamu işçisinin geleceği için kritik bir güne ev sahipliği yapıyor. Kamu işçileri toplu sözleşme görüşmelerinin dördüncü raundu, Çalışma Bakanlığı’nın arabuluculuğunda, işveren ve işçi temsilcilerini bir araya getirecek. Gözler, Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası’nın (TÜHİS) ev sahipliğinde saat 14:00’te başlayacak olan bu önemli toplantıda.
Toplantıya, işçi tarafını temsilen Türk-İş ve Hak-İş gibi büyük işçi konfederasyonlarının yetkilileri katılacak. İşçi temsilcileri, daha önceki görüşmelerde sunulan ve beklentileri karşılamayan 21 maddelik taslak teklifin iyileştirilmiş bir versiyonunu bekliyor. Özellikle en düşük günlük ücretin bin 800 liraya yükseltilmesi, kıdem zammı ve refah payı gibi taleplerin karşılanması, işçiler arasında büyük bir beklenti yaratmış durumda.
Peki, bu toplantıdan ne beklemeliyiz? İşçi sendikaları, masaya elleri dolu gelmeye hazırlanıyor. Ankara kulislerinde konuşulanlara göre, sendikalar, taleplerinin arkasında duracak ve işveren tarafını ikna etmek için ellerinden geleni yapacaklar. Ancak, işveren tarafının da bütçe dengelerini gözeterek hareket etmesi bekleniyor. Bu durum, görüşmelerin oldukça çetin geçeceğinin sinyallerini veriyor.
Görüşmelerin bu kadar önemli olmasının arkasında, son dönemde artan hayat pahalılığı yatıyor. Market raflarındaki etiketler her geçen gün değişirken, kira fiyatları cep yakıyor. Emekli bir kamu işçisi olan Ali Bey, “Eskiden maaşımızla geçinirdik, hatta biraz da birikim yapardık. Şimdi ise ay sonunu zor getiriyoruz. Bu toplu sözleşme, bizim için bir umut ışığı,” diyor. Ali Bey gibi düşünen binlerce kamu işçisi, bu görüşmelerden olumlu bir sonuç çıkmasını umut ediyor.
İşçi sendikalarının en önemli taleplerinden biri olan kıdem zammı, uzun yıllardır aynı kurumda çalışan işçilerin emeğinin karşılığını almasını amaçlıyor. Yıllarını kamu hizmetine adamış bir işçi, kıdeminin karşılığını maaşında görmek istiyor. Refah payı ise, ekonomik büyümeden işçilerin de pay almasını hedefliyor. Türkiye ekonomisi büyürken, bu büyümeden kamu işçilerinin de faydalanması gerektiği savunuluyor.
Toplu sözleşme görüşmelerinde hükümetin tutumu da belirleyici olacak. Hükümetin, işveren tarafına bütçe konusunda ne kadar esneklik sağlayacağı, görüşmelerin seyrini etkileyecek. Ankara’da konuşulanlara göre, hükümetin de kamu işçilerinin beklentilerini dikkate alarak bir orta yol bulmaya çalıştığı belirtiliyor. Ancak, bütçe disiplininden taviz vermek istemeyen hükümetin, ne kadar ileri gidebileceği merak konusu.
Peki, olası senaryolar neler? En iyi senaryo, işçi sendikalarının taleplerinin büyük ölçüde karşılanması ve tarafların uzlaşmaya varması. Ancak, işveren tarafının direnmesi durumunda, görüşmelerin uzaması ve hatta grev gibi daha radikal adımların atılması da gündeme gelebilir. Umarız, taraflar aklıselim davranarak, kamu işçilerinin beklentilerini karşılayacak bir anlaşmaya varırlar.
Bugün başlayacak olan dördüncü toplantı, toplu sözleşme sürecinin kaderini belirleyecek. Tarafların birbirini anlamaya çalışması, esneklik göstermesi ve ortak bir noktada buluşması gerekiyor. Aksi takdirde, bu süreç uzayacak ve kamu işçileri arasındaki belirsizlik devam edecek.
Unutmayalım ki, bu toplu sözleşme sadece 600 bin kamu işçisini değil, onların ailelerini ve dolayısıyla tüm Türkiye’yi etkileyecek. Bu nedenle, bu sürecin adil, şeffaf ve uzlaşmacı bir şekilde yürütülmesi büyük önem taşıyor.
Gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğiz. Gözümüz Ankara’da, kulağımız toplu sözleşme masasında olacak.