İstanbul Susuzluğa Doğru Mu? Mart Yağışları Son 39 Yılın En Düşüğünde

Yayınlama: 12.07.2025
A+
A-

İstanbul’da mart ayında yaşanan kuraklık, su kaynakları için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Yağış miktarı son 39 yılın en düşük seviyesine gerilerken, uzmanlar acil önlemler alınması gerektiği konusunda uyarıyor.

İstanbul Susuzluğa Doğru Mu? Mart Yağışları Son 39 Yılın En Düşüğünde

Özet: İstanbul’da mart ayında yaşanan kuraklık, su kaynakları için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Yağış miktarı son 39 yılın en düşük seviyesine gerilerken, uzmanlar acil önlemler alınması gerektiği konusunda uyarıyor.

İstanbul’da yaşayanlar olarak hepimiz biliriz, baharın gelişiyle birlikte içimiz umutla dolar. Ancak bu mart, İstanbul için pek de iç açıcı geçmedi. Musluklarımızdan akan suyun kıymetini bir kez daha anladığımız, yağmurun hasretini çektiğimiz bir ay oldu. Çünkü alınan son verilere göre, İstanbul ve çevresinde mart ayında son 39 yılın en düşük yağışı kaydedildi. Bu durum, barajlardaki su seviyesini düşürürken, uzmanlar da alarm zillerini çalmaya başladı.

Marmara Bölgesi’nde Yağışlar Alarm Veriyor

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden edinilen bilgilere göre, Marmara Bölgesi genelinde mart ayı yağış ortalaması 66,1 milimetre olması gerekirken, bu yıl bu rakam sadece 25,7 milimetre olarak gerçekleşti. Geçen yıl aynı dönemde 63 milimetre yağış almıştık. Yani, durum geçen yıla göre bile oldukça vahim. Uzmanlar, bu düşüşün nedenlerini iklim değişikliğine ve plansız kentleşmeye bağlıyor.

Bu durumun vahametini daha iyi anlamak için bir örnekle açıklayalım. Bir düşünün, her yıl düzenli olarak aldığınız maaşın neredeyse yarısı kesiliyor. Bu durum, bütçenizi nasıl etkilerdi? İşte yağışlardaki bu azalma da su kaynaklarımız için aynı etkiyi yaratıyor. Barajlar dolmuyor, su seviyesi düşüyor ve gelecekte susuzluk tehlikesi kapımıza dayanıyor.

Kırıkkale’de Yağışlı Gün Sayısı Bir Güne Kadar Düştü

Sadece İstanbul değil, Marmara Bölgesi’nin diğer illerinde de durum pek farklı değil. Kırıkkale’de son 65 yılın, Balıkesir’de son 42 yılın, Kocaeli ve Sakarya’da ise son 36 yılın en düşük mart ayı yağışı ölçüldü. Hatta Kırklareli, Çanakkale ve Balıkesir civarında 15-20 gün olan yağışlı gün sayısı, Kırıkkale çevresinde yer yer bir güne kadar düştü. Bu durum, bölgedeki tarım faaliyetlerini de olumsuz etkiliyor.

Kırıkkaleli bir çiftçiyle konuştuğumda, “Bu gidişle tarlalarımızı sulayamaz hale geleceğiz. Geçen yıl da kuraklık vardı ama bu yıl daha da kötü. Devletimizden yardım bekliyoruz,” diyordu. Çiftçiler, sulama kanallarının yetersizliğinden ve su kaynaklarının azalmasından şikayetçi. Bu durum, sadece çiftçilerin değil, tüm bölge halkının geçim kaynaklarını tehdit ediyor.

Uzmanlar Uyarıyor: Su Tasarrufu Hayati Önem Taşıyor

Peki, bu kuraklık tehlikesine karşı ne yapmalıyız? Uzmanlar, su tasarrufunun hayati önem taşıdığını vurguluyor. Muslukları gereksiz yere açık bırakmamak, duş süresini kısaltmak, bulaşık ve çamaşır makinelerini tam dolmadan çalıştırmamak gibi basit önlemlerle su tüketimimizi azaltabiliriz.

İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Su Kaynakları Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Demir, “Su, sadece bir kaynak değil, aynı zamanda bir yaşam kaynağıdır. Her birimizin bu bilinçle hareket etmesi gerekiyor. Bireysel olarak yapacağımız küçük tasarruflar, büyük bir fark yaratabilir,” diyor. Prof. Demir, ayrıca belediyelerin de su kayıplarını önlemek için altyapı çalışmalarına hız vermesi gerektiğini belirtiyor.

Belediyelerden Alınacak Önlemler Neler Olmalı?

Sadece bireysel değil, kurumsal düzeyde de önlemler alınması gerekiyor. Belediyelerin su kaçaklarını tespit edip onarması, yağmur suyu hasadı projelerini desteklemesi ve atık su arıtma tesislerinin sayısını artırması gerekiyor. Ayrıca, sanayi kuruluşlarının da su tüketimini azaltmak için teknolojilerini yenilemeleri ve geri dönüşüm sistemlerini kullanmaları gerekiyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, konuyla ilgili yaptıkları açıklamada, “Su kaynaklarımızı korumak için çeşitli projeler yürütüyoruz. Barajlarımızın doluluk oranını artırmak için yeni kaynaklar arayışındayız. Ayrıca, su tasarrufu konusunda halkımızı bilinçlendirmek için çeşitli kampanyalar düzenliyoruz,” dediler. Ancak, bu çalışmaların yeterli olup olmadığı tartışma konusu.

Gelecek Ne Gösteriyor?

Mart ayındaki kuraklık, İstanbul ve çevresi için ciddi bir uyarı niteliğinde. Eğer gerekli önlemler alınmazsa, gelecekte susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliriz. Su kaynaklarımızı korumak, hem bireysel hem de kurumsal olarak hepimizin sorumluluğu. Unutmayalım ki, su hayattır ve hayatımızı korumak için suyumuzu korumalıyız.

Peki, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Su tasarrufu konusunda ne gibi önlemler alıyorsunuz? Yorumlarınızı bizimle paylaşın.

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130