Özet: Marmara Bölgesi’nde meydana gelen deprem İstanbul’da da hissedildi. Deprem, şehirde kısa süreli paniğe yol açarken, yetkililer herhangi bir olumsuz durumun yaşanmadığını bildirdi.
İstanbul güne beklenmedik bir sarsıntıyla uyandı. Marmara Denizi’nde meydana gelen deprem, kentte yaşayan milyonlarca İstanbulluyu tedirgin etti. Sabah saatlerinde yaşanan sarsıntı, özellikle yüksek katlı binalarda daha belirgin hissedildi.
Deprem, birçok İstanbullu için güne başlama hazırlıkları yapılırken meydana geldi. Kahvaltı sofrasındakiler, işe gitmek için yolda olanlar, evde dinlenenler… Herkes aynı anda gelen sarsıntıyla irkildi. Özellikle Anadolu Yakası’nda, bazı semtlerde binaların sallandığı, eşyaların yerinden oynadığı belirtildi. Sosyal medyada deprem anına dair çok sayıda paylaşım yapıldı. Vatandaşlar, yaşadıkları panik anlarını ve gözlemlerini aktardı. Bazı vatandaşlar, tedbir amaçlı evlerinden çıkarak parklara ve açık alanlara yöneldi.
“Oğlumla kahvaltı yapıyorduk, birden her şey sallanmaya başladı,” diyen Kadıköylü Ayşe Hanım, yaşadığı korkuyu şöyle anlattı: “Önce ne olduğunu anlamadım, sonra deprem olduğunu fark ettim. Hemen oğlumu alıp dışarı çıktık. Hala titriyorum.”
Depremin hemen ardından yetkililer harekete geçti. İstanbul Valiliği, yaptığı açıklamada, depremin Marmara Denizi’nde meydana geldiğini ve ilk belirlemelere göre herhangi bir can kaybı veya yaralanma olmadığını bildirdi. Açıklamada, tüm ekiplerin teyakkuz halinde olduğu ve gerekli incelemelerin başlatıldığı belirtildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) da konuyla ilgili bir açıklama yaptı. AKOM’dan yapılan açıklamada, depremin ardından herhangi bir hasar ihbarının alınmadığı, ancak ekiplerin olası durumlara karşı hazır bekletildiği ifade edildi.
Depremin ardından gözler uzmanlara çevrildi. Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, yaptığı açıklamada, Marmara Denizi’nde meydana gelen bu tür depremlerin beklendiğini, ancak bunun büyük İstanbul depreminin habercisi olup olmadığını söylemek için henüz erken olduğunu belirtti. Prof. Dr. Ercan, “Marmara Bölgesi, aktif fay hatları üzerinde bulunuyor. Bu nedenle bu tür sarsıntılar yaşanması normal. Ancak vatandaşlarımızın her zaman hazırlıklı olması gerekiyor,” uyarısında bulundu.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü de depremin büyüklüğünü ve merkez üssünü açıkladı. Rasathane, depremin büyüklüğünü 4.2 olarak ölçtüklerini ve merkez üssünün Marmara Denizi olduğunu duyurdu.
İstanbul gibi deprem riski yüksek bir şehirde yaşayan vatandaşların, deprem konusunda bilinçli ve hazırlıklı olması büyük önem taşıyor. Uzmanlar, deprem anında yapılması gerekenleri şu şekilde sıralıyor:
Ayrıca, her evin bir deprem çantası bulundurması ve ailelerin bir acil durum planı yapması da öneriliyor. Deprem çantası içerisinde, su, yiyecek, ilk yardım malzemeleri, el feneri, pil ve düdük gibi temel ihtiyaçlar yer almalı.
İstanbul, tarih boyunca birçok büyük deprem yaşamış bir şehir. 1509’daki “Küçük Kıyamet” olarak adlandırılan deprem, 1766 depremi ve 1999 Gölcük depremi, İstanbul’da büyük yıkımlara yol açmıştı. Uzmanlar, İstanbul’da büyük bir deprem beklendiğini ve bu konuda gerekli önlemlerin alınması gerektiğini sürekli olarak vurguluyor.
Deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmek zorundayız. Unutmamalıyız ki, deprem öldürmez, binalar öldürür. Bu nedenle, güvenli binalarda yaşamak ve deprem konusunda bilinçli olmak hayati önem taşıyor.
Bugünkü sarsıntı, İstanbullulara bir kez daha deprem gerçeğini hatırlattı. Umarım bu sarsıntı, gerekli önlemlerin alınması ve deprem bilincinin artırılması için bir vesile olur.