Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, işsizlik oranının son 25 yılın en düşük seviyesine gerilediğini açıkladı. İlk çeyrek verilerine göre işsiz sayısı 183 bin kişi azaldı.
Özet: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı son verilere göre işsizlik oranının son 25 yılın en düşük seviyesine indiğini duyurdu. Bu düşüşte genç nüfusun işsizlik oranındaki azalmanın da etkili olduğu belirtildi.
ANKARA-BHA (28 Temmuz 2025) – Ankara’nın sıcak yaz günlerinden birinde, milyonlarca vatandaşı ilgilendiren bir haber geldi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımla, Türkiye’deki işsizlik oranının son çeyrekte önemli ölçüde azaldığını müjdeledi. TÜİK’in açıkladığı 2025 yılı Ocak-Mart dönemi iş gücü istatistikleri, uzun zamandır beklenen olumlu sinyalleri veriyor. Peki, bu düşüş ne anlama geliyor? Vatandaşın cebine nasıl yansıyacak?
Bakan Işıkhan’ın açıklamalarına göre, işsizlik oranı son 25 yılın en düşük seviyesine gerilemiş durumda. Bu, özellikle son yıllarda ekonomik dalgalanmalarla mücadele eden Türkiye için önemli bir dönüm noktası. Hatırlanacağı üzere, pandemiyle birlikte birçok sektörde işten çıkarmalar yaşanmış, işsizlik oranları tırmanmıştı. Şimdi ise tablo değişiyor gibi görünüyor.
Işıkhan, bu düşüşün Ulusal İstihdam Stratejisi doğrultusunda belirlenen hedeflerle uyumlu olduğunu vurguluyor. “Ülkemizin koşullarına uygun ve çağın ihtiyaçlarına yönelik birçok uygulamayı hayata geçirmeye devam ediyoruz,” diyen Bakan, bu uygulamaların meyvelerini vermeye başladığını belirtiyor.
2025’in ilk çeyreğinde işsiz sayısı, bir önceki çeyreğe göre 183 bin kişi azalarak 2 milyon 884 bin kişiye düştü. İşsizlik oranı ise 0,4 puanlık bir azalışla yüzde 8,2 seviyesinde gerçekleşti. Geçen yılın aynı dönemine göre ise 0,6 puanlık bir düşüş söz konusu. Bu rakamlar, iş arayan vatandaşlar için umut verici bir tablo çiziyor.
Peki, bu düşüşün arkasında yatan sebepler neler? Uzmanlar, hükümetin istihdamı artırmaya yönelik teşviklerinin ve iş gücü piyasasına yönelik uygulamalarının etkili olduğunu belirtiyor. Özellikle gençlere ve kadınlara yönelik projelerin, işsizlik oranının azalmasında önemli bir rol oynadığı düşünülüyor.
Genç nüfustaki işsizlik oranının düşüş göstermesi, bu haberin en sevindirici yanlarından biri. Işıkhan, genç nüfusta işsizlik oranının ilk çeyrek verilerine göre 0,9 puan azalarak yüzde 15’e gerilediğini belirtiyor. Bu, üniversitelerden yeni mezun olan veya iş hayatına atılmak isteyen gençler için büyük bir fırsat anlamına geliyor. Ancak, yüzde 15’lik oran hala yüksek ve bu konuda daha fazla çaba gösterilmesi gerektiği açık.
Bir yandan da, gençlerin hangi sektörlerde iş bulduğu, bu işlerin kalıcılığı ve ücret seviyeleri gibi konular da merak konusu. Zira, sadece iş sahibi olmak değil, aynı zamanda iyi koşullarda çalışmak da önemli. Bu konuda daha detaylı verilerin açıklanması, gençlerin geleceği için daha net bir tablo ortaya koyacaktır.
İstihdam edilen kişi sayısı, bu dönemde 32 milyon 389 bine yükseldi. İstihdam oranı yüzde 48,9, iş gücü ise 35 milyon 273 bin kişi olarak kaydedildi. İş gücüne katılma oranı ise yüzde 53,3 olarak gerçekleşti. Bu rakamlar, Türkiye ekonomisinin genel olarak toparlanma sürecinde olduğunu gösteriyor.
Ancak, istihdamın hangi sektörlerde arttığı da önemli bir detay. İnşaat sektöründeki bir canlanma mı, yoksa sanayi üretimindeki bir artış mı istihdamı tetikliyor? Bu soruların cevapları, ekonominin geleceği hakkında daha net ipuçları verebilir.
Bakan Işıkhan, Türkiye’nin istihdam kapasitesini daha da güçlendirmek için çalışmaların kararlılıkla sürdüğünü vurguluyor. “Ülkemizin yarınlarını tüm paydaşlarımızla birlikte inşa edeceğiz. Daha fazla üreten, büyüyen ve istihdam olanaklarını artıran bir Türkiye hedefiyle yolumuza devam ediyoruz,” açıklamasında bulunuyor.
Bu hedefe ulaşmak için, sadece devletin değil, özel sektörün de üzerine düşen sorumluluklar var. İşverenlerin yeni istihdamlar yaratması, çalışanların haklarını koruması ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için katkıda bulunması gerekiyor. Aksi takdirde, bu olumlu tablonun kalıcı olması zor olabilir.
Sonuç olarak, işsizlik oranındaki düşüş ve istihdamdaki artış, Türkiye ekonomisi için umut verici gelişmeler. Ancak, bu olumlu trendin devamlılığı için, tüm paydaşların iş birliği içinde çalışması ve sürdürülebilir politikalar üretmesi gerekiyor. Aksi takdirde, kısa süreli bir rahatlama yaşasak bile, uzun vadede sorunlar tekrar kapımızı çalabilir.