İsrail savaş uçakları Gazze’deki Şati Mülteci Kampı’nda bir evi hedef aldı, Nassar ailesinden 5 kişi hayatını kaybetti. Şeyh Rıdvan Mahallesi’nde de bir çadırın vurulması sonucu bir sığınmacı yaşamını yitirdi, çok sayıda yaralı var.
Gazze Şeridi, 2025 yılının Temmuz ayında yine acı bir sabaha uyandı. Sağlık kaynaklarından edinilen bilgilere göre, İsrail ordusuna ait savaş uçakları, Gazze’nin kuzeyindeki Şati Mülteci Kampı’nda bir aileyi hedef aldı. Saldırıda, “Nassar” ailesinden beş kişi hayatını kaybetti. Olay yerinden gelen ilk görüntüler, yıkımın boyutunu gözler önüne seriyor. Toz bulutları arasında kalan kamp, umutsuzluğun ve çaresizliğin simgesi haline geldi.
Şati Mülteci Kampı, yıllardır Filistinli mültecilere ev sahipliği yapıyor. Ancak bu sabah, kamp sakinleri tarifsiz bir acıyla sarsıldı. Görgü tanıklarının ifadelerine göre, İsrail savaş uçakları tarafından hedef alınan ev, saniyeler içinde yerle bir oldu. Patlama o kadar şiddetliydi ki, çevredeki binalar da hasar gördü. Enkaz altında kalanları kurtarma çalışmaları ise tüm hızıyla devam ediyor. Ancak, geçen her dakika umutları biraz daha azaltıyor.
Olay yerinde bulunan bir kamp sakini, yaşadığı dehşeti şu sözlerle anlattı: “Sabahın erken saatleriydi. Birden kulakları sağır eden bir patlama sesi duyduk. Dışarı fırladığımızda, Nassar ailesinin evinin yerle bir olduğunu gördük. Her yer toz ve duman içindeydi. O an ne yapacağımızı bilemedik. Aile fertlerinin çığlıkları hala kulaklarımda çınlıyor.”
Gazze’deki saldırılar sadece Şati Mülteci Kampı ile sınırlı kalmadı. Şeyh Rıdvan Mahallesi’ndeki El-Babeydi Caddesi üzerinde bulunan ve sığınmacıların kaldığı bir çadır da hedef alındı. Saldırıda bir sığınmacı hayatını kaybederken, Er-Rimal Mahallesi’nde yine sığınmacıların bulunduğu başka bir çadırın hedef alınması sonucu çok sayıda kişi yaralandı.
Bu saldırılar, Gazze’deki insani krizi daha da derinleştiriyor. Evlerini terk etmek zorunda kalan binlerce Filistinli, derme çatma çadırlarda hayatta kalmaya çalışıyor. Ancak bu çadırlar, İsrail saldırılarından korunmak için yeterli değil. Sığınmacılar, her an ölümle burun buruna yaşıyor.
İsrail ordusu, Gazze’nin kuzeyinde yer alan Cibaliya’nın doğusuna yönelik topçu atışlarını da sürdürüyor. Bölgeden gelen haberlere göre, topçu atışları sonucu altyapı ve binalar sistemli bir şekilde tahrip ediliyor. Elektrik ve su şebekeleri kullanılamaz hale gelirken, hastaneler ve okullar da büyük zarar görüyor.
Cibaliya’da yaşayan bir öğretmen, yaşadığı korkuyu şu sözlerle dile getirdi: “Her gün ölüm korkusuyla yaşıyoruz. Sürekli top sesleri duyuyoruz. Evlerimiz, okullarımız, hastanelerimiz hedef alınıyor. Çocuklarımız psikolojik olarak çok etkilendi. Artık oyun oynamak yerine, sığınacak güvenli bir yer arıyorlar.”
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, uluslararası toplumda da büyük tepkilere yol açtı. Birleşmiş Milletler, saldırıları kınayarak, İsrail’e sivilleri koruma çağrısında bulundu. Avrupa Birliği de saldırılardan duyduğu endişeyi dile getirerek, taraflara itidal çağrısı yaptı.
Türkiye, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını şiddetle kınadı. Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “İsrail’in Gazze’de sivillere yönelik saldırıları kabul edilemez. Uluslararası toplumu, İsrail’in bu saldırılarını durdurmak için harekete geçmeye çağırıyoruz” denildi.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları devam ederken, Gazze halkı hayatta kalma mücadelesi veriyor. Yiyecek, su ve ilaç sıkıntısı her geçen gün artarken, hastaneler yaralılarla dolup taşıyor. Ancak, tüm zorluklara rağmen Gazze halkı umudunu kaybetmiyor. Enkaz altında hayat arayan kurtarma ekipleri, yıkılan evlerin arasında geleceğe dair umut tohumları ekiyor.
Gazze’de yaşananlar, sadece bir savaş değil, aynı zamanda bir insanlık dramıdır. Uluslararası toplumun bu drama sessiz kalmaması ve Gazze halkına yardım eli uzatması gerekiyor. Aksi takdirde, Gazze’de yaşanan acılar daha da derinleşecek ve gelecek nesillerin hayatlarını karartacaktır.