İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun görevden uzaklaştırılması ve tutuklanmasının ardından “sahte diploma” iddiasıyla açılan davada yargılama tarihi belli oldu. İmamoğlu, “resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla hakim karşısına çıkacak.
İstanbul siyasetinin son dönemdeki en çok konuşulan konularından biri olan Ekrem İmamoğlu davasında yeni bir gelişme yaşandı. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden alınan ve ardından tutuklanan Ekrem İmamoğlu hakkında, diploma sahteciliği iddiasıyla yürütülen soruşturma tamamlandı. Gözler şimdi davanın görüleceği tarihe çevrilmişti ve o tarih de nihayet belli oldu.
İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi, İmamoğlu’nun yargılanmasına ilişkin ilk duruşma tarihini 11 Eylül saat 13.00 olarak belirledi. Yani, önümüzdeki aylarda İstanbul siyaseti ve Türkiye kamuoyu, bu davanın seyrini yakından takip edecek.
Peki, bu dava ne anlama geliyor? İmamoğlu’na yöneltilen suçlama ne ve bu suçlamanın dayanağı ne? İddianameye göre, İmamoğlu’nun lisans diplomasının sahte olduğu iddia ediliyor. Bu iddia, uzun süredir çeşitli platformlarda dile getiriliyordu ancak şimdi resmi bir soruşturma ve dava sürecine dönüşmüş durumda.
Hazırlanan iddianamede, Ekrem İmamoğlu’nun zincirleme şekilde ‘resmi belgede sahtecilik’ suçunu işlediği öne sürülüyor. Bu suçlama kapsamında, İmamoğlu için 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep ediliyor. Bu, oldukça ciddi bir suçlama ve ceza talebi. Şayet İmamoğlu suçlu bulunursa, siyasi kariyeri açısından önemli sonuçlar doğurabilir.
Burada akla gelen bir diğer soru da şu: Zincirleme suç ne demek? Hukukçulara göre, zincirleme suç, aynı suçun birden fazla kez işlenmesi durumunda uygulanan bir ceza artırım yöntemidir. Yani, İmamoğlu’nun diplomasının birden fazla yerde kullanıldığı ve bu nedenle cezanın artırılması gerektiği iddia ediliyor.
Şu an için İmamoğlu cephesinden resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, geçmişte yapılan açıklamalarda, iddiaların asılsız olduğu ve siyasi bir komplo olduğu savunulmuştu. Dava sürecinde İmamoğlu’nun avukatlarının, diploma sahteciliği iddialarını çürütmek için kapsamlı bir savunma yapması bekleniyor.
Peki, bu dava İstanbul’daki siyasi dengeleri nasıl etkileyecek? İmamoğlu’nun tutuklanması ve görevden alınması zaten büyük bir tartışma yaratmıştı. Şimdi de bu dava, İBB’deki siyasi atmosferi daha da gerginleştirebilir. Muhalefet partileri, davanın siyasi bir kumpas olduğunu savunurken, iktidar partisi ise yargının bağımsızlığına vurgu yapıyor.
Davanın seyrini etkileyebilecek bir diğer faktör de, tanık ifadeleri ve deliller olacak. Mahkeme, hem savcılığın sunduğu delilleri hem de İmamoğlu’nun avukatlarının sunacağı savunmayı dikkatle inceleyecek. Tanıkların ifadeleri, davanın kaderini belirleyebilir.
İstanbul sokaklarında konuştuğumuz vatandaşlar ise bu konuda ikiye bölünmüş durumda. Kimi vatandaşlar, İmamoğlu’nun masum olduğuna ve davanın siyasi bir oyun olduğuna inanıyor. Diğerleri ise, iddiaların ciddiyetine dikkat çekerek, yargının adil bir karar vermesi gerektiğini savunuyor. Bir esnaf, “Bu memlekette siyasetçiye güvenmek zor. Bakalım ne çıkacak bu işten,” derken, bir öğrenci ise “İmamoğlu’nun hakkını yemesinler,” diye konuştu.
Bu dava, sadece Ekrem İmamoğlu’nun değil, Türkiye’deki siyasetin de geleceğini etkileyebilecek önemli bir dönüm noktası olabilir. Yargılama sürecinin şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesi, kamuoyunun adalete olan güvenini korumak açısından büyük önem taşıyor.
11 Eylül’deki duruşma, bu uzun ve karmaşık sürecin sadece başlangıcı olacak. Önümüzdeki aylarda, davanın nasıl ilerleyeceği ve hangi sonuçlara yol açacağı merakla bekleniyor.