Gazze’nin Han Yunus bölgesinde bir çadır kampına düzenlenen saldırıda, Ebu Hayr ailesinden dört çocuk hayatını kaybetti. Olay, bölgedeki gerginliği daha da tırmandırırken, uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Özet: Gazze’nin Han Yunus bölgesinde bir çadır kampına düzenlenen saldırıda, Ebu Hayr ailesinden dört çocuk yaşamını yitirdi. Olay, bölgedeki gerginliği artırırken, uluslararası alanda tepkilere yol açtı.
Gazze Şeridi’nden acı bir haber daha geldi. Han Yunus’un batısında bulunan bir çadır kampı, dün gece saatlerinde düzenlenen bir saldırının hedefi oldu. Yerel sağlık kaynaklarından edinilen bilgilere göre, saldırıda Ebu Hayr ailesine mensup dört çocuk hayatını kaybetti. Kuveyt Özel Sahra Hastanesi’ne kaldırılan cenazeler, yürekleri dağladı.
Peki, kimdi bu çocuklar? Yazan, henüz 12 yaşındaydı. Kardeşi Emcet 10, Muhanned 7 ve en küçükleri Muhammed ise sadece 6 yaşındaydı. Dört kardeşin cansız bedenleri, hastane morgunda yan yana yatarken, geride gözü yaşlı anne babalarını ve tarifsiz bir acıyı bıraktı.
Han Yunus’taki bu elim olay, Gazze genelinde yaşanan şiddetin sadece bir parçası. Bölgeden gelen bilgilere göre, aynı gün içinde İsrail saldırıları sonucu hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 65’e yükseldi. Sivillerin yoğun olarak yaşadığı bölgelere yönelik bu saldırılar, uluslararası kamuoyunda da büyük bir öfkeye neden oluyor.
Gazze’de yaşayanlar, uzun yıllardır süren çatışmaların ve abluka şartlarının altında hayatta kalmaya çalışıyor. Temel ihtiyaçlara erişimde yaşanan zorluklar, sağlık hizmetlerindeki yetersizlikler ve sürekli devam eden şiddet olayları, bölge halkının yaşamını dayanılmaz hale getiriyor. Özellikle çocuklar, bu durumdan en çok etkilenen kesimlerin başında geliyor.
Han Yunus’taki çadır saldırısı, Birleşmiş Milletler ve çeşitli insan hakları örgütleri tarafından kınandı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, yaptığı açıklamada, sivillerin korunması gerektiğinin altını çizerek, saldırının sorumlularının hesap vermesi gerektiğini vurguladı.
Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi kuruluşlar da, saldırıyı şiddetle kınayarak, İsrail’in sivillere yönelik orantısız güç kullanımına son vermesi çağrısında bulundu. Ancak, bu tür açıklamaların ve çağrıların, sahada yaşanan acı gerçekleri değiştirmeye yetmediği de bir gerçek.
Han Yunus’taki saldırının ardından, bölgede gerginlik daha da tırmandı. Filistinli gruplar, saldırıya misilleme yapacaklarını duyururken, İsrail ordusu da Gazze sınırında güvenlik önlemlerini artırdı.
Sınır bölgesinde yaşayanlar, her an yeni bir çatışmanın patlak verebileceği endişesiyle yaşıyor. Özellikle çocuklar ve yaşlılar, bu durumdan psikolojik olarak da olumsuz etkileniyor. Bölge halkı, bir yandan hayatta kalmaya çalışırken, diğer yandan da geleceğe dair umutlarını korumaya çalışıyor.
Dört evladını birden kaybeden Ebu Hayr ailesinin acısı, Gazze’de yaşayan herkesin yüreğini dağladı. Ailenin yakınları ve komşuları, taziye ziyaretleri için Ebu Hayr ailesinin evine akın etti.
Baba Muhammed Ebu Hayr, gözyaşları içinde yaptığı açıklamada, “Benim çocuklarımın ne suçu vardı? Onlar sadece çadırlarında uyuyorlardı. Bu nasıl bir vicdansızlıktır?” diye feryat etti. Anne Fatma Ebu Hayr ise, çocuklarının fotoğraflarını bağrına basarak, “Onlar benim canımdı, her şeyimdi. Onlarsız ben nasıl yaşarım?” diyerek ağıtlar yaktı.
Gazze’de yaşanan bu son olay, bölgede barışın ne kadar uzak olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Ancak, tüm zorluklara rağmen, Gazze halkı umudunu kaybetmek istemiyor.
Bölgede faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları, Gazze’de yaşayanlara destek olmak için ellerinden geleni yapıyor. Psikolojik destek hizmetleri, gıda yardımları ve eğitim programları gibi çeşitli projelerle, Gazze halkının yaşamını bir nebze olsun kolaylaştırmaya çalışıyorlar. Ancak, kalıcı bir çözüm için, uluslararası toplumun daha fazla sorumluluk alması ve bölgede adil bir barışın sağlanması gerekiyor.
Han Yunus’ta yaşanan bu acı olay, sadece bir ailenin değil, tüm insanlığın ortak acısıdır. Unutulmamalıdır ki, savaşların ve çatışmaların en büyük bedelini her zaman çocuklar öder.