İsrail, Katar’ın başkenti Doha’yı hava saldırılarıyla hedef aldı. Saldırıda Hamas’ın Doha’daki ofisinin vurulduğu ve üst düzey isimlere suikast girişiminde bulunulduğu belirtiliyor.
Ortadoğu’da tansiyon yeniden yükseldi. Bugün öğle saatlerinde İsrail, Katar’ın başkenti Doha’yı hava saldırılarıyla vurdu. Saldırının hedefinde, Hamas’ın Doha’daki ofisi olduğu belirtiliyor. Olay, bölgede büyük bir şok etkisi yarattı. Peki, bu saldırının arkasında ne var ve bundan sonra neler yaşanabilir?
Edinilen ilk bilgilere göre, İsrail’in Doha’ya düzenlediği hava saldırısında Hamas’ın siyasi bürosunun bulunduğu bina hedef alındı. İsrail medyasında yer alan haberlerde, saldırının üst düzey Hamas yetkililerine yönelik bir suikast girişimi olduğu iddia ediliyor. Hatta bazı kaynaklar, hedefteki ismin Hamas lideri Halid Meşal olduğunu öne sürüyor.
Saldırının ardından bölgeden gelen ilk görüntüler, binanın büyük hasar gördüğünü ortaya koyuyor. Enkaz yığınları arasında arama kurtarma çalışmaları devam ederken, çevrede panik hakim. Doha’da yaşayanlar, büyük bir gürültüyle irkildiklerini ve olayın şokunu yaşadıklarını belirtiyor.
Saldırının hemen ardından Hamas’tan resmi bir açıklama geldi. Açıklamada, tüm liderlerin güvende olduğu belirtilirken, maalesef kayıpların yaşandığı da ifade edildi. Hamas yetkilileri, İsrail’in bu saldırısının uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğunu ve karşılıksız kalmayacağını vurguladı. Özellikle, Hamas’ın önde gelen isimlerinden el-Hayye’nin oğlunun bu saldırıda hayatını kaybettiği bildirildi. Bu durum, Hamas içerisinde büyük bir öfkeye yol açmış durumda.
Saldırıyla ilgili dikkat çeken bir iddia da eski ABD Başkanı Donald Trump’tan geldi. Trump, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Biden yönetimi bu saldırıya göz yumdu mu?” sorusunu yöneltti. Bu iddia, uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Trump’ın bu çıkışı, ABD’nin Ortadoğu politikaları üzerindeki tartışmaları yeniden alevlendirecek gibi görünüyor.
Katar hükümeti, İsrail’in Doha’ya yönelik saldırısını şiddetle kınadı. Yapılan açıklamada, bu saldırının Katar’ın egemenliğine yönelik açık bir ihlal olduğu ve uluslararası toplumun bu duruma sessiz kalmaması gerektiği vurgulandı. Katar Dışişleri Bakanlığı, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşları göreve çağırarak, İsrail’in bu tür saldırgan eylemlerine karşı somut adımlar atılmasını istedi.
İsrail’in Doha’ya düzenlediği bu saldırı, Ortadoğu’da zaten kırılgan olan barış sürecini daha da tehlikeye soktu. Saldırının ardından bölgede gerilim tırmanırken, olası misilleme adımları merakla bekleniyor. Uzmanlar, bu tür provokatif eylemlerin bölgedeki istikrarı bozabileceği ve daha büyük bir çatışmaya yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Peki, bu saldırı Türkiye’yi nasıl etkileyecek? Türkiye’nin bölgedeki arabuluculuk çabaları sekteye uğrayabilir mi? Ankara’nın bu konudaki tutumu ne olacak? Tüm bu sorular, önümüzdeki günlerde netlik kazanacak gibi görünüyor. Gözler, bölgedeki gelişmelerde ve uluslararası toplumun tepkilerinde olacak.
Ankara’da bir parkta çayını yudumlayan emekli öğretmen Ayşe Hanım, “Bu olanlar hiç iyiye işaret değil. Dünyada barış kalmadı. Her gün bir yerden savaş, bir yerden bomba haberi alıyoruz. Allah sonumuzu hayır etsin,” diyerek endişelerini dile getiriyor. İstanbul’da taksi şoförlüğü yapan Mehmet Bey ise, “Savaş kimseye fayda getirmez. Bu olanlar en çok sivilleri etkiliyor. Umarım bir an önce akıllarını başlarına alırlar,” şeklinde konuştu.
Görünen o ki, Ortadoğu’daki bu yeni gerilim, sadece bölgeyi değil, tüm dünyayı tedirgin ediyor. Umut ediyoruz ki, sağduyu galip gelir ve daha fazla kan dökülmeden bu krizin üstesinden gelinir.