Kültür ve Turizm Bakanlığı, Göbeklitepe’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kabulünün 7. yılını kutlarken, bu eşsiz mirasın korunması için çalışmaların sürdüğünü duyurdu. Aynı zamanda, Prof. Dr. Fuat Sezgin’in değerli koleksiyonu dijital ortama aktarılarak ilmi mirası geniş kitlelere ulaştırılıyor.
Ankara, 21 Temmuz 2025 – Kültür ve Turizm Bakanlığı, hem tarihi hem de ilmi açıdan büyük öneme sahip iki önemli gelişmeyi kamuoyuyla paylaştı. Bakan Mehmet Nuri Ersoy, Göbeklitepe’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki 7. yıl dönümünü kutlarken, bu kadim mirasın korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması için yürütülen titiz çalışmaları vurguladı. Diğer yandan, İslam bilim ve teknoloji tarihine ışık tutan Prof. Dr. Fuat Sezgin’in kıymetli koleksiyonu, Türkiye Yazma Eserler Kurumu (TÜYEK) tarafından dijitalleştirilerek araştırmacıların ve meraklıların erişimine açıldı.
Bakan Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Göbeklitepe’nin önemine dikkat çekti. “Tarihin en eski ve en çarpıcı tanığı olan Göbeklitepe’nin bir dünya mirası olarak UNESCO’ya dahil oluşunun 7’nci yılında bu eşsiz mirasın korunması, anlaşılması ve gelecek kuşaklara aktarılması için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz” dedi. Bu sözler, sadece bir kutlama mesajı değil, aynı zamanda Türkiye’nin kültürel mirasına verdiği değerin bir göstergesi olarak algılandı.
Şanlıurfa’nın Örencik Köyü yakınlarında bulunan Göbeklitepe, bilinen en eski tapınak kalıntılarına ev sahipliği yapıyor. M.Ö. 10. binyıla tarihlenen bu yapılar, insanlık tarihinin yeniden yazılmasına neden olmuştu. Arkeologlar, Göbeklitepe’nin avcı-toplayıcı topluluklar tarafından inşa edildiğini ve o dönemde yerleşik hayata geçilmediği düşüncesini değiştirdiğini belirtiyor. Taş Tepeler Projesi kapsamında bölgedeki kazıların, tanıtım ve altyapı çalışmalarının eş güdüm içinde devam ettiği de gelen bilgiler arasında.
Göbeklitepe’nin uluslararası alandaki tanıtım çalışmaları da hız kesmiyor. Roma’daki Kolezyum’da açılan “Göbeklitepe: Kutsal Bir Yerin Gizemi” sergisi, Avrupa kamuoyunda büyük yankı uyandırmış ve yaklaşık 6,5 milyon ziyaretçiye ulaşmıştı. Serginin kapanışı, Bakan Ersoy’un katılımıyla gerçekleşirken, bu tür etkinliklerin Türkiye’nin kültürel diplomasisine önemli katkılar sağladığı belirtiliyor. Sergi, Göbeklitepe’nin gizemli atmosferini ve tarih öncesi insanlığın inanç dünyasını ziyaretçilere aktarmayı amaçlamıştı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bir diğer önemli adımı ise Prof. Dr. Fuat Sezgin’in zengin koleksiyonunun dijital ortama aktarılması oldu. İslam bilim ve teknoloji tarihi alanındaki çalışmalarıyla dünyaca tanınan Sezgin’in eserleri, Türkiye Yazma Eserler Kurumu (TÜYEK) tarafından titizlikle dijitalleştirildi. Bu sayede, araştırmacılar ve öğrenciler, Sezgin’in ilmi mirasına kolayca ulaşabilecek.
TÜYEK tarafından dijitale aktarılan koleksiyonda, 143’ü yazma, 37’si matbu olmak üzere toplam 181 eser bulunuyor. Türkçe, Arapça, Fransızca, Almanca, İngilizce, Farsça ve Süryanice dillerindeki bu eserler, doğa bilimlerinden dilbilime, edebiyattan sosyal bilimlere kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Koleksiyonda, farklı İncil baskıları ve nadir Osmanlıca matbu eserler de yer alıyor. Bu çeşitlilik, Sezgin’in bilimsel merakının ve geniş ilgi alanlarının bir yansıması olarak görülüyor.
TÜYEK Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz, koleksiyonun en eski eserinin 1369 tarihli olduğunu belirtiyor. Yılmaz, “Koleksiyonda Arapça yazmalar büyük oranda baskın. Ayrıca farklı İncil baskıları ve nadir Osmanlıca matbu eserler de yer alıyor” dedi. Koleksiyona “yek.gov.tr” adresinden dijital olarak erişim sağlanabiliyor. Bu dijitalleşme sayesinde Fuat Sezgin’in ilmi mirası, daha geniş kitlelere ulaşarak gelecek nesillere aktarılacak.
Bu iki önemli gelişme, Türkiye’nin kültürel mirasına sahip çıkma ve onu dünyaya tanıtma konusundaki kararlılığını bir kez daha gösteriyor. Hem Göbeklitepe’nin korunması hem de Fuat Sezgin’in eserlerinin dijitalleştirilmesi, bu mirasın gelecek kuşaklara aktarılması için atılan önemli adımlar olarak değerlendiriliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu çalışmaları, Türkiye’nin kültürel zenginliğinin korunması ve tanıtılması açısından büyük önem taşıyor.