Gazze’de İsrail saldırıları ve insani yardımın engellenmesiyle birlikte can kaybı 62 bin 686’ya yükseldi. Açlık ve susuzluk, özellikle çocuklar arasında ölümleri artırıyor.
Gazze’den gelen haberler yürekleri dağlamaya devam ediyor. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın bugün yaptığı açıklamaya göre, son 24 saat içinde hastanelere getirilen cenaze sayısı 64’e, yaralı sayısı ise 278’e ulaştı. Bu rakamlar, bölgedeki insani krizin boyutunu gözler önüne seriyor.
İsrail ordusunun, 19 Ocak’ta varılan ateşkesi bozmasının ardından, 18 Mart’tan bu yana Gazze’ye yönelik saldırıları aralıksız sürüyor. Bakanlık verilerine göre, bu saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 10 bin 842’ye yükselirken, yaralı sayısı ise 45 bin 910’u aştı. Bu sayılar, sadece birer rakam değil, her biri birer can, birer aile, birer umut demek.
Saldırıların hedefinde sadece askeri noktalar değil, sivil yerleşim yerleri ve insani yardım bekleyen insanlar da var. Düşünün, karnınızı doyurmak için sıraya giriyorsunuz ve bir anda ölümle burun buruna geliyorsunuz. İşte Gazze’deki insanların yaşadığı gerçeklik bu.
Son bir günde, insani yardım almak için bekleyen sivillerin hedef alındığı saldırılarda 19 kişi hayatını kaybetti, 123 kişi yaralandı. 27 Mayıs’tan bu yana, İsrail ve ABD destekli olduğu iddia edilen “Gazze İnsani Yardım Vakfı” adıyla kurulan yardım dağıtım noktalarına yönelik saldırılarda ölenlerin sayısı 2 bin 95’e, yaralıların sayısı ise 15 bin 431’e yükseldi. Bu durum, yardımların ulaşmasını engellemek için kasıtlı bir çaba olduğu şüphesini akıllara getiriyor.
Bölgedeki yardım kuruluşları, saldırıların insani yardım çalışmalarını büyük ölçüde aksattığını belirtiyor. Yardım görevlileri, can güvenlikleri olmadığı için yardımları dağıtmakta zorlanıyor. Bu da, zaten zor durumda olan insanların durumunu daha da kötüleştiriyor.
Gazze’de kıtlık her geçen gün derinleşiyor. İsrail’in sınır kapılarını kapatması ve yardım girişlerini kısıtlaması nedeniyle açlıktan ölenlerin sayısı giderek artıyor. Son 24 saatte 8 Filistinli daha açlık nedeniyle hayatını kaybetti. 7 Ekim’den bu yana açlıktan ölenlerin sayısı 115’i çocuk olmak üzere 289’a ulaştı. Bu, Gazze’de her gün çocukların açlıktan öldüğü anlamına geliyor. Birleşmiş Milletler yetkilileri, Gazze’deki durumun “insanlık felaketi” boyutuna ulaştığını belirtiyor.
İsrail’in sınır kapılarını kapatması ve yardım girişlerini engellemesi, Gazze’deki insani krizi derinleştiren en önemli faktörlerden biri. Uluslararası toplumun çağrılarına rağmen, İsrail bu konuda herhangi bir adım atmıyor. Yardım kuruluşları, Gazze’ye acil olarak gıda, ilaç ve tıbbi malzeme ulaştırılması gerektiğini vurguluyor.
Gazze’deki hastaneler de yetersiz durumda. Yaralılar ve hastalar, gerekli tıbbi malzemelerin ve ilaçların olmaması nedeniyle tedavi edilemiyor. Doktorlar, ellerinden geleni yapmaya çalışsalar da, imkansızlıklar karşısında çaresiz kalıyorlar.
Gazze’deki insanlık dramına karşı uluslararası toplumun tepkisi yetersiz kalıyor. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar, İsrail’e saldırıları durdurma ve yardım girişlerine izin verme çağrısında bulunsa da, bu çağrılar henüz bir sonuç vermedi. Birçok ülke, İsrail’e silah satışını sürdürüyor ve bu da, saldırıların devam etmesine katkıda bulunuyor.
Türkiye, Gazze’ye insani yardım göndermeye devam ediyor ve uluslararası platformlarda bu konuyu gündeme getiriyor. Ancak, Türkiye’nin tek başına yapabileceği şeyler sınırlı. Uluslararası toplumun, Gazze’deki insanlık dramına karşı daha kararlı bir tutum sergilemesi gerekiyor.
Gazze’deki insanlar, her şeye rağmen umutlarını korumaya çalışıyor. Hayatta kalmak için mücadele ediyorlar, birbirlerine destek oluyorlar ve gelecek için hayaller kuruyorlar. Ancak, bu hayallerin gerçekleşmesi için uluslararası toplumun harekete geçmesi ve Gazze’ye barış ve huzur getirmesi gerekiyor.
Gazze’den gelen her haber, insanlığın vicdanını sızlatmalı. Bu sessiz çığlığa kulak vermeliyiz ve Gazze’deki insanlara yardım etmek için elimizden geleni yapmalıyız. Unutmayalım ki, Gazze’de yaşananlar sadece bir coğrafyanın değil, tüm insanlığın sorunudur.