Gazze’de ateşkes için kritik bir aşamaya gelindi. Hamas’ın sunduğu yanıt, İsrail tarafından değerlendirilirken, müzakereler Doha’da devam ediyor.
Ankara – Ortadoğu’da tansiyonun düşmesi için harcanan yoğun diplomasi trafiği devam ederken, Gazze’de geçici ateşkes sağlanması adına önemli bir adım atıldı. ABD Başkanı Joe Biden’ın daha önce kamuoyuna duyurduğu ve 60 günlük bir süreyi kapsayan ateşkes planı, arabulucular Katar ve Mısır’ın girişimleriyle Hamas’a iletilmişti. Hamas’tan beklenen yanıt nihayet geldi. Edinilen bilgilere göre Hamas, plana “olumlu” bir karşılık verdiğini ve müzakere masasında kalmaya hazır olduğunu açıkladı.
Ancak, Hamas’ın yanıtı bazı değişiklikler içeriyor. İsrail tarafı, bu değişikliklerin bir kısmını “kabul edilemez” olarak nitelendirdi. İsrail basınına yansıyan haberlere göre, Hamas’ın özellikle Gazze’ye yönelik ablukanın tamamen kaldırılması ve esir takası oranlarındaki talepleri İsrail’in itiraz ettiği noktalar arasında. İsmi açıklanmayan bir İsrailli yetkili, “Hamas’ın talepleri gerçekçi değil. Bu şartlarda bir anlaşmaya varmamız çok zor” şeklinde konuştu.
Peki, bu “kabul edilemez” olarak nitelendirilen değişiklikler neler içeriyor? Müzakere sürecine yakın kaynaklar, Hamas’ın Gazze’nin yeniden imarı için daha fazla güvence istediğini ve serbest bırakılacak Filistinli mahkumların sayısında artış talep ettiğini belirtiyor. Bu taleplerin, İsrail’in kırmızı çizgileri olarak kabul ettiği konular olduğu biliniyor.
Tüm bu pürüzlere rağmen, İsrail heyeti müzakerelere devam etmek üzere Katar’ın başkenti Doha’ya gitti. Bu, tarafların hala bir anlaşmaya varmak için istekli olduğunu gösteriyor. Doha’daki görüşmelerde, geçici ateşkesin yanı sıra, Gazze’de tutulan 10 canlı ve 18 ölü İsrailli esirin serbest bırakılması ve kalıcı ateşkese giden yol haritası gibi kritik başlıklar ele alınıyor.
Müzakerelere yakın kaynaklar, tarafların birçok konuda uzlaşmaya yaklaştığını, ancak İsrail’in Gazze’nin güneyindeki Refah bölgesindeki askeri varlığını sürdürme ısrarının önemli bir anlaşmazlık noktası olarak öne çıktığını vurguluyor. Refah, Gazze Şeridi’nin Mısır’a açılan tek kapısı konumunda ve burada yüz binlerce Filistinli sığınmacı bulunuyor. İsrail’in Refah’taki askeri varlığını sürdürme planı, uluslararası kamuoyunda da büyük tepkilere neden oluyor.
İsrail’in olası bir ateşkese rağmen Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentinde askeri varlığını korumak istediği ve bu bölgede bir “toplama kampı” kurarak Filistinlileri başka ülkelere zorla göndermeyi amaçladığı iddiaları, bölgedeki gerilimi tırmandırıyor. Bu iddialar, özellikle Birleşmiş Milletler ve çeşitli insan hakları örgütleri tarafından yakından takip ediliyor. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, İsrail’in Refah’a yönelik olası bir operasyonunun “insani bir felakete” yol açabileceği uyarısında bulundu.
Peki, İsrail neden Refah’ta askeri varlığını sürdürmekte ısrar ediyor? İsrail hükümeti, Refah’ın Hamas’ın son kalesi olduğunu ve buradaki militanların etkisiz hale getirilmeden Gazze’de kalıcı bir barışın sağlanamayacağını savunuyor. Ancak, bu durum Refah’ta sıkışıp kalmış yüz binlerce sivilin hayatını tehlikeye atıyor.
Her iki tarafın da müzakere masasında kalması, ateşkes ihtimalini canlı tutarken, sahadaki çatışmalar ve insani kriz tüm şiddetiyle devam ediyor. Gazze’den gelen haberler, bölgedeki durumun vahametini gözler önüne seriyor. Hastaneler yetersiz durumda, temiz su ve gıda sıkıntısı had safhada. Uluslararası yardım kuruluşları, Gazze’ye yönelik insani yardımın artırılması çağrısında bulunuyor.
Arabulucuların, taraflar arasındaki son pürüzleri gidermek için diplomatik çabalarını yoğunlaştırdığı bildiriliyor. Önümüzdeki günlerde gelişmelerin netleşmesi ve tarafların önerilere vereceği nihai yanıtların, Gazze’nin geleceği açısından belirleyici olması bekleniyor. Tüm gözler, Doha’daki müzakerelerden çıkacak sonuca çevrilmiş durumda. Acaba taraflar, Gazze’de yeniden umut ışığı yakabilecek bir anlaşmaya varabilecekler mi?