Gazze’de 18 Mart’tan bu yana süren saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 57 bin 882’ye yükseldi. Enkaz altında hala binlerce kişi bulunuyor, can kaybının artmasından endişe ediliyor.
Gazze’den gelen haberler yürekleri dağlamaya devam ediyor. Bölgedeki kaynaklardan edinilen bilgilere göre, 18 Mart’tan bu yana aralıksız süren saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı maalesef 57 bin 882’ye yükseldi. Sağlık ekipleri ve sivil savunma gönüllüleri canla başla çalışırken, enkaz altında hala binlerce insanın olduğu tahmin ediliyor. Bu durum, can kaybının daha da artabileceği endişesini beraberinde getiriyor.
Bu acı tablo, aslında 19 Ocak 2024 tarihinde ilan edilen ateşkesin ardından başlayan yeni bir saldırı dalgasının sonucu. Ateşkesin bölgeye bir nebze olsun huzur getireceği umut edilirken, maalesef durum tam tersi oldu. Saldırıların şiddeti giderek arttı ve sivillerin yaşadığı bölgeler hedef alındı.
7 Ekim 2023’ten bu yana devam eden çatışmalarda yaralananların sayısı ise 138 bin 95’e ulaşmış durumda. Hastaneler dolup taşıyor, sağlık çalışanları yetersiz imkanlarla büyük bir özveriyle çalışıyor. Ancak, yaralıların sayısının bu kadar yüksek olması, sağlık sisteminin üzerindeki yükü katbekat artırıyor.
Gazze’deki insani krizin boyutları her geçen gün daha da derinleşiyor. Özellikle 27 Mayıs’tan bu yana, İsrail-ABD destekli “Gazze İnsani Yardım Vakfı” aracılığıyla kurulan yardım dağıtım noktalarına yönelik saldırılar, durumu daha da vahim bir hale getiriyor. Bu saldırılarda şimdiye kadar 809 kişi hayatını kaybederken, 5 bin 249 kişi de yaralandı.
Yardım noktalarının hedef alınması, bölgedeki sivillerin temel ihtiyaçlara erişimini engelliyor. Açlık ve susuzlukla mücadele eden insanlar, bir de saldırı korkusuyla yaşamak zorunda kalıyor. Bu durum, uluslararası kamuoyunda büyük tepkilere neden oluyor.
Gazze’deki bu insanlık dramına karşı uluslararası toplumun sessizliği ise dikkat çekiyor. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar, bölgeye insani yardım ulaştırmak için çabalasa da, bu çabalar yeterli olmuyor. Saldırıların durdurulması ve kalıcı bir ateşkesin sağlanması için daha etkili adımlar atılması gerekiyor.
Türkiye, başından beri Gazze’deki olaylara sessiz kalmayan ülkelerden biri oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, birçok platformda bu konuyu gündeme getirerek, uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı. Türkiye, Gazze’ye insani yardım göndermeye devam ederken, diplomatik girişimlerle de bölgedeki gerginliğin azaltılması için çaba gösteriyor.
Gazze’de hayatını kaybedenlerin sayısı her geçen gün artarken, enkaz altında hala umutla kurtarılmayı bekleyen binlerce insan var. Arama kurtarma ekipleri, gece gündüz demeden çalışarak, enkaz altındaki insanlara ulaşmaya çalışıyor. Ancak, bombardımanların etkisiyle yıkılan binaların enkazı, kurtarma çalışmalarını oldukça zorlaştırıyor.
Bölgedeki kaynaklardan alınan bilgilere göre, enkaz altında kalanların çoğunun çocuk ve kadın olduğu tahmin ediliyor. Bu durum, Gazze’deki insani krizin ne kadar derin ve acımasız olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Gazze’de yaşayan insanlar, yaşadıkları acıları kelimelerle ifade etmekte zorlanıyor. Her gün ölümle burun buruna yaşayan bu insanlar, uluslararası toplumdan daha fazla destek bekliyor. Birçoğu, evlerini, ailelerini ve sevdiklerini kaybetmiş durumda. Hayatta kalanlar ise, geleceğe dair umutlarını korumaya çalışıyor.
Bölgedeki bir sivil toplum kuruluşu temsilcisi, “Biz sadece barış içinde yaşamak istiyoruz. Artık ölüm ve yıkım görmek istemiyoruz. Uluslararası toplumun bize yardım etmesi ve bu saldırıları durdurması gerekiyor,” şeklinde konuştu.
Gazze’deki durumun ne yöne evrileceği belirsizliğini koruyor. Ancak, bölgedeki gerginliğin azaltılması ve kalıcı bir ateşkesin sağlanması için tüm tarafların sorumluluk alması gerekiyor. Uluslararası toplumun da bu konuda daha aktif bir rol oynaması, Gazze’deki insanlık dramının sona ermesi için büyük önem taşıyor.
Unutmayalım ki, Gazze’de yaşananlar sadece bir coğrafyanın değil, tüm insanlığın ortak sorunudur. Bu soruna duyarsız kalmak, vicdanlarımızı yaralamaktan başka bir işe yaramayacaktır.