Ünlü Gazeteci Fatih Altaylı Neden Gözaltına Alındı? İşte Detaylar

Fatih Altaylı Gözaltına Alındı: Basın Özgürlüğü mü, Tehdit mi?

İstanbul – 22 Haziran 2025

Türkiye’nin en tanınmış gazetecilerinden Fatih Altaylı, İstanbul’da sabah saatlerinde evinden gözaltına alındı. Gözaltı kararı, Altaylı’nın geçtiğimiz günlerde YouTube kanalında yaptığı bir açıklamada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik ifadeleri nedeniyle verildi.

❝ Tanrı adına savaş, demokrasi adına susturma… ❞

Altaylı’nın “Bu millet padişahını da tahttan indirmiştir” şeklindeki ifadesi, “Cumhurbaşkanına tehdit” suçu kapsamında değerlendirildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, herhangi bir şikâyet beklemeksizin resen soruşturma başlattı. Gözaltı kararında Türk Ceza Kanunu’nun 106. ve 310. maddelerine atıf yapıldı.

Soruşturmanın Detayları

İstanbul Emniyeti’ne bağlı ekiplerce Teşvikiye’deki evinden alınan Altaylı, sağlık kontrolünün ardından emniyete götürüldü. İfadesi alınmak üzere adliyeye sevk edilmesi bekleniyor. Henüz bir tutuklama kararı bulunmuyor.

‍ 

Ailesinden İlk Açıklama

Gazetecinin eşi Hande Altaylı, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda,

“Fatih alınmış. Şu an nerede olduğunu bilmiyoruz. Avukatlarımız takipte,”

ifadeleriyle süreci kamuoyuna duyurdu.

Basın Özgürlüğü Tartışmaları Alevlendi

Altaylı’nın gözaltına alınması, sosyal medyada ve basın camiasında büyük yankı uyandırdı. Pek çok gazeteci ve hukukçu bu kararı ifade özgürlüğüne darbe olarak yorumlarken, iktidara yakın kaynaklar söz konusu ifadelerin “kin ve nefret içeren, halkı kışkırtıcı” nitelikte olduğunu savundu.

Fatih Altaylı Kimdir?

Gazetecilik kariyerine 1980’lerin sonunda başlayan Altaylı, Show TV, Habertürk, Bloomberg HT gibi birçok mecrada hem yönetici hem de program sunucusu olarak görev yaptı. Özellikle “Teke Tek” programıyla geniş kitlelerce tanındı. Son dönemde bağımsız YouTube yayınlarıyla gündeme gelen Altaylı, Türkiye’de sert söylemleri ve sansür karşıtı tutumuyla biliniyor.

HEYHABER Yorumu:

Fatih Altaylı’nın gözaltına alınması, Türkiye’de ifade özgürlüğü ile kamu güvenliği arasındaki sınırın yeniden tartışılmasına yol açtı. Her ne kadar devlet büyüklerine hakaret ve tehdit suç sayılabilse de, bu tür kararlar demokratik toplumlarda denge, ölçülülük ve şeffaflıkla ele alınmalıdır. Gözaltının uzun süreli bir cezaya dönüşüp dönüşmeyeceği, önümüzdeki günlerde yargının tavrıyla netleşecek.

Haber Merkezi