Birleşmiş Milletler’in Gazze’de kıtlık ilan etmesi üzerine Dışişleri Bakanlığı, İsrail’i soykırımcı politikalar yürütmekle suçladı ve cezasızlığın İsrail’i pervasızlaştırdığını belirtti. Bakanlık, kalıcı ateşkes ve insani yardım koridorlarının açılmasının şart olduğunu vurguladı.

Dışişleri’nden Sert Tepki: Gazze’deki Kıtlık Soykırımın Sonucu, İsrail Cezasızlıkla Pervasızlaşıyor

Ankara, 23 Ağustos 2025 – Birleşmiş Milletler’in Gazze Şeridi’nde resmen kıtlık ilan etmesi, uluslararası arenada büyük yankı uyandırdı. Birleşmiş Milletler destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) raporunun ardından Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklama, durumu daha da vahim bir tabloyla özetledi. Bakanlık, raporun ve BM Genel Sekreteri’nin değerlendirmelerinin, “Netanyahu hükümetinin Filistinlilere karşı yürüttüğü soykırımcı politikaların yol açtığı insani felaketi gözler önüne serdiği”ni belirtti.

“Cezasızlık İsrail’i Pervasız Kılıyor”

Dışişleri Bakanlığı’nın açıklaması, İsrail’in uluslararası hukuku hiçe sayan eylemlerine dikkat çekerek, “İsrail’i cesaretlendiren ve pervasız kılan, bugüne kadar işlediği savaş suçlarının cezasız bırakılmış olmasıdır” ifadelerine yer verdi. Bu sert eleştiri, uluslararası toplumun İsrail’e karşı daha kararlı bir duruş sergilemesi gerektiği yönünde bir çağrı olarak yorumlandı.

Peki, bu cezasızlık durumu ne anlama geliyor? Uluslararası hukuk uzmanlarına göre, İsrail’in Filistin topraklarında gerçekleştirdiği askeri operasyonlar ve yerleşim politikaları, uluslararası hukukun temel prensiplerine aykırı. Ancak, bugüne kadar bu ihlallerin karşılığında somut bir yaptırım uygulanmamış olması, İsrail’in benzer eylemleri tekrar etmesine zemin hazırlıyor. Ankara’daki siyasi kulislerde, bu durumun uluslararası sistemin adalet mekanizmalarına olan güveni zedelediği konuşuluyor.

Ateşkes Çağrıları ve İnsani Koridorun Önemi

Bakanlık açıklamasında, Gazze’ye insani yardım koridoru açılmasının hayati öneme sahip olduğu vurgulanırken, “Kalıcı ateşkesin sağlanması, sorumluların adalet önünde hesap vermesi ve insani yardım koridorlarının kesintisiz açık tutulması, uluslararası toplumun en temel yükümlülüklerindendir” denildi. Bu ifadeler, sadece Türkiye’nin değil, uluslararası toplumun da Gazze’deki insani krize çözüm bulmak için acil adımlar atması gerektiğinin altını çiziyor.

Gazze’deki durumun vahameti, Birleşmiş Milletler raporlarıyla da teyit edilmiş durumda. Raporda, bölgedeki gıda sıkıntısının kritik seviyeye ulaştığı, özellikle çocukların ve yaşlıların yetersiz beslenme nedeniyle hayatlarını kaybettiği belirtiliyor. İnsani yardım kuruluşları, Gazze’ye ulaştırılan yardımların yetersiz olduğunu ve bölgeye daha fazla yardım gönderilmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Ancak, İsrail’in uyguladığı abluka ve sınır kontrolleri, yardımların bölgeye ulaşmasını zorlaştırıyor.

Türkiye’nin Desteği Devam Edecek mi?

Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasının sonunda, Türkiye’nin “Filistin halkının haklı mücadelesine verdiği desteği ödün vermeden sürdüreceği” kaydedildi. Bu açıklama, Türkiye’nin Filistin meselesine olan bağlılığının ve bölgedeki barış çabalarına katkı sağlama konusundaki kararlılığının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Peki, Türkiye bu desteği nasıl sürdürecek? Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Türkiye, uluslararası platformlarda Filistin’in haklarını savunmaya devam edecek, Gazze’ye insani yardım göndermeyi sürdürecek ve Filistinli yetkililerle yakın temas halinde olacak. Ayrıca, Türkiye’nin bölgedeki diğer ülkelerle de işbirliği yaparak, kalıcı bir barış çözümüne ulaşılması için çaba göstereceği belirtiliyor.

Ankara’da siyasi gözlemciler, Dışişleri Bakanlığı’nın bu sert açıklamasının, Türkiye’nin Filistin meselesindeki kırmızı çizgilerini bir kez daha ortaya koyduğunu ve uluslararası topluma önemli bir mesaj verdiğini belirtiyorlar. Gazze’deki insani krizin çözümü için uluslararası toplumun daha fazla sorumluluk alması gerektiği ve İsrail’in uluslararası hukuka uygun davranmaya zorlanması gerektiği vurgulanıyor.