Türkiye’nin siyasi tarihinde derin izler bırakan 2001 yılı, hükümet değişimi açısından önemli bir dönüm noktasıydı. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, seçim sonucunda mağlup olmasına rağmen demokratik bir duruş sergileyerek hükümeti Abdullah Gül’e devretti. Bu geçiş, demokratik değerlerin ön planda olduğu bir siyasi iklimi simgeliyordu.
Ancak, üzerinden geçen yaklaşık 24 yıl sonrasında Türkiye’nin demokrasisi, birçok eleştiriyi beraberinde getiren bir sürecin içinden geçiyor. Geçmişteki demokratik duruşun yerini, günümüzde artan siyasi baskılar ve tartışmalar aldı. Bu durum, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne dair umutları zayıflatmış durumda.
Ecevit’i veya o dönemi sevmeyenler bile, bugünkü tabloyu görüp düşünmelidir. Demokrasinin özü olan uzlaşma ve hoşgörü anlayışı, günümüzde yerini kutuplaşmaya bırakmış olabilir. Siyasi iklimdeki bu değişim, toplumun farklı kesimlerinde tartışmalara neden olurken, gelecekte demokrasinin nasıl şekilleneceği sorusunu gündeme getiriyor. Türkiye’nin demokrasi yürüyüşünde, 2001 yılındaki tabloyu hatırlamak ve yeniden düşünmek büyük bir önem taşımaktadır.
Haber: Tülay Ataman