Azerbaycanlı uzmanlar, Türk dünyasının ortak kahramanlık destanlarının genç nesillere aktarılmasının önemini vurguluyor. Kıbrıs ve Karabağ mücadeleleri, tüm Türk halklarının ortak gurur kaynağı olarak gelecek nesillere ilham vermeli.
Azerbaycan’dan yükselen bir ses, Türk dünyasının ortak mirasının ve geleceğinin önemine dikkat çekiyor. Sivil Toplum Kuruluşlarına Devlet Desteği Ajansı’nın desteklediği “Türk Dünyası: Ortak Mirastan Ortak Geleceğe Doğru” projesi kapsamında hazırlanan makaleler, Türk dünyasının kahramanlık destanlarını ve vatanseverlik ruhunu genç nesillere aktarmanın gerekliliğini vurguluyor. Proje, Türkiye, Azerbaycan ve diğer Türk devletlerinden uzmanların katılımıyla hayata geçiriliyor ve ortak değerlerin korunması, geleceğe taşınması hedefleniyor.
Emekli General Dr. Yücel Karauz, Türklerin mücadele ruhunun köklerinin derinlere dayandığını belirtiyor. “Türkler, yaşadıkları toprakları vatan kılmayı bilmişlerdir. Orhun yazıtlarından beri ‘il’ ve ‘yurt’ kutsal sayılmıştır.” diyor. Karauz, Azerbaycan’ın Karabağ zaferini, Türkiye’nin terörle mücadelesini ve Kazakistan’ın bağımsızlık coşkusunu bu ruhun yansımaları olarak görüyor. Spor müsabakalarında bile bayrak sevgisinin ön planda olduğunu hatırlatan Karauz, değerleri korumak için sürekli çalışmanın önemini vurguluyor.
Karauz, Türklerin vatanseverliğinin devlet kuruculuğunda da belirleyici olduğunu ifade ediyor. Tarihte kurulan birçok Türk devletini hatırlatarak, devletin kalıcı ve kutsal bir yapı olarak görüldüğünü, töre ve adalet geleneğinin tesis edildiğini söylüyor. Bugün Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan gibi bağımsız Türk devletlerinin varlığının ve Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulmasının, ortak siyasi iradenin göstergesi olduğunu belirtiyor. “Türk’ün gücü devlet ve millet birliğindedir” diyen Karauz, Bilge Kağan’ın sözlerini hatırlatarak liderin milleti koruma, halkın ise devlete sadık kalma görevini vurguluyor.
Karauz, kahramanlıkların gençlere ortak miras olarak öğretilmesi gerektiğini savunuyor. Alparslan’dan Fatih Sultan Mehmet’e, Nuri Paşa’dan Polad Həşimov’a ve 15 Temmuz şehitlerine kadar birçok kahramanlık örneğini hatırlatarak, bu kahramanlıkların tarih ders kitaplarında, belgesellerde, ortak bayramlarda ve sinema yapımlarında yaşatılması gerektiğini söylüyor. Türk dünyası okullarında ortak kahramanlık destanlarının okutulmasının önemine dikkat çekiyor.
Gençler arasında ortak kültürel semboller ve değerlerin tanıtılmasının önemine de değinen Karauz, Bozkurt, tuğ, otağ, Nevruz ateşi, Dede Korkut, Manas, Köroğlu gibi değerlerin gençlere tanıtılması gerektiğini vurguluyor. Ortak televizyon ve dijital platformlar kurulması, kültür festivalleri ve Pan-Türk spor oyunları organize edilmesi önerisinde bulunuyor. Karauz, tüm bunların hayata geçirilmesi için bir program ve strateji hazırlanması gerektiğini de sözlerine ekliyor.
Azerbaycan Milletvekili Hikmet Babaoğlu, Karabağ’daki zaferin sadece Azerbaycan’ın değil, tüm Türk dünyasının gurur kaynağı olduğunu söylüyor. “Uzun yıllar Türk halkları birbirinden koparıldı, yenilgilerle sınandı.” diyen Babaoğlu, Türkistan’ın işgalini, Azerbaycan’ın ikiye bölünmesini ve Osmanlı’nın çöküşünü hatırlatarak, bu zorlu dönemde milli iradenin zaferine ve savaşçı geçmişin yeniden dirilmesine ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.
Babaoğlu, Azerbaycan’ın Türk devletleri arasında en hassas halka olarak seçildiğini ve sürekli olarak çeşitli imparatorlukların tehditleriyle karşı karşıya kaldığını ifade ediyor. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in “Düşmanlarımızdan biri de hâlâ bize sömürge gözüyle bakan ülkelerdir” sözlerini hatırlatarak, Azerbaycan’ın milli iradesini ortaya koyarak kazandığı zaferin, tüm Türk dünyasının zaferine dönüştüğünü vurguluyor.
Milletvekili Babaoğlu, bu zaferin sembolik onayını 2021 İstanbul zirvesinde gördüklerini belirtiyor. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Türk Dünyası Yüce Nişanı ile ödüllendirilmesinin sadece bir ödül olmadığını, Türk halklarının özgüvenini tazeleyen ve neler başarabileceklerini gösteren tarihi bir olay olduğunu söylüyor. Babaoğlu’na göre bu zafer, milli kimliğin ve ortak değerlerin yeniden şekillenmesi açısından büyük önem taşıyor.
Babaoğlu, Türk gençliğine özel bir mesaj vererek, Malazgirt, Çanakkale ve Karabağ savaşlarının temelinde stratejik düşünce ve birlik ruhunun yattığını belirtiyor. Bu ruhu korumak ve geleceğe taşımak için zafer bayramlarının ortak şekilde kutlanması, özellikle Karabağ zaferinin Türk dünyasında kardeşlik bağlarını nasıl güçlendirdiğinin geniş biçimde anlatılması gerektiğini vurguluyor.
KKTC Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Züleyha Karaman, bazı mücadelelerin sadece bir milletin değil, tüm Türk dünyasının onurunu taşıdığını söylüyor. “Coğrafyalar farklı olsa da, çekilen acılar ve sergilenen kahramanlıklar aynı ruhun yansımalarıdır.” diyen Karaman, Kıbrıs ve Azerbaycan Türklerinin mücadelesinin bu ortak ruhun en güçlü örneklerinden biri olduğunu belirtiyor. Her iki halkın yaşadığı acılar, gösterdiği cesaret ve yazdığı destanın, Türk’ün özgürlük aşkının, vatan sevgisinin ve zulme boyun eğmeyen başının simgesi olduğunu ifade ediyor.
Karaman, Kıbrıs Türklerinin tarih boyunca ağır sınavlardan geçtiğini hatırlatarak, 1878’de adanın İngiltere’ye devredilmesiyle başlayan sürecin, Kıbrıs Türkleri için baskı ve ayrımcılıkla dolu yılların habercisi olduğunu söylüyor. 1955’te kurulan EOKA terör örgütünün köyleri hedef aldığını, kadın-çocuk demeden masum insanları katlettiğini belirtiyor. Ancak Kıbrıs Türklerinin Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş liderliğinde örgütlenerek eşsiz kahramanlıklar sergilediğini vurguluyor. 20 Temmuz 1974’te Türkiye’nin garantörlük hakkını kullanarak Kıbrıs Barış Harekatı’nı başlattığını ve Kıbrıs Türklerinin özgürlüğüne kavuştuğunu hatırlatıyor.
Karaman, Azerbaycan’ın 2020’de elde ettiği Karabağ zaferine de dikkat çekiyor. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev liderliğinde Azerbaycan’ın gücünü sahada gösterdiğini, bu zaferin sadece askeri bir zafer değil, yılların gözyaşı, çekilen acılar ve beslenen umutların gerçeğe dönüşü olduğunu belirtiyor. Kıbrıs ve Azerbaycan Türklerinin mücadelesini “farklı zamanlarda ama aynı ruhla yazılmış” bir destan olarak nitelendiriyor. Her iki halkın sürgün edildiğini, katliamlara uğradığını, yok edilmek istendiğini ancak hiçbirinin toprağından, kimliğinden, şerefinden ve bağımsızlığından vazgeçmediğini, direndiğini, örgütlendiğini, ayağa kalktığını ve sonunda zafere ulaştığını ifade ediyor.
Karaman, Kıbrıs ve Azerbaycan Türklerinin mücadelesinin Türk dünyasının ortak hafızasında sağlam bir yer edinmesi gerektiğini vurguluyor. Bu zaferlerin sadece iki bölge için değil