Bir Kara Keçinin Yokluğu Bin Ağacı Yakıyor: Antalya’dan Orman Yangınlarına Farklı Bir Bakış

Yayınlama: 15.10.2025
A+
A-

Antalya’dan Gazeteci Samet Memiş, orman yangınlarının ardındaki nedenleri ve çözüm önerilerini farklı bir bakış açısıyla değerlendirdi. Memiş, doğanın dengesini bozduğumuz için bu felaketleri yaşadığımızı ve kara keçilerin ormanlardaki rolünü hatırlattı.

Bir Kara Keçinin Yokluğu Bin Ağacı Yakıyor: Antalya’dan Orman Yangınlarına Farklı Bir Bakış

Özet: Antalya’dan Gazeteci Samet Memiş, orman yangınlarının ardındaki nedenleri ve çözüm önerilerini farklı bir bakış açısıyla değerlendirdi. Memiş, doğanın dengesini bozduğumuz için bu felaketleri yaşadığımızı ve kara keçilerin ormanlardaki rolünü hatırlattı.

Antalya’dan yükselen dumanlar, sadece ağaçları değil, vicdanları da yakıyor. Her yaz olduğu gibi, bu yıl da orman yangınları yüreğimizi dağladı. Peki, bu yangınlar neden bu kadar arttı? TİMBİR Batı Akdeniz bölge temsilcisi Gazeteci Samet Memiş, bu soruya farklı bir yanıt arıyor. Memiş, ilkokulda öğrendiğimiz basit çevre kurallarını hatırlatarak, doğayla olan ilişkimizi sorguluyor.

Manavgat ve Sütçüler’deki Yangınlar: Bir Gazetecinin Gözünden

2021’de Manavgat ve Sütçüler’deki yangınlarda bizzat görev yapan Memiş, hem habercilik yaptı hem de söndürme çalışmalarına katıldı. O günlerde ormanları yakından inceleme fırsatı bulan Memiş, gördüğü manzara karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Ağaçların altı, adeta bir çöplüğü andırıyordu. Çalılar, kuru yapraklar ve çöpler, yangının yayılması için adeta davetiye çıkarıyordu. “Yangının sebebi burada başlıyor,” diyor Memiş. “Alevler, çalı çırpının altından sessizce ilerliyor. Siz bir bölgeyi söndürüyorsunuz, hemen biraz ileride yeni bir alev beliriyor. Çünkü ateş, gözle görünmeden toprağın altındaki kuru örtüde yol alıyor ve bu yüzden kontrol edilemiyor.”

Ormanların Altındaki Tehlike: Neden Bu Hale Geldik?

Peki, bu ormanlar neden bu hale geldi? Memiş’e göre cevabı basit: Doğanın dengesini bozduk. Eskiden bu ormanlarda hayvanlar dolaşırdı. Özellikle de “kara keçi” dediğimiz, sarp kayalıkların ve sık ormanların yerlisi olan keçiler… Bu hayvanlar, orman tabanını doğal yollarla temizlerdi. Ne çalı bırakırlardı ne kuru yaprak. Onların geçip gittiği yer tertemiz olurdu. Ne ağaçlara zarar verirlerdi ne toprağa… Ekolojik döngünün en sade ama en etkili temizlik işçisiydi bu hayvanlar.

Antalya’da yaşayan 65 yaşındaki Mehmet amca, bu durumu şöyle özetliyor: “Eskiden keçiler dağlarda otlardı, ormanlar da temiz kalırdı. Şimdi her yer yasak, hayvanlar köylerde açlıktan ölüyor, ormanlar da yangından.”

Kara Keçiler Neden Önemli? Doğal Denge ve Hayvancılık

Kara keçiler, sadece ot yiyerek değil, aynı zamanda toprağı havalandırarak ve tohumları yayarak da ormanların sağlığına katkıda bulunuyor. Ancak, son yıllarda ormanlara hayvan sokmak yasaklandı. “Burası koruma alanı, burası milli park” diyerek her yeri yasakladık. Ormanları koruyacağız derken, onları kendi haline bıraktık. Hayvancılığı dışladık, doğayla olan bağı kopardık. Sonuç: Altı çalı dolu, yangına hazır ormanlar…

Orman mühendisi Ayşe Hanım, bu konuda şunları söylüyor: “Orman yangınlarıyla mücadelede sadece söndürme çalışmaları yeterli değil. Önleyici tedbirler de almak zorundayız. Orman tabanının temizlenmesi, yangın riskini azaltmada önemli bir rol oynuyor. Kara keçilerin bu konudaki potansiyelini değerlendirmeliyiz.”

Yanan Sadece Ağaçlar Değil: Kaybolan Yaşamlar

Bugün korumaya çalıştığımız ağaçlar birer birer yanarken, sadece ormanları değil, içinde yaşayan sayısız canlıyı da kaybediyoruz. Kuşlar, sincaplar, kirpiler, kaplumbağalar… Yanan sadece ağaç değil; bir yaşam, bir denge yok oluyor. Antalya’da yaşayan 40 yaşındaki Ali Bey, “Yangınlar yüzünden artık kuş sesleri bile duyulmuyor. Eskiden her sabah kuş cıvıltılarıyla uyanırdık,” diyor.

Peki, ne yapmalıyız? Doğayı gerçekten korumak istiyorsak, onunla savaşmak değil, onunla birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz. Yasaklarla değil, anlayışla. Ekolojik dengeyi sağlayan canlılara yer açmalıyız. Kara keçilere, doğal çobanlara, doğanın işçilerine yeniden ormanların kapılarını açmalıyız. Çünkü doğa, en iyi yine kendini onarır. Yeter ki biz ona izin verelim… Antalya’dan yükselen dumanlar dinene kadar, bu gerçeği unutmamalıyız.

Unutmayalım ki, yanan sadece ağaçlar değil, geleceğimiz. Ve bu geleceği kurtarmak için, doğayla uyumlu bir yaşam sürmek zorundayız.

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130