Bir Kara Keçinin Feryadı: Antalya’da Orman Yangınlarının Ardındaki Acı Gerçek

Yayınlama: 31.07.2025
A+
A-

Antalya’da artan orman yangınlarına dikkat çeken gazeteci Samet Memiş, yangınların asıl sebebinin doğayla kurduğumuz yanlış ilişki olduğunu belirtiyor. Memiş, özellikle kara keçilerin orman ekosistemindeki önemine vurgu yaparak, yasakların doğayı korumak yerine zarar verdiğini savunuyor.

Bir Kara Keçinin Feryadı: Antalya’da Orman Yangınlarının Ardındaki Acı Gerçek

Antalya’dan yükselen dumanlar, sadece ağaçları değil, hepimizin ciğerini yakıyor. Her yaz aynı kabusu yaşamak, artık kaderimiz mi olmalı? TİMBİR Batı Akdeniz bölge temsilcisi, gazeteci Samet Memiş, bu acı tabloya farklı bir pencereden bakarak, orman yangınlarının ardındaki derin nedenleri ve çözüm önerilerini kaleme aldı. Memiş’in yazısı, yangınlarla mücadelede ezber bozan bir yaklaşım sunuyor: Doğayla savaşmak yerine, onunla birlikte yaşamak.

Yangın Yerinde Bir Gazeteci: Manavgat ve Sütçüler’de Gördüklerim

2021 yılında Manavgat ve Sütçüler’de çıkan yangınlarda bizzat görev alan Memiş, hem habercilik yapmış hem de söndürme çalışmalarına destek olmuş. O günlerde yaşadıklarını ve gözlemlediklerini aktaran Memiş, “Ormanları yakından inceledim. Ağaçların altı öyle çalı çırpı ve çöple doluydu ki, yürümek neredeyse imkânsızdı. İşte yangının sebebi burada başlıyor,” diyor. Alevlerin, kuru otların ve çöplerin altında sinsice ilerlediğini, bir bölge söndürülürken hemen ileride yeni bir yangının başladığını gözlemlemiş.

Ormanlar Neden Yangına Bu Kadar Müsait Hale Geldi?

Peki, bu ormanlar neden bu kadar bakımsız ve yangına davetiye çıkaran bir hale geldi? Memiş’e göre cevap çok basit: Doğanın dengesini bozduk. “Eskiden bu ormanlarda hayvanlar dolaşırdı. Özellikle de bizim ‘kara keçi’ dediğimiz, sarp kayalıkların, sık ormanların yerlisi olan keçiler…” diyor Memiş. Kara keçilerin, orman tabanını doğal yollarla temizlediğini, ne çalı ne de kuru yaprak bıraktığını, onların geçtiği yerlerin tertemiz olduğunu anlatıyor. Yani, aslında keçiler ormanın doğal temizlik görevlileriydi.

Kara Keçiler: Doğanın Unutulan İşçileri

Kara keçiler, sadece ot yiyerek ormanı temizlemekle kalmıyor, aynı zamanda toprağı da havalandırarak ağaçların köklerinin daha iyi beslenmesini sağlıyorlardı. Ne ağaçlara zarar veriyorlardı ne de toprağa. Ekolojik döngünün en sade ama en etkili temizlik işçileriydi onlar. Ancak, “Ormanlara hayvan sokmak yasak” diyerek, “Burası koruma alanı, burası milli park” diyerek her yeri yasakladık. Ormanları koruyacağız derken, aslında onları kendi haline terk ettik. Hayvancılığı dışladık, doğayla olan bağı kopardık. Sonuç: Altı çalı dolu, yangına hazır ormanlar…

Yasaklar Çözüm Mü, Yoksa Sorunun Kaynağı Mı?

Antalya’da yaşayan çiftçi Ali Osman Bey, konuyla ilgili şunları söylüyor: “Eskiden dedelerimiz, ninelerimiz keçileriyle ormana gider, hem hayvanlarını otlatır hem de ormanın temiz kalmasını sağlardı. Şimdi ise ormana adım atsak ceza yiyoruz. Bu nasıl korumacılık anlamıyorum.” Ali Osman Bey’in sözleri, aslında birçok köylünün ortak feryadı. Yasakların, doğayı korumak yerine, insanları doğadan uzaklaştırdığını ve ormanların bakımsız kalmasına neden olduğunu düşünüyorlar.

Yanan Sadece Ağaçlar Değil, Bir Yaşam, Bir Denge Yok Oluyor

Bugün korumaya çalıştığımız ağaçlar birer birer yanarken, sadece ormanları değil, içinde yaşayan sayısız canlıyı da kaybediyoruz. Kuşlar, sincaplar, kirpiler, kaplumbağalar… Yanan sadece ağaç değil; bir yaşam, bir denge yok oluyor. Orman yangınlarıyla mücadele sadece itfaiye araçlarıyla, helikopterlerle değil, aynı zamanda doğayla kurduğumuz ilişkiyi yeniden gözden geçirmekle mümkün.

Doğayla Birlikte Yaşamak: Çözümün Anahtarı

Samet Memiş, yazısını şu sözlerle tamamlıyor: “Doğayı gerçekten korumak istiyorsak, onunla savaşmak değil, onunla birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz. Yasaklarla değil, anlayışla. Ekolojik dengeyi sağlayan canlılara yer açmalıyız. Kara keçilere, doğal çobanlara, doğanın işçilerine yeniden ormanların kapılarını açmalıyız.” Çünkü doğa, en iyi yine kendini onarır. Yeter ki biz ona izin verelim…. Unutmayalım ki, bir kara keçinin yokluğu, bin ağacın kül olmasına neden olabilir.

Peki, bu çağrıya kulak verecek miyiz? Yoksa her yaz aynı acıyı yaşamaya devam mı edeceğiz? Karar, hepimizin.

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130