“Beyin gübreleme” nedir hiç duydunuz mu?

Yayınlama: 16.07.2025
Düzenleme: 16.07.2025 16:30
A+
A-

KÖŞE YAZISI | Tülay Ataman

Beyin Gübreleme ve Konuşan Maymunlar: İnsan Zekâsının Geleceğinde Yapay Zeka Parmak İzi

“İnsan beyninin kapasitesi %10’unu bile kullanmıyoruz” efsanesini duymayan kaldı mı bilmiyorum ama esas mesele şu: Geri kalan %90’ı açmak üzere bilim ve teknoloji gerçekten de kolları sıvadı. Hem de hiç olmadığı kadar kararlı, hızlı ve ürkütücü şekilde…

Beyni Gübrelemek Ne Demek?

Stanford’dan MIT’ye, Çin’den Avrupa Araştırma Konseyi’ne kadar birçok kurum “neuroenhancement” yani sinirsel gelişimsel takviye çalışmaları yürütüyor.

Amaç net:

İnsan beynini dışardan “gübrelemek”, yani daha hızlı, daha analitik, daha çok bilgi işleyebilen bir hale getirmek.

Tıpkı toprağı daha verimli kılmak gibi, beyin hücrelerini elektriksel uyarılar, yapay proteinler, genetik kod destekleri ve tabii ki yapay zeka ile uyandırmak…

2024’te yapılan bir deneyde, minik bir çip yerleştirilen bir gönüllü, sadece düşünerek bilgisayarda yazı yazabildi. Aynı yıl Çin’de yapılan bir çalışmada, genetik olarak geliştirilen bir primat, problem çözme hızı bakımından ilkokul öğrencisini geçti.

Peki Ya Konuşan Maymunlar

Hayır, Planet of the Apes (Maymunlar Cehennemi) henüz gerçek olmadı.

Ama çip destekli vokal öğrenme alanında yürütülen deneyler, özellikle bonobo ve şempanze türleri üzerinde umut verici gelişmeler gösteriyor.

2023 yılında Nature Neuroscience’ta yayımlanan bir çalışmada, bir bonoboya sinirsel simülasyon desteği verildi ve “Anne, açım” benzeri ses dizileri üretmesi sağlandı. Anlamlı mıydı? Belki. Tekrarlanabilir miydi? Evet. Bu, küçük bir adımdı ama konuşan hayvanlara doğru atılan ciddi ilk bilimsel adımlardan biri sayılıyor.

‍♂️ Maymun-İnsan Askerler? Bilim Kurgu mu, Tehlike Alarmı mı?

ABD Savunma Bakanlığı (DARPA), sinirsel bütünleştirme projeleriyle insan-makine hibritleri üzerine uzun zamandır çalışıyor.

Asıl amaç savaş alanlarında daha dayanıklı, daha hızlı karar veren ve duygusal streslerden etkilenmeyen süper askerler geliştirmek.

Buna paralel giden bazı laboratuvar deneylerinde hayvan beyinlerine yapay insan hücreleri entegre edilerek “karar alabilme” davranışları test ediliyor.

Ve şu soru yankılanıyor:

“Eğer insan zekâsını başka bir türe entegre edebilirsek, o tür insan olur mu? Yoksa insanlık tanımımız değişmeli mi?”

Yapay Zekanın Rolü: Ayna mı, Araç mı?

Beyni gübreleme çalışmaları yapay zekasız düşünülemez.

Çünkü yapay zeka:

  • Nöral aktiviteleri analiz ediyor,
  • Hangi uyarının beyni nasıl etkilediğini milisaniye hassasiyetle okuyor,
  • Deneysel verileri anında yorumlayarak kişiye özel zihinsel uyarım reçeteleri yazabiliyor.

Örneğin 2025’te İsviçre’de yürütülen bir çalışmada, kişisel zeka haritası çıkarılarak kişinin hangi saatlerde daha yaratıcı olduğu, hangi duygularda daha hızlı öğrendiği yapay zeka destekli sistemlerle saptandı.

Ve bu verilerle çalışanlara özel iş saatleri planlandı.

Verimlilik %40 arttı.

Bütün Bunların Ortasında İnsana Ne Olacak?

İşte beni asıl düşündüren bu.

Daha zeki bir insan türüne mi dönüşeceğiz, yoksa zekâmız “yönlendirilen bir beceriye” mi dönüşecek?

Çünkü beyin gübrelemenin ardından akıllanmak değil, programlanmak geliyor gibi…

✍️ Aklımın sesi diyor ki: Zeka Artarsa İnsan Kalır mı?

İnsanı insan yapan sadece bilişsel kapasitesi mi?

Yoksa merhameti, iradesi, hayal gücü, şefkati mi?

Zekâ artarsa evet, daha verimli olabiliriz.

Ama şunu unutmayalım:

Eğer insanı makineye yaklaştırırken duyguyu budarsak, geriye zeki bir kabuk kalır.

Ama duyguyu ve düşünceyi birlikte büyütürsek, işte o zaman gerçek evrim başlar.

Belki de beynimizi değil, kalbimizi gübrelemek gerek.

Sevgiyle,

Tülay Ataman

Bilişim ve Toplum Üzerine Düşünen Bir Gazeteci

REKLAM VERMEK İÇİN ARAYIN
0532 659 8130