Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Muharrem Ayı Lokma Sofrası buluşmasında gençlerle bir araya geldi. Tekin, Alevi-Bektaşi inancına yönelik geçmişteki olumsuzlukların geride bırakılması gerektiğini vurgulayarak, farklılıkların Türkiye’nin zenginliği olduğunu söyledi.
ÖZET: Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Muharrem Ayı Lokma Sofrası’nda gençlerle bir araya gelerek önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Tekin, Alevi-Bektaşi inancına yönelik geçmişteki sıkıntıların aşılması gerektiğini belirterek, inanç özgürlüğünün önemine vurgu yaptı ve farklılıkların Türkiye’nin zenginliği olduğunu söyledi.
İstanbul’da düzenlenen Muharrem Ayı Lokma Sofrası buluşması, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in katılımıyla gerçekleşti. Gençlerle samimi bir ortamda bir araya gelen Bakan Tekin, eğitimden inanç özgürlüğüne kadar pek çok konuda önemli mesajlar verdi. Sohbette, Alevi-Bektaşi toplumunun geçmişte yaşadığı zorluklar ve gelecekte atılması gereken adımlar masaya yatırıldı.
Bakan Tekin, konuşmasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konudaki hassasiyetine değinerek başladı. “Bugün burada konuşulan ve atılan adımlar, Sayın Cumhurbaşkanımızın bize verdiği cesaret ve yönlendirmelerle mümkün oluyor” diyen Tekin, Erdoğan’ın inançlar üzerindeki baskıcı politikaları reddeden bir anlayışla hareket ettiğini vurguladı. Tekin, geçmişte yaşanan tartışmaların geleceğe yönelik adımları engellediğini belirterek, “Bundan sonra neler yapılması gerektiğine bakmak lazım” şeklinde konuştu.
Bakan Tekin, Alevi ya da Sünni ayrımı yapmadan her gencin inancını öğrenerek yetişmesini arzu ettiğini ifade etti. “Bir gencin inancına sahip olarak, inancını öğrenerek yetişmesini arzu etmesinden gerçekten mutlu oluyor ve gurur duyuyorum. Bunu da Millî Eğitim Bakanı olarak, bir akademisyen olarak arzu ediyor ve istiyorum. Bunu temin etmenin de boynumuzun borcu olduğuna inanıyorum” dedi. Bu sözler, salonda bulunan gençler tarafından büyük alkış aldı.
Geçmişte yaşanan olumsuzluklara değinen Tekin, bunların unutulması ve farklılıkların bir zenginlik olarak kabul edilmesi gerektiğini söyledi. “İnançları, farklılıkları bir zenginlik olarak kabul edelim. İnsanların inançlarını öğrenme, hayata geçirme ve yayma hürriyetini bir temel insan hakkı olarak kabul edip bunun üzerinde politika geliştirelim. Bu, Türkiye’yi zenginleştirecek, millî birliği güçlendirecektir” ifadelerini kullandı. Tekin, milli birliği güçlendirmenin asli görevleri olduğunu ve bunu ancak bu bakış açısıyla başarabileceklerini dile getirdi.
Bakan Tekin, üniversitede rektörlük yaptığı dönemde Alevilik konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını da anlattı. “Bu konuda var olan bir merkezi çok aktif hâle getirdik. Akabinde orada yüksek lisans ve doktora programlarının açılmasını sağladık. Ardından Alevi-Bektaşi çalışmalarının bir doçentlik alanı olarak YÖK tarafından kabul edilmesi için mücadele ettik. Onu temin ettik” dedi. Tekin, Alevi-Bektaşi inancıyla ilgili uzlaşılmış bir literatür konusunda sorunlar olduğunu ve bu sorunun kendisine de yansıdığını belirtti.
Eğitime erişim konusuna da değinen Bakan Tekin, hiçbir ayrım gözetmeden tüm çocukların eğitime erişimini en üst düzeye çıkaracak tedbirleri aldıklarını ve almaya devam edeceklerini söyledi. Tekin, bu adımların ilerleyen zamanlarda daha da artırılacağını müjdeledi.
Alevi-Bektaşi Kültürü ve Cemevi Başkanı Ali Rıza Özdemir de yaptığı konuşmada, kendilerini bu anlamlı etkinlikte buluşturan herkese teşekkür etti. Özdemir, Alevi olması nedeniyle çocukluğunda ve gençliğinde bazı sorunlarla karşılaştığını anlatarak, “Birçok arkadaşımız Alevi olduğunu, Bektaşi olduğunu ifade edemiyordu” dedi. Özdemir, Alevi vatandaşlarla ilgili yapılan çalışmalara işaret ederek, “Zaman içinde hem Alevi toplumunun hak arayışıyla hem de son dönemlerde Sayın Cumhurbaşkanımızın atmış olduğu cesur adımlarla birlikte toplumda ciddi bir dönüşüme ve zihniyet değişimine sebep olundu. İnşallah, ilerleyen zamanlarda bu adımlar daha da artırılacaktır” diye konuştu.
Bakan Tekin’in ve Cemevi Başkanı Özdemir’in konuşmaları, salonda bulunan gençler ve diğer katılımcılar tarafından büyük bir ilgiyle dinlendi. Muharrem Ayı’nın manevi atmosferinde gerçekleşen bu buluşma, birlik ve beraberlik mesajlarının verildiği anlamlı bir etkinlik olarak kayıtlara geçti. Etkinlik sonrası, katılımcılar lokma sofrasında bir araya gelerek sohbet etme imkanı buldular. Bu tür buluşmaların, toplumun farklı kesimleri arasındaki diyalog ve anlayışı artırması bekleniyor.