Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, işsizlik oranının son çeyrekte düşüş göstererek son 25 yılın en düşük seviyesine gerilediğini açıkladı. Genç ve kadın istihdamındaki artış, bu olumlu tablonun önemli bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Özet: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, işsizlik oranının son çeyrekte düşüş göstererek son 25 yılın en düşük seviyesine gerilediğini açıkladı. Genç ve kadın istihdamındaki artış, bu olumlu tablonun önemli bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Ankara, 18 Ekim 2025 – Sabahın erken saatlerinde, telefonum çaldı. Arayan, Ankara’daki bir meslektaşım. Sesi heyecanlıydı: “Vedat Işıkhan’ın açıklamalarını duydun mu? İşsizlik oranı resmen dibe vurmuş!” İşte güne böyle başladık. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2025 yılı Ocak-Mart dönemi iş gücü istatistiklerini değerlendirirken, yüzlerde tebessüm oluşturacak bir haber verdi: İşsizlik oranı, son 25 yılın en düşük seviyesine gerilemiş durumda.
Peki, bu rakamlar aslında ne ifade ediyor? Bakan Işıkhan’ın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşıma göre, işsizlik oranı Ulusal İstihdam Stratejisi doğrultusunda belirlenen hedeflerle uyumlu bir şekilde ilerliyor. Yani, hükümetin istihdam politikaları meyvelerini veriyor gibi görünüyor. Işıkhan, bu durumu, “Ülkemizin koşullarına uygun ve çağın ihtiyaçlarına yönelik birçok uygulamayı hayata geçirmeye devam ediyoruz,” sözleriyle özetledi. Bu uygulamaların neler olduğunu birazdan daha detaylı inceleyeceğiz.
TÜİK’in verilerine göre, 2025 yılının ilk çeyreğinde işsiz sayısı bir önceki çeyreğe göre 183 bin kişi azalarak 2 milyon 884 bin kişiye düşmüş. İşsizlik oranı ise 0,4 puanlık bir azalışla yüzde 8,2 seviyesinde gerçekleşmiş. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla ise 0,6 puanlık bir düşüş söz konusu. Rakamlar ortada: İşsizlik azalıyor, istihdam artıyor.
Bakan Işıkhan’ın vurguladığı bir diğer önemli nokta ise, iş gücü piyasasına yönelik uygulamaların sadece istihdamı artırmakla kalmayıp, aynı zamanda toplumun çeşitli kesimlerini iş gücüne kazandırması. Özellikle gençler, kadınlar ve dezavantajlı gruplar, bu çalışmalardan olumlu yönde etkileniyor.
Genç nüfustaki işsizlik oranının düşüş göstermesi, geleceğimiz adına umut verici bir gelişme. Işıkhan, “Bu çalışmaların neticesi olarak gördüğümüz genç nüfusta işsizlik oranı, ilk çeyrek verilerine göre 0,9 puan azalarak yüzde 15’e geriledi,” dedi. Bu, gençlerimizin geleceğe daha umutla bakmasını sağlayacak bir faktör.
Sokakta konuştuğum gençlerden biri, “Eskiden iş bulmak hayaldi, şimdi en azından bir umut var,” dedi. Bu sözler, rakamların ötesinde, insanların hayatında yarattığı değişimi gözler önüne seriyor.
İstihdam edilen kişi sayısı da bu dönemde 32 milyon 389 bine yükselmiş durumda. İstihdam oranı yüzde 48,9, iş gücü ise 35 milyon 273 bin kişi olarak kaydedildi. İş gücüne katılma oranı ise yüzde 53,3 olarak gerçekleşti. Bu rakamlar, Türkiye’nin istihdam potansiyelinin giderek arttığını gösteriyor.
Akıllara gelen soru şu: Bu başarı nasıl elde edildi? Hükümetin uyguladığı istihdam politikaları, teşvikler, mesleki eğitim programları ve işverenlerle yapılan işbirlikleri, bu olumlu tablonun oluşmasında önemli rol oynuyor. Özellikle KOBİ’lere yönelik sağlanan destekler, yeni iş imkanlarının yaratılmasına katkı sağlıyor.
Bir KOBİ sahibiyle yaptığım görüşmede, “Hükümetin sağladığı teşvikler sayesinde yeni eleman alımına gidebildik. Bu sayede hem işlerimizi büyüttük, hem de istihdama katkı sağladık,” dedi. Bu tür geri bildirimler, uygulanan politikaların ne kadar etkili olduğunu gösteriyor.
Türkiye’nin istihdam kapasitesini daha da güçlendirmek için çalışmaların kararlılıkla sürdüğünü vurgulayan Işıkhan, “Ülkemizin yarınlarını tüm paydaşlarımızla birlikte inşa edeceğiz. Daha fazla üreten, büyüyen ve istihdam olanaklarını artıran bir Türkiye hedefiyle yolumuza devam ediyoruz,” açıklamasında bulundu.
Sonuç olarak, işsizlik oranındaki düşüş ve istihdamdaki artış, Türkiye ekonomisi için olumlu bir işaret. Ancak, bu trendin sürdürülebilir olması için, yapısal reformlara ve nitelikli iş gücü yetiştirmeye odaklanmak gerekiyor. Unutmayalım ki, her bir istihdam edilen kişi, sadece bir rakam değil, aynı zamanda bir ailenin geçim kaynağı ve bir umut ışığıdır.