Avrupa Birliği, 10 Nisan 2026’dan itibaren Schengen Bölgesi’ne girişlerde yeni bir sisteme geçiyor. Biyometrik veri kaydıyla, ziyaretçilerin kalış süreleri daha yakından takip edilecek.
Ankara – BHA Avrupa’ya seyahat planı yapanlar için önemli bir değişiklik kapıda. Avrupa Birliği, özellikle de Türk vatandaşlarının sıkça ziyaret ettiği Schengen Bölgesi’nde, sınır geçişlerinde yeni bir dönemi başlatmaya hazırlanıyor. Bu yeni dönemde, AB vatandaşı olmayan ve kısa süreli ziyaret gerçekleştirenlerin biyometrik verileri kayıt altına alınacak.
Peki, bu yeni sistem tam olarak ne anlama geliyor? Daha basit bir ifadeyle, Avrupa Birliği, Schengen Bölgesi’ne giren kişilerin pasaport bilgilerinin yanı sıra, parmak izi ve yüz görüntüsü gibi biyometrik verilerini de kaydedecek. Bu sayede, kişilerin vize sürelerine veya izin verilen kalış sürelerine uyup uymadıkları, gerçek zamanlı olarak takip edilebilecek. Bir nevi, Avrupa kapılarında “büyük birader” uygulaması hayata geçiyor diyebiliriz. Amaç, yasa dışı kalışları engellemek ve sınır güvenliğini artırmak.
Bu yeni uygulamadan kimler etkilenecek diye merak ediyorsanız, hemen açıklayalım. Uygulama, AB vatandaşı olmayan ve kısa süreli (genellikle 90 günü aşmayan) seyahatler yapan herkesi kapsayacak. Yani, iş seyahati, turistik gezi veya aile ziyareti gibi amaçlarla Avrupa’ya gelen Türk vatandaşları da bu sisteme dahil olacak. Ancak, AB üyesi ülkelerin vatandaşları ile Schengen Bölgesi’ne dahil olan İzlanda, Lihtenştayn, Norveç ve İsviçre vatandaşları bu uygulamanın dışında tutulacak.
Gelelim en önemli soruya: Bu sistem ne zaman hayata geçecek? Planlara göre, Elektronik Giriş-Çıkış Sistemi (EES) olarak adlandırılan bu uygulamanın, 10 Nisan 2026 tarihine kadar tüm sınır kapılarında tam olarak faaliyete geçmesi hedefleniyor. Ancak, uygulama ilk etapta belirli kara, hava ve deniz sınır noktalarında başlatılacak ve kademeli olarak genişletilecek. Yani, önümüzdeki aylarda Avrupa’ya seyahat edenlerin, sınır kapılarında bu yeni uygulamayla karşılaşma ihtimali giderek artacak.
Bu yeni sistemin getireceği potansiyel sorunlardan biri de, sınır kapılarında yaşanabilecek yoğunluk. Biyometrik veri kaydı işlemleri, hali hazırda uzun süren pasaport kontrollerini daha da uzatabilir. Özellikle yaz aylarında ve bayram dönemlerinde, Avrupa’ya giriş yapmak isteyenler için bu durum ciddi bir zaman kaybına neden olabilir. Sınır kapılarındaki yetkililerin, bu durumu göz önünde bulundurarak gerekli önlemleri alması ve ek personel görevlendirmesi bekleniyor.
Peki, bu yeni sistem karşısında vatandaşlar ne yapmalı? Öncelikle, Avrupa’ya seyahat etmeden önce güncel uygulamalar hakkında bilgi sahibi olmak önemli. Seyahat tarihinden önce vize başvurusu yapmak ve gerekli belgeleri eksiksiz hazırlamak, sınır kapılarında yaşanabilecek olası sorunların önüne geçebilir. Ayrıca, sınır kapılarında yaşanabilecek yoğunluğu göz önünde bulundurarak, seyahat planınızı buna göre yapmanızda fayda var.
Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz seyahat uzmanı Ayşe Hanım, “Bu yeni sistem, Avrupa’ya seyahat edenler için bazı zorluklar getirebilir. Ancak, uzun vadede sınır güvenliğinin artırılması ve yasa dışı göçün engellenmesi açısından önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. Vatandaşlarımızın, seyahat öncesinde gerekli bilgilere sahip olması ve sınır kapılarında yaşanabilecek olası gecikmelere hazırlıklı olması gerekiyor,” şeklinde konuştu.
Avrupa Birliği’nin bu yeni uygulaması, sınır geçişlerinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirilebilir. Biyometrik veri kaydı, sınır güvenliğinin artırılması ve yasa dışı göçün engellenmesi gibi hedeflere ulaşılmasında önemli bir rol oynayabilir. Ancak, uygulamanın getireceği potansiyel sorunların da göz ardı edilmemesi ve gerekli önlemlerin alınması gerekiyor. Aksi takdirde, Avrupa’ya seyahat edenler için bu yeni dönem, keyifli bir tatil yerine, kabusa dönüşebilir.