Almanya’da yapılan bir araştırma, iklim değişikliğinin bombus arılarının yaşam süresi ve üreme yetenekleri üzerinde ciddi olumsuz etkileri olduğunu ortaya koydu. Özellikle ılıman kışlar ve mevsim dışı yağışlar, arıların hayatta kalma şansını azaltıyor.
Almanya’dan gelen haberler pek iç açıcı değil. Regensburg Üniversitesi’nden bilim insanları, hepimizin yakından tanıdığı, baharın müjdecisi bombus arılarının geleceğiyle ilgili endişe verici bir tablo çiziyor. Yapılan araştırmalar, iklim değişikliğinin bu minik canlıların yaşamlarını nasıl derinden etkilediğini gözler önüne seriyor. Sanki doğa, sessiz çığlıklarla bir uyarı veriyor: “Durun, gidişat iyi değil!”
Araştırmacılar, 2000 ile 2014 yılları arasında Bombus terrestris türü arılar üzerinde uzun soluklu bir çalışma yapmış. Bu süre zarfında toplanan veriler incelendiğinde, Avrupa’nın en önemli polen taşıyıcılarından biri olan bombus arılarının, iklim değişikliğinden ciddi şekilde etkilendiği görülmüş. Özellikle kraliçe arıların, yaşamlarının erken dönemlerinde karşılaştıkları iklimsel değişiklikler, onların sağlıklarını, yaşam sürelerini ve üreme kapasitelerini olumsuz etkiliyor.
Peki, bu ne anlama geliyor? Bildiğimiz baharlar, rengarenk çiçekler ve o çiçeklerin üzerinde vızıldayan arılar… Belki de gelecekte bu manzara, sadece birer hatıra olarak kalacak. Eğer önlem almazsak, torunlarımıza anlatacak bir hikaye olacak.
Çoğumuz iklim değişikliğini sadece sıcaklıkların artması olarak düşünüyoruz. Ancak bilim insanları, durumun bundan çok daha karmaşık olduğunu vurguluyor. Mevsimsel hava olaylarının zamanlaması ve şiddetindeki değişimler de bombus arılarının yaşamı üzerinde büyük bir etkiye sahip. Örneğin, son yıllarda sıkça yaşadığımız ılıman kışlar, arıları erken uyandırıyor. Kış uykusundan erken kalkan arılar, enerji rezervlerini tüketiyor ve bahar geldiğinde yeni koloni kurmak için yeterli güce sahip olamıyor.
Düşünsenize, kışın ortasında güneş açmış, hava güzel… “Oh ne güzel” diyoruz ama o güneş, o sıcaklık aslında bir felaketin habercisi. Arılar erken uyanıyor, enerji harcıyor ve bahara hazırlıksız yakalanıyor.
Sadece sıcaklık değil, yağışlar da arıların hayatını zorlaştırıyor. Mevsim dışı şiddetli yağışlar, arıların polen ve nektar toplamasını engelliyor. Besin bulmakta zorlanan arılar, zayıf düşüyor ve hayatta kalma şansları azalıyor. Sanki doğa, bir yandan sıcaklıkla, bir yandan da yağmurla arılara savaş açmış gibi.
Çalışmanın başyazarı Dr. Ruth Archer, bombus arılarının sadece yabani çiçeklerin değil, aynı zamanda tarım ürünlerinin de tozlaşmasında kilit rol oynadığını belirtiyor. Archer, iklim değişikliğinin bu türler üzerindeki etkilerinin, ekosistem dengesi ve tarımsal üretim açısından ciddi sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekiyor. Yani sadece arılar değil, sofralarımızdaki yiyecekler de tehlike altında.
Peki, bu durum karşısında ne yapabiliriz? Öncelikle, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için elimizden geleni yapmalıyız. Daha az enerji tüketmeli, daha çok geri dönüşüm yapmalı ve doğaya daha saygılı olmalıyız. Belki de balkonumuza, bahçemize arılar için çiçekler ekebiliriz. Unutmayalım ki, her küçük adım büyük bir fark yaratabilir.
Bu araştırma, Journal of Animal Ecology dergisinde yayınlandı. Bilim insanları, bu tür çalışmalarla iklim değişikliğinin etkilerini daha iyi anlamaya ve çözüm yolları bulmaya çalışıyor. Ancak unutmayalım ki, çözüm sadece bilim insanlarının elinde değil. Her birimiz, bu gezegeni korumak için sorumluluk almalıyız. Aksi takdirde, sadece bombus arıları değil, tüm canlılar için karanlık bir gelecek bizi bekliyor.