E-ticaret devi Amazon, CEO Andy Jassy’nin başlattığı yeniden yapılanma kapsamında 30 bin ofis çalışanını işten çıkarma kararı aldı. Bu, şirketin 2022’deki rekor işten çıkarma sayısını da aşarak tarihindeki en büyük personel azaltımı oldu.
ANKARA (BHA) – E-ticaret devi Amazon, bir süredir devam eden yeniden yapılanma çalışmaları kapsamında dev bir adım attı. Şirket, CEO Andy Jassy’nin “bürokrasiyi sadeleştirme ve yönetici sayısını azaltma” hedefi doğrultusunda 30 bin ofis çalışanını işten çıkarma kararı aldı. Bu karar, teknoloji dünyasında ve özellikle de Amazon çalışanları arasında büyük bir şok etkisi yarattı.
Amazon’un bu hamlesi, aslında son yıllarda şirketin yapay zekâ ve otomasyona yaptığı yatırımlarla yakından ilişkili. Şirket, operasyonlarını daha verimli hale getirmek ve maliyetleri düşürmek amacıyla bir süredir farklı alanlarda otomasyon çözümlerine yöneliyor. Bu durum, özellikle depo çalışanları ve ofis personeli arasında işten çıkarma endişelerini de beraberinde getiriyordu. 2022 yılında 27 bin çalışanın işine son veren Amazon, bu son kararıyla kendi rekorunu da kırmış oldu. İşten çıkarılacak 30 bin kişi, şirketin toplam ofis çalışanlarının yaklaşık %8’ine denk geliyor.
Peki, bu kararın arkasında yatan sebepler neler? Sektör uzmanları, Amazon’un son dönemde yaşadığı büyüme yavaşlaması ve artan rekabetin bu kararda etkili olduğunu belirtiyor. Özellikle bulut bilişim (AWS) ve e-ticaret alanlarındaki rekabetin artması, Amazon’u daha verimli ve rekabetçi olmaya zorluyor. Bu da doğal olarak maliyetleri düşürme ve operasyonları optimize etme çabalarını beraberinde getiriyor.
Reuters’ın haberine göre, işten çıkarmaların en çok “People Experience and Technology (PXT)” olarak bilinen insan kaynakları birimini etkilemesi bekleniyor. Bunun yanı sıra operasyon, cihaz, hizmet ve Amazon Web Services (AWS) gibi kilit bölümlerde de personel azaltımına gidileceği belirtiliyor. Bu durum, şirketin farklı departmanlarında çalışan binlerce kişinin işsiz kalma riskiyle karşı karşıya olduğu anlamına geliyor.
İnsan kaynakları biriminde çalışan Ayşe Hanım, “Bu haberleri duyduğumuzdan beri hepimiz diken üstündeyiz. Kimin gideceği, kimin kalacağı belli değil. Belirsizlik insanı daha çok yıpratıyor,” diyerek yaşadığı endişeyi dile getiriyor. Benzer endişeler, diğer departmanlarda da hakim durumda.
Bu işten çıkarma haberlerinin gölgesinde, Amazon’un yaklaşan tatil sezonu için 250 bin geçici depo çalışanı almayı planlaması da dikkat çekiyor. Özellikle yılbaşı ve diğer özel günlerde artan siparişleri karşılamak amacıyla yapılan bu alımların, işten çıkarılan ofis çalışanları için bir umut ışığı olup olmayacağı ise belirsiz. Şirket yetkilileri, bu pozisyonların kalıcı olup olmayacağı konusunda henüz net bir açıklama yapmadı.
Bu durum, akıllara şu soruyu getiriyor: Amazon, bir yandan ofis çalışanlarını işten çıkarırken, diğer yandan neden geçici depo işçisi alıyor? Cevap basit: Tatil sezonu yoğunluğu. Ancak bu durum, şirketin uzun vadeli stratejileri ve işgücü politikaları hakkında da önemli ipuçları veriyor.
Geçtiğimiz haftalarda gündeme gelen bir iddia ise, Amazon’un gelecekteki vizyonunu gözler önüne seriyor. İddialara göre, şirket 2033 yılına kadar ABD’deki faaliyetlerinin yüzde 75’ini otomasyona devrederek, depolarda çalışan 600 binden fazla işçiyi robotlarla değiştirmeyi hedefliyor. Bu durum, sadece Amazon çalışanları için değil, tüm dünyadaki işgücü piyasası için önemli bir dönüm noktası olabilir. Otomasyonun yaygınlaşmasıyla birlikte, birçok sektörde insan gücüne olan ihtiyacın azalması bekleniyor. Bu da işsizlik oranlarının artması ve yeni iş alanlarının yaratılması gerekliliği gibi önemli sorunları beraberinde getirebilir.
Bu iddialar henüz resmi olarak doğrulanmamış olsa da, Amazon’un son yıllarda robotik ve otomasyon teknolojilerine yaptığı yatırımlar, bu yönde bir strateji izlediğini gösteriyor. Özellikle depolarda kullanılan robotların sayısı her geçen gün artarken, bu durum çalışanlar arasında tedirginliğe yol açıyor.
Amazon’un bu kararı, sadece şirketi değil, tüm teknoloji sektörünü etkileyebilir. Diğer büyük şirketlerin de benzer adımlar atması durumunda, binlerce insanın işsiz kalması ve ekonomik belirsizliklerin artması söz konusu olabilir. Bu nedenle, bu tür büyük ölçekli işten çıkarma kararlarının etkileri dikkatle takip edilmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır.
Sonuç olarak, Amazon’un 30 bin ofis çalışanını işten çıkarma kararı, sadece bir şirketin yeniden yapılanma çabası olarak değerlendirilmemeli. Bu karar, aynı zamanda teknoloji dünyasındaki değişen trendlerin ve işgücü piyasasındaki dönüşümün de bir göstergesi olarak kabul edilmeli. Önümüzdeki yıllarda otomasyonun yaygınlaşmasıyla birlikte, iş dünyasında daha da büyük değişikliklerin yaşanması bekleniyor.